30

10.1K 489 113
                                    

"Senden nefret etmem gerekiyor."

Yan yana oturduğumuz hastane koltuklarında oldukça tuhaf gözüktüğümüze eminken Doruk'un gözlerini Can'dan ve Melih'den çekmeden böyle bir şey demesi ortamı daha da tuhaflaştırmıştı.

Vera'yı on iki saatliğine yoğun bakıma almış ve hayati riskinin devam ettiğini söylemişlerdi. Kafam tamamen bu gerçeğe odaklıyken Doruk'a neden böyle bir şey söylediğini sormadım.

Derin bir nefes aldıktan sonra hiç hoşuma gitmeyen bir şekilde güldü. Başını bana çevirdiğini hissettiğimde kaşlarımı çatıp onun tarafına döndüm. Göz göze geldiğimizde Can ve Melih de aramızdaki gerginliği hissedip doğrulmuşlardı.

Aramızdaki gerginlik daha da arttığında neden böyle bir şey söylediğini soracaktım ki benden önce davrandı.

"Çok yaktın Vera'nın canını. O sen üzülme diye kendi acılarını içine gömerken yaptın hem de bunu."

Haklı olduğu için gözlerimi kaçırdığımda derin bir nefes alıp arkasına yaslandı ve başını duvara yaslayıp kahverengi gözlerini tavana dikti.

Kısık bir sesle "Ben Vera'nın abisiyim, Ege." dediğinde gelen şok hissiyle başım döndü. Can gözlerini kırpıştırırken Melih kaşlarını çattı.

"Ne?"

Ağzımdan fısıltıyla sadece bir kelime döküldüğünde derin bir nefes aldı Doruk.

"Babam annemle evlendikten birkaç ay sonra annem bana hamile kalmış ama babam beni kabul etmeyip annemi boşamış. Başka bir kadınla evlenmiş. O evlilikten de Vera doğmuş."

Dolan gözlerimi sıkıca kapattım.

"Vera'nın varlığını birkaç ay önce öğrendim. Vera da benim varlığımı birkaç ay önce öğrendi. Kan çekiyordu belki de, hemen yakınlaştık."

Derin bir nefes aldı.

"Bir gün buluştuk yine. Eve gittiğinde ailesi azarlamış onu, benimle görüşmemesini söylemişler. Zaten hiçbir zaman Vera'yı sevmemişlerdi."

"Ama Vera..."

Melih konuştuğunda Doruk hızlıca onu susturdu.

"Biliyorum, Vera size ailesini çok iyi insanlar olarak anlattı ama öyle değiller. Hiçbir zaman olmadılar. Her neyse... O gün Vera onlara karşı çıkmış. Biraz sesi yükselmiş. Sonra babası yani... babam... Vurmuş ona. Bayağı sert tokatlar atmış."

Gözlerimi araladığımda yumruğumu ısırmaya başladım ağlamamak için. Neler yapmıştım ben?

"Vera benim yanıma geldi. Kıyafetlerine kan bulaşmıştı. Benim tişörtlerimden birini giydi bu yüzden. Sonra çocukluğumuzda beraber olmadığımız için yapamadığımız şeyi yapıp beraber uyuyalım dedik. Ben de üstümü çıkarttım rahat olabilmek için."

Bakışları bana döndü.

"Sonra sen geldin. Vera sana hiçbir şey anlatmayacaktı çünkü üzüleceğini düşünüyordu. Ona hiçbir kanıt olmadan inan istedi. İnanmadın."

Gözlerimi kapattım tekrar. Nasıl bir insandım ben?

"Sonra her gün, Allah'ın her günü onu ağlattın. Uyuyamıyordu çoğunlukla. Seninle olan fotoğraflarına bakıyordu ama hiçbir zaman seni suçlamıyordu. Bense her zaman seni suçluyordum."

Gözlerimi açtığımda için başıyla yoğun bakım kapısını işaret ettiğini seçebildim.

"Pek de haksız sayılmazmışım."

Dediklerinde haklı olduğu için hiçbir şey söylemeden ayağa kalktım.

Ben, neler söylemiştim?

Canını çok yakmıştım ama benim de canım çok yanmıştı. Birbirimize melhem olabilirdik.

Bu saatten sonra eskisi gibi olmama lüksümüz yoktu.

Ya biz olacaktık ya biz olacaktık.

Üzülmesin Diye | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin