Sevda Abaylı'ya ithaf edildi
Arkadaşlar medyadaki fotoğraf Sinan UĞURHAN'a aittir...♥♥♥
Satır arası yorumlarızı ve oylarınızı bekliyorum.♥♥
İyi okumalar...
★ ★ ★
Hislerim çürüdü, kayboldum yalnızlığımda...
Ve şimdi susuyorum!"Ölmek mi zor? Yaşamak mı?"
* * *
Kimse değer verdiği kişiye sırtını dönermi. Evet, döner! Söz konusu benim hayatımsa eğer, zaten gözlerimi dünyaya açtığım an hayat sırtını dönmüştü bahtsız yüzüme...
Kendi umutsuzluk mağramda, bitkisel hayattayken, kimseyi hayata döndüremem. Kimsenin hayatına katkıda bulunamazdım.
Kendi ruhuma, içimde çıldırmakta olan şeytana ve delirmişcesine çırpınan nefsime laf dinletemezken, yine boyun eğdim kaderime....
Bittim...
" Sakin ol!... ölmek istemiyorsun değil mi?"
"Bırakın beni kimsiniz siz? Ne istiyorsunuz benden?" sesim oldukça sakin çıkmıştı ama içimdeki fırtınayı kimse cümlelere dökemezdi. miğde sancılarım başlayınca yüzümü buruşturarak elimi karnıma attım.
Dört takım elbiseli adam etrafımı çevrildiğini gördüm ve yine karnımın ağrısı hiç olmadığı kadar yine fazlaydı.
Kapının kilitlenme sesiyle korkunun tavan yaptığını ve gözlerimin kanla olduğunu hissettim. Yerde kalçalarının üstünde sürünerek adamlardan uzaklaşmaya çalıştım ama olmuyordu.
Aralarında bir adamın bana yaklaşmasıyla bağırdım "Uzak dur! yaklaşma! lütfen yaklaşma!" diye yakardım, adam sinirlenmiş gibi kaşlarını çattı ellerini saçlarıma dolayıp çekiştirdi. Yüzlerimizin yaklaşmasını sağladı.
"Seni öldürmek istemiyorum. bize Sinan'ın yerini söyle biz de sana dokunmayız." dedi.
Sinan mı? Sinan'dan ne istiyorlar?
"Sinan'la sevgili olduğunu biliyoruz bizi kandırmaya çalışma." dedi ve ceketinin içinden çıkardığı telefonundan birkaç fotoğraf gösterdi.
"Bu... bunu nasıl çektiniz?" diyebilirdim sadece. Elinde Sinan'la kafede el eleyken çekilmiş fotoğrafımız vardı. Allah'ım bu fotoğraf her şeyi bitirir.
"Söyle nerede Sinan?"
"Bilmiyorum, yemin ederim ki bilmiyorum" dedim bir kez daha. Bir anlık kargaların iç organlarımı kemirdiğini hisseder gibi oldum 'sancı' dayanılmaz bir acı.
Adam belindeki silahı çıkardı ve karnıma bastırmaya başladı. Sıcak nefesi yüzümde dağıldı.
"Sana, seni öldürmek istemediğimi söylemiştim ama her an fikrim değişebilir." dedi. Sancılarım hatsafaya çıkmıştı silahın karnımdaki ağırsı... tarifsizdi. Göz pınarlarımdan yaşlar teker teker süzülmeye başladı. Nefesimi kesik kesik bırakıyordum bu kasvetli odaya...
Elimi karnıma koyarak 'Küçüğüm dayan' dedim içimden. Silahın karnımda oluşturduğu sızıyla çığlık attım.
"İmdaaat!!"
Adam, bağırmamla suratına sert bir tokat indirdi. ve ağzımı kapatarak yüzünü bana yaklaştırdı. Gözlerinmin derinlerine inmişti.
Tam bir sey söyleyecekken vazgeçti, gözlerini gözlerimde hapsetti. Ve beton gibi yüzü anında gevşedi.
Silahı yere bıraktı boşta kalan eliyle saçlarını okşadı. Adi herif!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE HİÇ +18 (Ölüm Serisi)
Teen FictionTemelleri hüzün üstüne kurulmuş aşkın külerinden doğdu. O gizli sevdanın meyvesi. Onun macerası o doğmadan önce yazıldı kaderine. Anne karnında mışıl mışıl uyurken dışarda olup bitenlerin sorumlusu olmuştu. - Herkes neden böyle sessiz?? Sessizliğin...