"Barıştınız, değil mi?"
Evinin salonunda Melih ve Can'ı şaşırtıcı bir kibarlıkla misafir eden Doruk, kem küm ettiğini görünce ne olduğunu kendisi bulup beni büyük bir yükten kurtarmıştı.
Onaylar bakışlarımı gördüğünde "Ben biliyordum zaten." dedi çocuğunun vefasızlığı hakkında konuşan bir anne gibi.
"Sen her zaman affedersin onu. Kızım az bir süründürseydin bari, bize de eğlence çıkardı."
Doruk'un bu dediklerine gözlerimi devirip koltuklardan birine kendimi attığımda Ege de kapının arkasında dikilmeyi bırakıp yanıma gelmişti. Kolunu omzuma attığında bu duruma oldukça alışık olduğum için yüzüne bakma gereği bile duymamıştım ama Doruk benim gibi değildi.
"O elini ordan çek, Ege. Rahat bırak kardeşimi."
Başımı oyalandığım telefonumdan kaldırmadan, umursamaz bir sesle konuştum.
"Susar mısın Doruk?"
Bu söylediğim üzerine Doruk'a attığım kaçamak bakışlar sırasında gözlerini kıstığını fark etmiştim.
"Tabii, ben hep susayım zaten. Ama şunu unutma, Ege. Seni hiçbir zaman sevmeyeceğim."
Ege'nin gözlerini devirdiğini hissettim.
"Ben de seni hiçbir zaman sevmeyeceğim, Doruk. Merak etme."
"Tamam."
"Tamam."
"Ne boş yaptınız ya? Ben gideyim de baklava yiyeyim." diyen Can, zaten sıradışı olan sohbeti daha da tuhaflaştırmıştı.
Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım ama gülümseyişime de engel olamamıştım. Bir hafta önce bu zamanlarda yanımda Doruk'tan başka kimse yoktu ama şu an bir... Bir... Ailem vardı.
Gerçek bir ailem.
Bilmiyordum, belki de Ege'yi affetmemeliydim. Benim yerimde olsaydı çoğu insan affetmezdi belki de. Ama ben içimden geldiği gibi yapmıştım. Gururumu ölümün pelerinine bağlayıp gezeceğime, kelimelerimi yüklenip giden perinin kanatlarına bir aile kurmuştum.
Bu bir sondu.
Ama Ege ve Doruk son kez kavga etmiyordu.
Can, son kez sıradışı bir şekilde dahil olmuyordu sohbete.
Melih, son kez sohbetimizin dışında kalıp bize uzaylı görmüş gibi bakmıyordu.
Ege son kez kolunu omzuma atmıyordu.
Ben son kez Ege'nin kokusunu solumuyordum.
Ay, son kez aydınlatmıyordu geceyi.
Güneş, son kez göz kırpmıyordu bize.
Bu bir sondu.
Ama hikayemiz, burda bitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülmesin Diye | Texting
Short Story(Tamamlandı.) Vera: Ne yaptın bana? Vera: Aklımdasın bu gece de. Vera: Anlamıyorum, Vera: Neden böyle oldu? Vera: Neden güzel şeyler bozulmak zorunda hep? Vera: Ben bizi yapboza benzetiyorum, biliyor musun? Vera: Parçaları adım adım dizilmiş, Vera:...