LEGOLAS VE URMICCA

gökyüzünden de mavi bölüm3

Sanki gölün dibi kaynıyor bir şeyi dışarı atmak istiyordu. Korkudan tirtir titriyordum.
Korktuğum halde öylece durmuş
Gölün derinliklerini görecekmişim gibi kafamı iyice eğmiş gözlerimi de kısmış bir şekilde bakıyordum. Sanki bir insan yüzü belirdi. Yukarıya doğru yüzüyordu. Yok canım terkedildiğim gerçeği beni iyice delirtmiş olacak ki halüsinasyon görmeye başlamıştım. Dalmışbir sekilde suyun içinde beliren şeyi incelemeye çalışmam kaç maya çalışmamam bile delirmeye başladığımın işaretiydi. Arkamdan gelen sesle başımı hızlıca arkama döndüm
"Peri"bu babamın sesiydi . Babamın burada ne işi var diye düşünüyordum ki bir şey ayak bileğimden tutup bedeni mi gölün derinliklerine çekti. Suya girerken korkudan öldüm sandım bir an. Suya bedenim tamamen gömülünce ayağım dan beni tutup çeken ne diye baktım korkudan ölmek üzere olduğuma yemin edebilirdim.

Bir insandı bu ama manyakmıydı ne halt ediyordu gölün içinde. Bir an hayranım felan dır diye düşünüp suyun içinde elimi ona uzatıp kafamı sallayarak 'napıyorsun' demek istedim. Artık ne kadar başarılı olduğum bilinmez. Bileği mi bırakıp hızlı bir hareketle belime kollarını sarıp gözlerimin içine baktı. Bir kaç saniye öylece birbirimize baktık. Bu bu kabuslarımda gördüğüm insanlara benziyordu. Hem nefessiz kaldığım için çırpınıyordum hemde karşımdaki adam ile yakınlığım göğsümün daralmasına neden oluyordu. Yok yok kesin bu göl mezarım olacaktı bu gün.
Nefessiz kaldığı mı anlamış olacak ki eliyle çenemi tutup yukarı suyun üstüne bakmamı sağladı. Gördüğüm şeyle gözlerim gerildi korku filminden fırlamış gibi duran bir yaratık suyun içine bir şey arıyormuşcasına bakıyordu.

Bakışları mı kollarında boğulmak üzere olduğum adama çevirdim.
Çok güzeldi tıpkı rüyamdaki kadın gibi sarı saçları vardı. Beyaz teni ile mavi gözleri suyun içind e daha bir güzelleşmiş gibi duruyordu. Bakışlarını yukarı çevirip tekrar bana baktı. Ben ise gözlerimi ondan alamıyordum. Hızlı bir hareketle kendi bedeniyle benim bedeni mi de yukarı iterek suyun üstüne doğru yüzdü.

Suyun üstüne çıkınca ciğerlerim feryat edercesine havayı içine doldurup boşaltmaya başladı.
O ise öylece durmuş yüzüme bakıyordu. Bi dakika bi dakika ya bu adamın kulakları farklı mı yoksa külliyen delirmişmiydim.

Peri kızım tam tımarhanelik oldun tebrikler ya.
Etrafa baktım kimse yoktu ve burası neresiydi böyle ya .
Hemen yüzüp sudan çıktım ama burası düştüğüm göl değildi ki korkuyla etrafa baktım ağaç yoktu gökyüzü görünüyordu sadece ve etraf çimenlerle kaplıydı Arkamı dönüp o adama baktım sudan çıkmış oda etrafı inceliyordu benim kadar şaşkın olduğu belliydi gördüğü manzara ya karşı. Bu kıyafetlerde neydi öyle resmen tarihi film setinden fırlamış bir dublör gibiydi istemsizce kahkaha attım. O da benim kılığı mı süzüyordu aklıma gelen şeyle yüzüm asıldı.

Yoksa beni mi kesiyordu bu barbi bebek bozuntusu.

Ne vardı benim kılığımda siyah bedeni mi saran kot giymiştim alt tarafıma. Üstümde de gece mavisi şifon bir buluz vardı. Üstelik markaydı giydiklerim. Oldugum yerde yere oturup bacakları mı uzattım. O barbi bozuntusu ise sanki toprağa basmıyormuş casına bana doğru hızlıca gelip iki üç metre uzağım da durup bir şeyler söyledi ama anlamadım ne söylediğini. Anlamadığı mı farketmiş olacak ki yanı ma gelip kolum dan tutup kibar bir şekilde havaya kaldırdı beni ve gök yüzünü kıskandıracak mavilikteki gözleriyle gözleri me bakıp kafasını yürü dercesine yana salladı...