Nil Karaibrahimgil - Yaş 18Kim Jisoo
Nefes almaktan vazgeçmek istiyordum ama sadece istemekle kalıyor onu bile beceremiyordum. Yaralı bir kuşun uçmak için verdiği çırpınış gibiydi benim nefes almam yararsız, boşuna asla yaşanamayacak bir hayat. Evet gülüyordum ağlıyordum ama hep eksiktim ben eksik bırakılmıştım.
Sabah kalktığımda sofraya oturduğumda sofrada kimsenin olmaması canımı yaktığı için belki de artık kahvaltı yapmıyordum. Okul birincisi olduğumda beni tebrik eden bir ebeveynim olmadığı için belki de şu an okul sonuncusuydum. Hayatım zordu ve ben daha da zor yapıyordum. Bunun en büyük sebebi ise öfkemdi. Öfkem beni hem diri tutuyor hem de içten içe yok ediyordu. Yok olmayı seçiyordum.
Gökyüzündeki yıldızlara baktım uçuşan saçlarım ve gecenin güzelliği iyi hissettiriyordu.
"Nereden biliyordun?" dakikalardır aklımda olan soruyu sormuştum taehyunga. Aramızdaki geçen o anlardan sonra hiçbir şey dememiş ve beraber sahil kenarına gelmiştik. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak ikimiz için de en iyisiydi. Çünkü biz olmazdık. Olamazdık.
"Hissetmiş olamaz mıyım?"
"Romantik dizi çekmiyoruz taehyung. Nereden biliyordun?" dediğim şeye hafifçe gülmümsemiş ve deniz de olan bakışlarını bana çevirmişti.
"Tesadüf Jisoo"
"Tesadüflere inanmam"
"İnanmanı isteyen kim?" tek kaşını kaldırarak sorduğu soru sonrasında kaşlarım çatık önüme döndüm. Asla açık sözlü olmaz her zaman şifreli konuşurdu. Sinir bozucuydu.
Telefonunu çıkartan taehyungu göz ucuyla izledim aramalar kısmına girdiğini gördüm "kimi arayacaksın?"
"babanı. Haberdar olup seni koruması gerekiyor" telefonu tutan eline hızla vurdum telefon oturduğumuz bankta yere düşerken taehyung yerdeki telefona baktı birkaç saniye. Ardından sinirle bana döndü.
"Senin derdin ne?"
"kendim hallederim ona söylemene gerek yok"
"kendin bir boku halledemezsin" deyip tekrar telefona yönelirken bağırdım. "Ona söylemene gerek yok diyorum! Sağır mısın?" bağırmamı tuhaf karşılarken bana baktı bir şeyi çözmek istercesine.
Yapamazdı o adama söyleyemezdi yiyeceğim dayağa hüküm veremezdi. Canım yine çok yanacaktı ve ben bunu istemiyordum lanet olsun ki korkuyordum deli gibi korkuyordum. Üstümde sigara söndüren beni kemeriyle döven 3 gün boyunca aç ve susuz bırakan babamdan korkuyordum.
"Sana bunları yapan yoks-" cümlesini devam ettirmesine izin vermedim.
"Y-yok öyle bir şey saçmalamayı bırak!" demiş ve bakışlarımı kaçırarak denize dönmüştüm. Bu kadar çabuk anlaması beni geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help | Kim Jisoo
Fanfiction"Kötü anıların yerini güzel anılar alacak" fısıltısı kulağıma geldikten sonra geceye karışırken gözlerine baktım. Dolmuştu. Kim Taehyung gözleri dolu dolu bakıyordu bana. Kaybetmek istemiyordu. "Sana söz veriyorum" Umut etmekten vazgeçmeyen tüm güz...