1.KISIM- Bölüm 18

966 80 9
                                    

Beyaz ejderha, soğuk ve kendi vücuduyla erittiği karların ve sıcaklığına dayanabilen buz kütlesinin üstünde görünüşte gelişigüzel bir şekilde yatıyordu. Kalbimdeki sıkıntıyı duymuş olacak ki bana tuhaf gözlerle bakıyordu. Yavaşça elimi kabarık derisine uzattım, tıpkı yılan derisine benzeyen deri daha sert ve daha sıcaktı. Nefesini saatlerce güneşin altında kalan bir araba kadar sıcak hissettim. Hızla verdiği nefes karları olağandışı bir hızda eritiyordu.

"Şşş." dedim yumuşakça. Bir yandan da pütürlü derisini okşuyordum. Gözlerim dolmuştu. "Her şey yolunda."

Anlamış gibiydi. Tuhaftı ama anladığını da biliyordum. Rion bizden uzak bir noktada, Siyah Ölüm ile birlikte bekliyordu. Yılanın ona bağlanmasının üzerinden çok geçmemişti ancak yılan yeni efendisine oldukça sadık görünüyordu. En ufak bir hareketimde koca ağzını açıp dişlerini bana geçireceğinden şüphem yoktu.

Rion'u hissedebiliyordum. Şu an dünya üzerinde hala nefes alan muhtemelen iki kişiydik, sırf bu yüzden de onu hissediyor olabilirdim. Ama her şeyden daha ötede, içimin karanlıkta kalmış ufak bir noktasında biliyordum ki bundan çok daha başkaydı sebep. Ona tuhaf bir şekilde bağlıydım, adına aşk diyebilirdiniz. Onu ölümden döndürdüğüm için mutluydum. Tanrı kompleksine girmeyecektim ama nasıl hissettiğini anladığımı söyleyebilirdim en azından.

Rion'a baktım. Üstü çıplaktı, altında yosundan yaptığım tuhaf bir pantolon vardı. Pantolon bile denemezdi, vücudunun çoğunu kaplaması için vücuduna sardığı bir bez parçasına benziyordu daha çok. Üstü çıplak olmasına ve bulunduğumuz kara parçasının buzlarla kaplı olmasına rağmen üşümediğini biliyordum. Uyandığından beri daha soğuk olan vücudu yılanına hemen uyum sağlamıştı. Yılan, efendisinin sıcaklığını ve duygularını tıpkı bir aynaymış gibi hissedebiliyordu. Bunu biliyordum çünkü bu bağlılığı hissedebiliyordum. Rion ve yılana baktığım anda aralarında neredeyse gözle görülür bir sarmaşık vardı.

Rion da bana baktı. Hiçbir şey demiyordu ancak ondan dalga dalga yayılan ve adeta yüzüme çarpan heyecanı hissedebiliyordum. Onun yüzünden gerilmiştim. Kafamı çevirdim ve karların üstünde cansız halde yatan Rina'ya baktım. Rina öleli çok olmuştu, vücudu berbat haldeydi, neredeyse tanınamaz durumdaydı. Ona baktıkça içim acıyordu. Gözlerimi kırpıştırdım, yaşlar birer kez gözlerimi terk edince ejderhaya döndüm.

Ejderha tekrar nefesini verdi, sıcak nefesi soğuk havayı iterek vücuduma ulaştı. Enkazlardan birinden bulduğum ve neredeyse körelmiş bıçağı elimde tutuyordum. Ejderhayı okşadım, anlamış gibi başını kaldırdı. "Acımayacak." diye mırıldandım yüzümü ejderhaya yakınlaştırırken. "Acımasına izin vermeyeceğim."

Ejderha gözlerini kapattı ve kendini kurban eder gibi bana uzandı. Boynunun kanatlarıyla birleştiği noktaya derin olmayacak bir şekilde yara açtım. Yaradan süzülmeye başlayan siyah kan, beyaz ejderhayı anında lekeledi. Kan damlaları kara bulaşırken toplayabildiğim kadarını ateşle erittiğim kayanın içine topladım. Sonrasında kayayı bırakıp ejderhaya odaklandım. Kan süzülen yarasına ellerimle bastırdığım anda ejderha ağzını açtı ve hafifçe ateş üfledi. Acı çeker gibi çığlık attığında acısını içimde hissediyordum. Rion ve ejderhanın acılı çığlığına kayıtsız kalamayan yılan kafasını kaldırıp bizi hayretle izliyordu.

Ejderhanın yarası mavi ve kırmızı ateşin harmanlanmasıyla kapanırken ejderha teşekkür eder gibi derisini vücuduma sürttü. Gözlerimi sildikten sonra yumuşakça pütürlü ve kaba derisini okşadım, Rina'ya döndüm.

Rion ayaklanmış, meraklı bir halde bulunduğum noktaya gelmeye başlamıştı. Her adımında ondan bana doğru gelen titreşimler beni ona bakmaya zorluyordu. Gözlerimi çevirip ona diktim, o ise bana tuhaf diyebileceğim bir duyguyla bakıyordu. "İyi misin?" dedi yavaşça.

Başlangıç - Kayıp TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin