LEGOLAS VE URMICCA

aşk bölüm 11

Multiyi dinleyerek okumanızı tafsiye ederim

Keyifli okumalar...

(Gelecek bölümlerden bir parça)

........

"Canın yanıyormu?

"Hayır."

"Yalancı onun içinmi kolumu sıkıyorsun?"sesi titriyordu saklamaya çalışarak ağlıyordu ve derin derin nefes alıp vermesi ölümden korkmama bir kat daha neden oluyordu.

Acım artıyordu. Ama kalbimdeki acının yanından bile geçemezdi.

Yüzüne arkam dönük olsada kan kokusunu alabiliyordum. Gerçi sırtımdan da kanların aktığına yemin edebilirdim. Ama onun kanlı yaşlarını hissedebiliyordum.

Gücüm yettiği kadar bir kahkaha baş gösterdi gırtlağımda. Yapmacık da olsa bunu yapmalıydım. Iyi olduğumu sanmalıydı.

Genzim sızladı. Bitiyordum bu çok acıydı. Bir kaç damla göz yaşım süzüldü burnumla boy ölçülmek istercesine.

Derin aldığım bir nefesin ardından gücüm yettiğince bir kaç kelimeyi sıraladım.

"Kolunu bırakırsam bir daha tutmak için gücüm olmuycak."kesik kesik alıp verdiğim nefeslerime eşlik etmişti ağzımdan dökülen kelimeler.
Derin bir nefes aldığım da acıdan inledim. Ölüyordum.
Bunu hissetmemeye başladığım bacaklarımdan anlıyordum.

Ölmek istemiyordum. Ama bir yandanda anneme kavuşacağım tesellileri veriyordum kendime.

Sırtım da ki cam parçaları sırtıma değil kalbime batıyordu. Acıyla inledim.

Bilincimi kaybediyordum. Daha da sıktım legolas 'ın kolunu.

"Şaka yapıyorsun."hem ağlıyor hemde gülmeye çalışıyordu. Bu halde bile iyiliğim için çabalıyordu.

Derin aldığı nefesin ardından tekrar konuşmaya çalıştı.
"Hani sizde bir söz var ya etiket gibisin evet sen tamda öylesin yapıştın mı kalıyorsun. Sen benim kalbime yapıştın orda kaldın kolum ne ki sen kalbime kazındın. "son sözlerini de söyledikten sonra sesli ağlamaya başlamıştı.

Göğsü kalkıp iniyordu. Çok hızlıydı ölürken kalp atışını dinlemek dahada bir kapattırıyor du göz kapakları mı. Son kez huzurla kapattım gözlerimi. Sevdiğim adamın kolunu istemeden bırakıyordum artık...........

Ve sonrası ruhuma asılmış salıncağın altındaki dipsiz bir karanlık .........

💭💭💭💭💭💭💭

En güzel koku hangi çiçeğe ait leylak mı?
lavanta mı ?
Papatya mı?
Evet bütün çiçeklerin kendilerine has büyüleyici kokusu var ama şuan burnumla zihnimin arasında uçuşan gül kokusuydu.
Kendimi zorlayarak açtığım göz kapaklarımın arasından bir demet gül görüntüsü aktı.
Kıpkırmızı idiler istemsizce tebessüm ettim . Hatırladığım şey argenisin göz yaşlarıydı. Kan ağlamak böyle bir şey olsa gerek diye düşünerek tebessüm etmiştim. Bakalım daha neler göreceğim diye içimden geciriyordum ki...

"Uyanmışsın. "Legolas 'ın sesindeki alay her harfinden belliydi.

Yatağın yanındaki gül buketine bakmayı bırakıp sağ tarafımda kalan legolas a başımı çevirdim. Camın önündeki ahşap sandalyede oturmuş kitap okuyordu.

Başımı tutarak doğruldum ve oturduğum yatağın içinden tekrar legolasa baktım.

Camdan tamda oturduğu sandalyede ışık kümesi düşüyordu. Aklıma spot ışıkları geldi. Bu ışığın altında parıl parıl parlayan saçları muhteşem görünüyordu. Bir kaç saniye öylece daldım .