"Güzel nişancısın."

47 12 35
                                    

"Ne var camda?" Dedi Berkay küfür eşliğinde.

Camda üç derin ve uzun çizik vardı. Sanki biri ya da bir şey tırnaklarıyla pencereyi çizmiş gibi...

Eda cama baktı. "Sinem benimle gelsene." Dedi ve mutfaktan çıktı. Ardından üzerine ceketini aldı ve evden çıktı. Sinem de üzerine bir hırka alıp çıktı.

Berkay da peşlerinden gitti. Nereye gittiler diye arkalarından bakarken,"Gelmene gerek yok ." Diyen Eda'ya;
"Ama gelmek istiyorum." Diye itiraz etti.

Karşıda başka bir ev vardı. Eda kapısını tıklattı. Yaklaşık bir dakika sonra kapı açıldı. İçerden genç bir çocuk çıktı. Eda bizim evi işaret ederek bir şeyler söyledi. Onlar sohbete devam ederken biz salona geri döndük.

Yağmur, Mert ve Yavuz da kalktı. Yatakları topladık ve kahvaltıyı hazırladık.

Yarım saat sonra kapı çaldı.

Eda ve Berkay içeri girerken kahkahalarla gülüyorlardı. Sinem'in yanakları kızarmıştı.

"N'oldu?" Dedi Yağmur.

"Yeni shipimiz gençler, SinEm!" Dedi Eda gülerek.

"Ney?" Dedim.

"Saçmalamayın." Dedi Sinem.

"Saç malanmaz Sinem, saç taranır!" Dedi Helin.

Gözlerimi devirdim.

"Saçma lama, saçma at..." Diye mırıldandı Yağmur.

"Yeter!" Dedi Yavuz. "Midem bulandı."

"Sabah yaşadığımız olay kapandı mı acaba?" Dedim. "Ben hala şoktaydım çünkü."

"Ayı ya da vahşi bir hayvan olabilirmiş." Dedi Eda ceketini asarken.

Kafamda kurduğum bütün senaryolar suya düştü...

"Hadi yemek yiyelim, ben açım." Dedi Berkay.

"SinEm shipi n'alaka?" Dedim.

"Emir ve Sinem çok iyi anlaştı. Fazla iyi...Emir akşam gelip cama bakacak bu arada." Dedi Eda.

Konuşmasından Emir denilen çocuğu tanıdığını anladım.

"Açım dedim?" Dedi Berkay.

Mutfağı işaret ettim. Berkay önde hepimiz mutfağa geçtik ve sofraya oturduk.

"Başım ağrıyor." Dedi Mert.

"Benim de uykum var ve başım ağrıyor." Dedi Helin de.

"Valla ben dün gece çok güzel uyudum." Dedi Yağmur.

"Ben de uyudum da, uykumu tam alamadım." Dedi Mert.

"Uyutmadın beni!" Dedi Berkay. Küfür etti.

"Uyumadın mı Berkay?" Dedim. O uykusuz olsa şu an uyanık olamazdı.

"Sen gittikten sonra bu yine mırın kırın edince Eda'nın dizlerinde uyudu." Dedi Mert.

Yani sabah gördüğüm gibi.

Eda hiç uyumamış mıydı?

"Sen uyumadın mı Eda?" Dedim.

"I-hı." Dedi Eda kahvaltısıyla meşgul olurken.

"Nasıl ya?" Dedim.

Ben bütün gece uyumasam şimdi yerlerde falan uyurdum herhalde.

Yağmur bardağıma çay döktüğü için geri çekildim.

[CADI AVCILARI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin