Başlangıç - Kayıp Tanrıça

2.KISIM-Bölüm Bir- Bakış

Su Kralının kız kardeşi Sleya, herkes tarafından sevilen bir kadındı. Hiçbir zaman kendi düşüncelerini belli etmez ancak her seferinde adaletten dem vururdu. Kimsenin bilmediği gizli bir alışkanlığı vardı, içmek ve taşkınlık yaratmak. Bunu en iyi bilenlerden biri sadece ve sadece öz kızı Toulina idi.

Toulina o zamanlar Shat'taki en güzel kızdı. Saçları gece kadar siyahtı, yine de güneş saçlarına öpücük bıraktığı zamanlarda rengi açılır ve göze daha insan üstü gelmeyi başarırdı. Gözleri teal mavisiydi, erimiş altın gibi duran sarı bir renk barındırırdı. Teni kusursuz denilebilecek kadar yumuşak ve pürüzsüzdü. Pembe dudakları minik ve kalkık bir burunla sergilenmişti. Ancak bu özellikleri onu mükemmel yapan şeyler değildi.

Şu anda on yedi yaşındaydı, iki erkek kardeşi vardı ve su kralı olan dayısı Luke'un kızı ondan çok daha küçüktü. Annesi bunu gayet iyi biliyordu, dayısı öldüğü zaman tahta geçecek kişi annesi olurdu, annesi hayatta olmaz ise bu Toulina olacaktı. Her zaman tahta geçen üyelerin en yaşlısı olurdu.

Toulina'nın büyük bir sorumluluğu vardı bu konuda. On sekize girdiği andan itibaren veliaht doğurması bekleniyordu. Bunun bilincinde bir genç kızdı ve bu onu her zaman gerçek bir aşk yaşamaktan alıkoymuştu. Shat'taki en güzel kız olsa bile, ona ilgi gösteren bütün erkeklerden kendini uzak tutmuştu. Biri hariç.

Hartes, Ateş ve o anki Shat kralı Walter'ın dört oğlundan biriydi. Toulina ile aynı yaştaydılar. Son yıkıcı savaştan sonra yıllar geçmişti. Eskiden Işık'ın emri ile elementler arası ilişkiye hoş bakılmıyordu, ta ki Walter ve hava elementi üyesi Kaine'in bir bebeği olana kadar. Hartes iki element meleziydi ama bunu bilen çok kişi yoktu. Şu anda dünyada Işık ve Draglar hariç melez kalmamıştı ve kimse Işık'ın nerede olduğunu bilmiyordu. Dragua yıllardır gözlerden uzaktaydı çünkü savaşta çok ağır kayıplar vermişlerdi. Onların yokluğunda sayı bakımından avantajlı olan Shat dünyadaki ağırlığını hissettirmekteydi. Bu sayı avantajını koruması için her sene her element evinden çok sayıda çocuk doğuyordu. Ancak Işık'ın herkesin başına açtığı alametlerden sonra melezlere iyi gözle bakılmıyordu. Özellikle Işık'ın öz oğlu Michael'ın gücüne şahit olan herkes melezlerden korkuyordu. Bu nedenle Walter ve Kaine, Hartes'in melez olduğunu sır gibi saklamaktaydı. Michael elementlerle durdurulduğunda Hartes daha çok küçüktü.

Hartes, kendisinden bir yaş büyük olan Phrkagias, kardeşleri Heptanos ve Liam'dan daha iyiydi her anlamda. En büyükleri Phrkagias'tı. Normal kurallara göre Walter'ın ardından Shat kralı olması gereken kişi Phrkagias'tı ancak Shat ve diğer bütün ülkeler Hartes'in tarafındaydı. Hartes herkesin gönlünü kazanmış bir üyeydi, ağabeyi Phrkagias'ın aksine o daha sıcakkanlı ve iyi biriydi. Talim yapmadığı veya elementine çalışmadığı zamanlarda Shat'takilere yardım ederdi, birçok dostu ve eğlencesi vardı. Kadınlar en çok ona ilgi gösterirdi çünkü çekici bir genç adamdı. Saçları koyu sarıydı, saçlarının aralarında kahverengi ve güneşte parlayan teller vardı. Uzun değildi saçları, birazı alnına değerdi sadece. Gözleri açık bir kan kırmızısıydı, insana baktığında korkutucu bir güzellik yayardı. Vücudu heykelleri andırıyordu, düzgün yüz hattı çıkık elmacık kemiklerle donanmıştı. Boyu uzundu ve her zaman güzel giyinirdi, talim günlerinde bile.

Toulina on yaşındayken bile Hartes'in olağanüstü çekiciliğine karşı gelememişti, ki yıllardır bunu yapıyor olmasına rağmen. Onunla bir kez bile konuşmuş değildi, sadece bazen Hartes yakınında konuştuğunda onun sesini duyardı. Geceleri çoğu zaman onu hayal ederdi. Birbirleriyle talim yapmaları yasaktı, herkes kendi elementinden biriyle eşleşirdi. Bu nedenle Toulina ve Hartes'in konuşması için bir şans doğmuyordu hiçbir zaman.

Hartes'in insanları çeken bariz özelliği iyi biri olmasıydı. İnsanlar onun güçlü olduğunu bilir ve buna göre davranırdı ancak Toulina bunun ötesini görürdü. Hartes kibar, centilmen ve hoş konuşan biriydi. Etrafında kötü bir şey olduğunda ilk koşan o olurdu. Toulina onun bir kez beyaz sarayın etrafındaki her bir çiçeğe su verdiğini görmüştü gizlice.