🖤-2-🖤

67 9 1
                                    

"Ba-ba-baba..." çok korkuyor ve titreyen sesimle kekeleyerek konuşuyordum. "Neyi kazandınız lan siz!" bana doğru bağırarak konuşuyordu ve üzerime yürüyordu. Tam saçımdan yakalayacakken Neriman teyze onu engelledi. Neriman teyze "Rıza bir dur! Neden bağırıyorsun kıza?" dedi beni korumaya çalışarak. Reyhan abla "Burcu istediği üniversiteyi kazanmış ona seviniyorduk." dedi. Babam "Siz kimi kandırıyorsunuz lan!? Sen nereden geliyorsun böyle? Kazandık diye bağırmalar falan!" diye bağırdı. Aynı zamanda saçımı yakalamak için tekrar hamle yapmıştı ama Neriman teyze onu yine engelledi, Reyhan abla da beni arkasında saklamaya çalıştı. "Baba ben... Şey. Ben mar-markete gitmiştim!" diye bir bahane uydurdum. Mutfaktan dolma kokuları geliyordu. "Ben dolma yaptım, sen seversin! Dolmanın yanına yoğurt almaya çıktım. Sonra yolda Burcu'yu gördüm. Sonucunu merak ettim eve davet ettim. Neriman teyze ve Reyhan abla da sonucu öğrenmeye gelmişler. İşte Burcu da kazandım deyince ona sevindik. Bu kadar." dedim. Burcu da beni doğrulamıştı. Ne olur inanasın, ne olur inanasın. "Yeter bu kadar gidin evinize!" diye bağırdı babam. Neriman teyze "Rıza ayıp değil mi bu yaptığın?" diye babama kızdı. Babam "Uzatmayın lan!" diye bağırınca üçü de evden gitti. Babam "Sınavmış, puanmış bir daha böyle saçma sapan şeyler duymayacağım! Sofrayı da hazırla çok açım!" dedi ve televizyonun karşısındaki koltuğa uzandı. Bende odama gittim. Ucuz kurtulmuştum, eğer anlasaydı bugün bu evden cenazem bile çıkabilirdi. Dayak yemediğim için de şanslıydım. Normalde böyle durumlarda suçsuz olsam bile bir dayak yerdim. Sanırım bugün yorgun ve bu sayade dayak yemekten kurtuldum. Derin bir nefes verdim ve üzerimi değiştirdim. Hemen gittim ve sofrayı hazırladım. Reyhan abla ve Neriman teyze mutfakta döktürmüşlerdi. Mercimek çorbası ve dolma yapmışlardı, tatlı olarak da dolabı sütlaç ile doldurmuşlardı. Çayı da demelemeyi de unutmadım tabi. Babamın yanına gidip "Sofra hazır baba." dedim. Kalktı ve sofraya oturdu. Yemeklerimizi yedik. Babam " Tatlımı getir." diyerek sofradan kalkıp gitti. Bende gidip ona sütlacını verdim. Sonrada muftağı topladım.

Bende kendime bir sütlaç aldım ve mutfakta yedim. Gerçekten çok güzel olmuştu. İçeriden babamın telefonla konuşma sesleri geliyordu. "Hayal." babamın bana seslendiğini duyunca yanına gittim. Bana gülerek bakıyordu. Çok şaşırtıcı! "Hadi yine iyisin! Çok hayırlı bir kısmet çıktı sana. Çok zengin! Rıfat bey yarın seni istemeye geliyor! Ona göre hazırlığını yap yarına. Şimdi git bana çay getir." dedi. Tam karşı çıkacaktım ki ablamın başına gelenler geldi aklıma. Sesim çıkmadı, sadece kısık bir sesle "Tamam." diyebildim. Babamın önündeki bulaşıkları aldım ve mutfağa gittim. Rıfat bey babamın patronu ve bildiğim kadarıyla bir kara para aklayıcısı. Benim acilen bu isteme olayından kurtulmam lazım!

Aklıma Burcu'nun bugün anlattıkları geldi. Bu akşam saat 8'de İstanbul'a bir otobüs var. Saate baktım saat henüz 6'ydı. Babamın kalkıp lavoboya gittiğini gördüm. Bunu fırsat bilerek odama gittim ve Burcu'nun bana verdiği uyku ilacını aldım ve geri mutfağa gittim. Bir bardak çay doldurdum ve ilaç kutusunun içinden bir tane hap alıp çayına karıştırdım. Babam daha çıkmamıştı çayı sehpaya bırakıp odama gittim.

Yatağımın altından çantamı çıkardım. Ablamın kaçarken kullandığı çantanın aynısından almıştım. 5 yıl önce bu çantayı ablam için doldururken şimdi kendim için hazırlıyorum. Babam fark etmesin diye sessizce topluyordum eşyalarımı. "Hayal!" babamın bağırışını duyunca yanına gittim. Boş olan çay bardağını bana işaret etti. Bende hemen bardağı alarak mutfağa gittim. Kutudan bir hap daha alıp bardağa attım ve çayını doldurdum. Çayı babama verip, odama geri döndüm.

Babam uykuya dalmıştı. Bende çantamı hazırlama işini bitirdim. Babam uyanmasın diye sessizce evden çıktım. Gerçi uyanması mümkün değil, hem uykusu derin hem de o kadar ilaç verdim. Evden çıkınca direk Burcular'a gittim.

KENT HİKAYESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin