Başladığınız tarihi buraya alabilir miyim?
Okumasını istediğiniz arkadaşınız var ise etiketler misiniz?
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyiniz.
CAMDAKİ NUMARA
1 YIL ÖNCE
Elimdeki fırçayı kenara bırakıp tabloya baktım. Ellerimi çırpıp karşımdaki kadına çevirdim gözlerimi "50 Lira hanımefendi?" Genç kadın cüzdanından 50 Lira çıkarıp alaca bulaca boyalı olan ellime uzattı. "Teşekkür ederim."
Bütün yıl İstanbul'u dolaşıyorum. Kaldırım köşelerine, meydanlara malzemeleri alıp gidiyordum. İnsanların portelerini, karakalem hallerini çiziyordum.
Ellerimle kahküllerimi karıştırdım ve flarımı havaya salladım "Gel vatandaş gel! Hiç mi kendinin resmimi duvarına asacak insanlar yok bu meydanda!"
Herkes bana baktığında anın heyecanı ile kalktığım yerime geri oturdum. Açık mavi bol gömlek giymiş, gözünde siyah güneş gözlüğü olan, dağınık saçlı genç bir adam bana doğru yürüyordu. Gözlüğünü çıkarıp karşımdaki müşteri taburesine oturdu."Evimin duvarına kendi tablomu asacak kadar kendimi seviyorum." Güldü. "Benimde portremi çizer misin?" Genç adama nutkum tutulmuş bir şekilde bakakalmıştım. Çok çekiciydi ve görünüşe göre kafa dengi birisiydi.
Boyaları palete döküp hazırladım. Yüzünü ezberlercesine baktım. Yüzünün her zerresine benim kadar detaylı annesi bile bakmamıştır eminim. Yüzünün her ayrıntısını tabloya dökerken, telefonun sesi bütün büyüyü bozdu. "Dur açma telefonunu sakın!" 'Neden?' der gibi bana baktığında cevap verdim "Duruş açını bozmaman gerek." Genç adamın telefonu biraz çaldıktan sonra sustu.
Yaklaşık 2 Saatin sonunda hava kararmaya yüz tutmuştu. Bu kadar ayrıntılı çizdiğim ilk resimdi. Yorulmuştum ama sonunda bitmişti. Tabloyu genç adama çevirdiğimdr inci beyazı dişleri gözükecek şekilde gülüyordu "Harikasın sen!" Söylediği sözle utanmıştım. "Teşekkür ederim."
Genç adam cüzdanını çıkardığında dudaklarımı araladım "Tablonu ben hediye ediyorum." Genç adam iç ısıtıcı şekilde güldü "Teşekkür ederim. Bugün doğum günümdü." bunu diyince dahada mutlu olmuştum "Doğum günün kutlu olsun o zaman...-" Biraz duraksayarak konuştuğumda lafımı kesti "Rüzgar Yalçın." Uzattığı elini sıktım "Deniz Atabey."
Büyülenmiş gibi adama bakıyordum, sanırsam gerçekten büyülenmiştim. Kafamdaki ince nereyi biraz daha çekiştirdikten sonra yırtık belimin kotunu düzelttim, esnaflardan birine malzemeleri kollaması için haber verip genç adamı takip etmeye başladım. Siyah kahküllerim görüş açımın netliği bozuyordu ama dert değildi. Bu çocuktan gerçekten hoşlanmıştım.
Beni fark etmemesi için elimden geleni yapıyordum. Bir arabanın önünde durduğunda duvarın arkasına saklandım. Arabaya rlindeji hırkayı koyup kapattı. Bayağı bir uzaklaşınca arabanın çevresinde dolandım ve gözüme takılan sileceğin hizasında ki acil durumlar için yazılı numara kartına baktım. Numarasını telefonuma kaydedip oradan uzaklaştım.
Donanımlı sapık gibiydim.
✨
Merhaba, diğer kitaplarıma da bakarsanız sevinirim.
Özellikle texting olmayanları okur iseniz gerçek kalemimğ görmüş olursunuz :).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camdaki Numara ❦ Texting
Humor❧ Tamamlandı :) Mizah #23 "Bir insanın araba camından numarasını alıp anonimi olan ilk kişi ben miydim?" ________ Siz = Günaydın selvi boylum. (09:16) Rüzgar = Al yazmam da var mı? (09:17) Siz = Neden tek selvi boyu olan Asya mı? (09:18) Rüzgar = Ta...