Ege'den
"Vera! Hadi ama! Saklambaç oynayalım dedik, sen saklan, bir daha da çıkma demedik!"
Doruk, Can ve Melih'i de alıp geldiğim dağ evinin etrafında, hepimiz bizden saklanan Vera'yı arıyorduk. Doruk söylenmeyi ihmal etmiyor, Melih yine sessiz sessiz takılıyordu.
Can...
Can yine yemek yiyordu.
Birkaç gün önce geldiğimiz dağ evinde internet olmadığı için herkes sıkıntıdan patlamak üzereyken Can ilk kez ortaya mantıklı bir fikir atıp saklambaç oynayabileceğimizi söylemişti. İlk başta çocuk olmadığımızı söyleyip itiraz etsek de bir şekilde aklımıza girmiş, bize saklambaç oynamayı kabul ettirmişti. İlk ebe, en normal üyemiz Melih olmuştu.
Melih anlayamadığım bir hızla hepimizi bulduğunda itiraz etmeye çalışmıştım ama Doruk oyunbozanlık yapmamamı söylemişti. Hepimiz toplandığımızdaysa Melih Vera'yı aramaya başlamıştı.
Bir süre sonra biz de ona katılmıştık.
"Vera, canım arkadaşım! Çık lan artık! Ayaklarım isyan bayrağı çekti. Romatizmalı yaşlılar gibiyim."
Doruk'un dediklerine göz devirip derin bir nefes alarak büyük eve doğru ilerledim. Muhtemelen Vera'yla uyuduğumuz odada duran telefonumu alıp Vera'yı arayacaktım. Telefonunu genellikle yanına almazdı ama şansımı denemek istiyordum.
Merdivenleri yavaşça çıkıp odama girdiğimde kayıtsızlığım yatakta uzanan Vera'yı görmemle son bulmuştu. İlk başta endişelensem de göğsünün hayatımdaki en güzel ritimle inip kalktığını gördüğümde derin bir nefes almıştım.
"Sobe." diye mırıldandığımda eğer sevdiğim kıza kıyabilseydim bunu bağırarak söylerdim. Ama dediğim gibi, kıyabilseydim...
Yatağın yanına çömeldiğimde Vera'nın güzel yüzü gözlerimin önündeydi. Denizleri, göz kapaklarıyla örtülmüştü. Sarı saçları yatağın üzerine altın oranı aratmayacak bir biçimde dağılmıştı.
Canımın en ücra, en keşfedilmemiş kısmı... Çok güzeldi be!
"Beynini tereyağı, çikolatayla yediğim, çık lan ortaya!"
Gözlerim Vera'nın yüzünde dolaşırken Doruk'un isyankar sesi kulaklarıma ulaştığında sırıttım. Dolaşsın dursundu, serseri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülmesin Diye | Texting
Short Story(Tamamlandı.) Vera: Ne yaptın bana? Vera: Aklımdasın bu gece de. Vera: Anlamıyorum, Vera: Neden böyle oldu? Vera: Neden güzel şeyler bozulmak zorunda hep? Vera: Ben bizi yapboza benzetiyorum, biliyor musun? Vera: Parçaları adım adım dizilmiş, Vera:...