bölüm-22

184 12 5
                                    

Kararımı verirken fedakarlık olarak hayatımın bu günden öncesini bu günden sonrasına kurban etmiştim.
Öncesi sonrasına masal olarak ömrümün geri kalanına anlatılacaktı belkide. Gerçek bildiğim sahte hayatımdan geriye bir şeyler kalırmıydı acaba? En başta babam. Tual yada Talha tamamen silineceklerdi belkide. Tual'in son kez beni teselli edişi, yok olacaklarmıydı zamanda?

Belkide ondan geçmeliydim ama yapamıyordum ki onu  yok sayıp gitmeyi. Olmuyordu kalbime söz geçiremiyordum. Acıyordu ben her karşı çıkışımda.

"Neden bunu yapıyorsun?"Ritholion'a sorduğum sorunun cevabını beklerken  zorla getirildiğim yeri inceliyordum .

"Peri adını kim koydu biliyor musun?deyip bir kahkaha attı. Sorumun cevabını almayı beklerken böyle bir soru ile karşılaşmayı beklemiyordum.

"Babam ."Dedim usulca. Belkide adımdada bilmediğim bir şey vardı. 

"Yanılıyorsun ."
Aldığı derin nefesin ardından usulca konuşmaya devam etti.
"Legolas"deyip sustu.

Duyduğum isimle zihnime bir rüzgarda ki fısıldayış gibi uğultular yayıldı.

"Bu nasıl olur ?"diye bildim sadece. Sesim de ki fısıltı  ruhumu kırbaçlar ken adım ruhuma gizli bir şifreyle mühürlendi. Bir kez daha kendi kıyametimde yokoluşun tadına kadeh kaldırıyordum.

"Sen doğduğun gün Legolas'a bir dişi bebek için isim koymanı isteseler ne koyardın dedim. Usulca yüzüme bakıp  'Urmicca koyardım. ' dedi. Neden deyince anlamının umut verici olduğunu söyledi. O gün onun için umut verici olacağını düşünüp anlamının 'Peri' olduğu Urmicca ismini sana  verdim. Ona umut ol diye  .Ama acıdan başka bir mükavatın olmadı ona."

Sessizleşirken etraf zihnim aklımı kırbaçlıyor,ruhum ise kendinde bulduğu ilk çatlaktan renksiz kanını  dışarı sızdırıyor du. Bu can veriş haddinden fazla acı veriyordu kendimde kaybettiğim benliğime.
Duyduklarıma tepki veremezken sessizce ruhumu göz pınarlarımdan azatettim. Ruhumdan sızıp yüzümden  elime düşen damlaya baktım rengi ölümün rengiydi ,rengi kendi özüne dönmüş kan rengiydi.

"Ağlayıp durma . Sinirimi bozuyorsun." Rithilion kurduğu cümlesinin ardından yüzüme baktığında bir kaç saniye ifadesizce baktıktan sonra tekrar konuştu.
"Bu gün dönmek zorundasın .Yoksa ..."kelimelerinin arkasında kocaman bir boşluk saklı gibi bir anda susmuştu.

"Yoksa ne?"sesim boğuk çıkmış olsada   artık hiç bir şeyden ne o, ne de ben  etkilenmeyecektik. Bu kadar sırdan ötesi beni şaşırtamazdı.

"Gittikçe insan tarafın kayboluyor görüyorsun . Ve zaman senin için burada hızlı işliyor. Gitmezsen en geç burada bir kaç yıl yaşaya bilirsin . Bunu ona bir kez daha yaşatamazsın ."

"Ama elfler ölümsüz ."diye bildim sadece .
"Senden öncesinde biri daha vardı yarı elf yarı insan onu burada tutmanın onu öldüreceğini bilmiyordum o zamanlar." Sesindeki hüzün yüzünü kaplerken sesi boğuluyor du.

"Kim?"kim olduğunu tahmin etmiyor değildim ama gene de zihnimde ki küçük kız hayır hayır diye haykırıyor du.

"Argenis'le bir kızımız olduğunda çok mutluyduk bu mutluluğumuz
Onun ölümüyle tarifsiz bir hüzne kaplandı. "
Daha fazla bu konuda konuşmak istemediğini yaşadıkları bu tarifsiz acıyı bir cümleye sığdırdığında anlamıştım.

"Gitmelisin."deyip ayaklandı beni zorla bu kulübeye getirmişti ve bir günü aşkındır güneş tutulmasını bekliyorduk .

"Gitmek istemiyorum."dedim usulca.

"Ama gideceksin."Ritholion çok ciddi bir sertlikte haykırdı . Bu beni biraz daha çaresizliğe itti.

Zihnimden küçük kızın sesi duyuldu çok sertçe söyledikleri ruhumu karanlık suda bir suya çekip bir dışarı  çıkarıyor usulca can vermesini sağlıyordu.
Bir kez daha haykırdı.
'Sen tüm benliğinden kaçarken senin olmayan bir hayatı hayat deyip yaşamaya devam edemezsin. Bunu bize yapamazsın. ' aslında doğru söylüyorduda  .

Bu bizim benliğimizi inkar olurdu...

LEGOLAS VE URMICCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin