🖤-1-🖤

125 11 8
                                    

Babam bir anda "HAAYAALL!!" diye kükreyince sıçrayarak uyandım. Aman Allahım!! Saat kaç? Saate baktım ve saat 9.45 'ti. Uyuya kalmışım! Babam beni kesin gebertir. Hemen odamdan fırlayıp babamın yanına koştum. Korkarak "Ba-baba." diyebildim. "Sen bu saate kadar uyuyor muydun?! Senin yüzünden işe geç kaldım!! Kahvaltım da hazır değil!" diye kükredi resmen. "Ö-özür dilerim." diyebildim kısık bir sesle. O sırada babamın telefonu çaldı. "Çabuk kahvaltımı hazırla!" diye tehditkâr bir şekilde bağırıp telefonuyla konuşmaya gitti.

Çok gerilmiştim, kalbim çok hızlandı. Çay suyunu koyup hemen lavoboya gittim ve hızlıca işlerimi halledip çıktım. Mutfağa koşup kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Peynirleri ve zeytini masaya dizip, çayı demleyip, babamın sevdiği menemenden yaptım. Kahvaltıyı hazırladım ve babamı beklemeye başladım. Mutfağa girdi ve direk masaya geçip yemeğini yemeye başladı. Bende odama gittim.

Kitabımın arasından ablamla olan fotoğrafımızı çıkardım. Elim direk boynumdaki kolyeye gitti. Gözlerim dolmaya başladı, onu çok özlemiştim. Keşke şimdi yanımda olsaydı, birbirimize sımsıkı sarılırdık. Geleceğimiz hakkındaki güzel hayallerimizi anlatırdık. Böyle zamanlarda başımı dizine koyardım oda saçlarımı okşarken ya güzel şeylerden bahseder ya da bir şarkı söylerdi. Beni sakinleştirmenin bir yolunu bulurdu o. Kendimi güçlü hissetmemi sağlardı. Geleceğimizin çok güzel olacağına inanırdı ve beni de inandırırdı.

O gün geldi aklıma. İki kardeşin ayrıldığı gün.

**
-5 YIL ÖNCE-

Evde merak içinde ablamı bekliyordum. Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Kapı açılma sesini duyunca kapıya koştum. Karşımda ağızı kulaklarında ablamı gördüm. Meraklı bakışlarımla ablama bakıyordum. Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi.

Daha fazla dayanamayarak "Ne oldu? Hangi üniversite? Kerem abi ne yaptı? Söylesene abla!" diye hızlı hızlı sordum. "İkimiz de aynı üniversiteyi kazandık Hayal!" diye sevinçle bağırdı. "Gerçekten mi?!" diye birden bağırdım. Sanırım bağırışımdan ablamın kulakları sağır oldu. "Hayal senin yüzünden kulaklarımı hissetmiyorum!" diye çemkirdi. Sonra ikimizde kahkahalar attık ve birbirimize sarıldık.

Ablamı kolundan tuttum ve koltuğa oturttum. "Eee hadi söylesene hangi üniversite? Hangi bölüm?" diye sorguya çektim ablamı. Ablamda daha fazla bekletmeden "Galatasaray üniversitesi. Ben uluslar arası ilişkiler bölümünü kazandım. Kerem de işletme bölümünü kazandı." dedi. Gerçekten çok sevinmiştim. Sonra aklıma gelen şeyle buruk bir şekilde "Peki ne zaman gidiyorsunuz?" diye sordum. Ablamda biraz üzüldü. "Hayal ben seni bırakmak istemiyorum." dedi. "Ben de ayrılmak istemiyorum ama gitmek zorundasın abla." dedim. "Hayır. Hep birlikte gidiyoruz, sende bizimle geliyorsun." dedi kendinden emin bir şekilde. "Abla saçmalama! Ben daha reşit bile değilim! En ufak bir şeyde direk babama haber gider. Daha liseye bile başlamadım. Hem ben size yük olurum. Rahat hareket edemeyiz. Abla ben gelemem." dedim. Haklıydım ve ablam bunu çok iyi biliyordu.

Birden kapı açıldı ve babam içeri girdi. "Siz nereye gidiyorsunuz lan!?" diye kükredi resmen. Biz ablamla korkarak birbirimize bakıyorduk. "Kız siz benim başıma belamısınız lan! Yok okul mokul! Bitti. Bu akşam seni istemeye geliyorlar! Evleneceksin! Git hazırlan!" diye ablama emirlerini yağdırdı. Ablam daha fazla dayanamadı ve yapmaması gereken bir şey yaptı: "Hayır! Ben evlenmek istemiyorum! Okumak istiyorum! Ayrıca ben Kerem'i seviyorum! Başkasıyla evlenmem!" diye babama karşı çıktı. Babam ablamın bu hareketine çok şaşırdı ama daha çok sinirlendi. "Ne diyosun lan sen!?" diye bağırıp ablama sert bir tokat attı. "Baba dur!" diye bağırıp ablamın yanına koştum ama beni kenara fırlatıp ablamı saçlarından yakaladı. "Ne okuması lan! Sen benim başıma bela mı olacaksın!? Beni rezil mi edeceksin lan sen!? Bitti senin okulun! Hem o kansız Rüstem'in oğluyla evlenmek de ne!? Sen benim düşmanımla evleneceksin ha!? Öldürürüm lan seni!" babam bir yandan bağırıyor bir yandan da ablamı dövüyordu. Kurtarmak için müdahale yapmaya çalıştım ama beni yine tutup attı. "Baba ne olur dur artık! Abla!" ellerim titriyordu ağlayıp yalvarmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ablamın burnundan kan gelmişti. En sonunda vurmayı bıraktı, ablamı saçından tutup odamıza fırlattı. Beni de aynı şekilde saçımdan tuttu ve ablamın yanına attı. "Kimse dışarı çıkmayacak!" diye bağırdı ve kapıyı üstümüze kilitledi.

KENT HİKAYESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin