Kim Jisoo
Mutluluk üzüntü heyecan kalp kırıklığı ve daha birçok duygu. Bunları hissettiği için ne kadar şanslı olduğunun farkında olmayan insanlar. Hayat böyleydi işte en nankörlerine verirdi en güzel hisleri. En hak etmeyenine, en çok acıtana. Ama en çokta ayakta kalmaya çalışana.
Çevremdeki her şey tüm bu düşünceler... açıkçası artık düşünmek istemiyordum. Babamı tutuklattım diye okulda yediğim hakaretleri kınayıcı bakışları düşünmek istemiyordum. Çünkü biliyordum bunları yapanlar babaları tarafından hiç kırılmamıştı. Onlar babamın bana gösterdiği şiddeti sorgulamak yerine benim babamı şikayet etmemi sorgulamışlardı. Bencillerdi.
Kış ayına girmiş olmamıza rağmen bahçede oturduğum banka daha da yayıldım. Rosé ve ben soğuğu umursamadan bahçede oturuyorduk. İkimizde severdik kışı. Jennie ve lisa ise donmak istemediklerini söylemişlerdi, uyukluyorlardı sınıfta.
Pembe beresini kafasına takmış önündeki kekleri bitirmiş bana heyecanla dünya şiirlerinden beğendiklerini okuyan chaeyounga kulak verdim.
"Sakın silmeyin, silmeyin boşuna
Ölümsüz aşkların gözyaşlarını!
Silinmiş, ölgün gözlerle bakınca
Öylesine boş, anlamsızdır dünya.
Dokunmayın, ah! Silmeyin boşuna
Umutsuz aşkların gözyaşlarını!"Her ülkedeki şairleri bilirdi neredeyse sadece koreyle yetinmezdi. Yetnimezdi ruhunun her zaman şiirlere aç olduğunu söylerdi.
Duygulu bol vurgulu okuduğu şiirden sonra gülümsedim. "Bu kadar güzel şiirleri bulduğun yetmiyor bir de çok güzel okuyorsun" benden aldığı itiraf sonrası sincap yanaklarını iyice ortaya çıkarıp gülümsedi. Ardından elini kalbine koyarak "sizden bu cümleleri duymak... Ah matmazel ne kadar mesut olduğumu anlatamam"
"Mesut?" diyo sorduğum anda elini hava da salladı. "Boşver şiir okurum ben kelime açıklayamam" bu kadar çabuk vazgeçisine gözlerimi devirdim. Dünyadan bol bol okuduğu siirler sayesinde bir sürü kelime öğreniyor bunları kullanıyor ama asla anlamlarını açıklamıyordu. Bu kadar üşengeç olmasına rağmen bildiği şairler şiirler şaşırtıcı ama güzeldi. Arkadaşlarım yanımdaydı mutluydum bunun yanında üzücü bir şey vardı namjoonun yurt dışına okumaya gitmesi çok zeki olduğu için yurt dışından gelen okul tekliflerini geri çevirememişti. Üzgünüm her şeye rağmen onu seviyordum umarım mutlu olurdu. Zengin bir adam olup beni dünya turuna çıkarmasını bekleyecektim. Söz vermişti.
Bakışlarımı az öğrencinin bulunduğu bahçede gezdirmeye başladım ama gözlerim birkaç saniye geçmeden istediği kişiyi buldu. Kim Taehyung sarıdan siyaha boyadığı saçlarıyla karşımda arkadaşlarıyla konuşuyordu. Namjoonla beni gördükten sonra gitmişti. Okulda da hiç konuşmamıştık o benden kaçıyordu. Biliyordum, hissediyordum.
Ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Normalde taeyhung konusunda her zaman kesindim. Asla taviz vermezdim. Babamın kalbime sapladığı okları daha da derine bastırmış olan kişiydi o. Aynı zamanda da bana umut veren beni ağlarken gülümseten kişiydi. Lunaparktaki hali aklıma gelince gülümsedim istemsizce işte o an kim taehyungla göz göze gelmem ve rosé'nin şiiri okuması aynı anda oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help | Kim Jisoo
Fanfic"Kötü anıların yerini güzel anılar alacak" fısıltısı kulağıma geldikten sonra geceye karışırken gözlerine baktım. Dolmuştu. Kim Taehyung gözleri dolu dolu bakıyordu bana. Kaybetmek istemiyordu. "Sana söz veriyorum" Umut etmekten vazgeçmeyen tüm güz...