"Çok özlemişim."
Ege burnunu saçlarımdan çekmeden konuştuğunda Ege'nin yatağında uzanıyorduk. Ege'nin kolları arasındaydım.
Buranın huzurunu özlemiştim.
"Ben de." dediğimde tutuşunu sıkılaştırdı. Aklıma gelen soruyla merakla yerimde kıpırdandığımda bir şey olduğumu hemen anlamış, başını geriye çekmişti. Ben de başımı arkaya çevirdiğimden göz göze gelmiştik.
"Ege..." dediğimde kaşları çatıldı ve ben bu sıradan tepkiyi bile suyun altında kalıp hiç yeryüzünde nefes almamasına rağmen, yeryüzünde nefes almayı özleyen bir balık gibi özlediğimi fark ettim.
"Ben ölseydim ne yapardın?"
Sorumla kaşları burnuna değmek için yarışa girdi, ardından beni kendine çekip yüzünü görmemi engelledi. "Sorma şöyle saçma şeyler." diye kızgınca mırıldandığında "Saçma değil. Güneş ölse ay ölür ama ay ölse güneşe bir şey olmaz." dedim ama daha fazla diretebileceğimi zannetmiyordum.
"Ay ölse güneş belki ölmez ama bir daha dünyanın yüzüne de bakmaz."
Burnu saçlarımdayken itirazıma cevap verdiğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım. Elini kendime çekip avuç içini öptüğümde derin bir nefes aldı ama bu yaptığımın heyecanından mıydı yoksa kokumu daha fazla mı içine çekmek istemişti, galiba hiçbir zaman bilemeyecektim.
Gözlerimi huzurla kapattığımda onun da gözlerini kapattığını hissetmiştim.
Dünya, güneşi rahat bıraksındı. Güneş, bir günlüğüne tüm ışığını aya verseydi bir şey olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülmesin Diye | Texting
Short Story(Tamamlandı.) Vera: Ne yaptın bana? Vera: Aklımdasın bu gece de. Vera: Anlamıyorum, Vera: Neden böyle oldu? Vera: Neden güzel şeyler bozulmak zorunda hep? Vera: Ben bizi yapboza benzetiyorum, biliyor musun? Vera: Parçaları adım adım dizilmiş, Vera:...