Marie
Yirmi beş dakika...
Seneler geçti sanki. Ameliyathaneye sürekli hemşireler girip çıkıyor. Kan takviyesi için kaç kere girip çıktılar bilmiyorum...
Zayn,neredesin ? Ne olur biraz daha acele et.
Ses kaydımı bitirip telefonumh kapattım. Stresten midemin ağrıması ve başımın dönmesi nedeniyle aşağı kata,lavaboya,doğru yürüdüm. O anda acilden yükselen sesler ile hafifçe sola doğru baktım. Sedyeyi koşar adımla ameliyathaneye giden sağlıkçılar benim tarafa doğru ilerliyordu.
Tam önümden geçerken sedyedeki kişiyle bugün yaşadığım sayısız darbenin en ağırlarından birini aldım.
Zayn...
Yüzü gözü kanlar içinde öylece yatıyordu.Hemşirenin 'Yol açın!' Diye bağırdığında kendime geldim ve onlarla beraber yürüdüm. Beni durdurduklarında ise dudaklarımın arasından çığlıklar koptu.
'ZAYN!!!'
Gözlerimi açtığımda bembeyaz tavana bir kaç saniye baktım. Sonra kolumdaki serumu hızlıca çıkardım ve koridora koştum. Nereye gidecektim Zayn'e mi Gigi'ye mi...
Gigi'nin olduğu kata çıktım ve yakaladığım ilk hemşireye onu sordum.
"Yalvarırım bir şey de."
"Bebeği çıkardık. Şuan ikisi için de çok zor. Ameliyat hala devam ediyor her ikisi için de uzmanlar çok çabalıyor."
"Bebeğin durumu ve Gigi'nin durumu daha iyi değil mi ama yine de ? Sonuçta bebek dünyaya geldi."
"Bebeğin hayati fonksiyonlarında sorunlar var. Ayrıca anne çok güçsüz düştü. İkisinin durumu anlayacağınız daha kötü.."
Gözyaşlarımın tükendiğini hissediyorum. Annemlere ulaşamamak beni öldürüyor.
Zayn'in olduğu kata doğru ikişer üçer merdivenlerden indim.
Ameliyathaneden çıkan doktora doğru koştum.
"Zayn,Zayn nasıl ? Yalvarırım bana artık bu hastahanede iyi bir haber verin."
"Bayan..."
"Marie."
"Bayan Marie , Zayn'in malesef durumu iç açıcı değil. Geçirdiği zincirleme trafik kazası ona ağır darbeler bırakmış. İç kanamaları bir çok yerde var ve hepsi çok yoğun. Kalbine yakın bir bölgeye cam kırığı saplanmış ve onu çıkarmak yaşama olasılığını ne kadar düşürür ya da stabil tutar bilmiyoruz. Kafatasında çatlaklar ve kaburgalarında kırıklar var. Her ihtimale hazırlıklı olun. Yaklaşık beş dakika sonra meslektaşlarım ile hangisine öncelik vermemiz gerektiğini konuştuktan sonra tekrar ameliyata alacağız.."
Kulağımda kelimeler uğuldamaya başladığında bacaklarımın beni tutmamaya başladığını fark ettim.
Tanrım,planın ne ?
》》》》》》》》》》》》》》》》》》》
Gözlerimi tekrar açtığımda yine tavan beni selamlamıştı. Üzerimde olan bu sakinlik nereden geliyordu bilmiyorum ama pamuk gibiydim.
Doğrulduğumda hemşirenin bana acıyan bakışlarıyla nefesim kesilmesi gerekirken ben çok sakindim.
"Neler oldu?"
"Bayan Marie,düşük bir dozda size sakinleştirici verdik. Bu sağlığınız için gerekliydi."
"Gigi,bebek.."
"Bebeği küveze aldık. Şuan durumu daha iyi. Aynı şekilde Gigi hanımı da yoğun bakıma. Şuan durumu öncekine göre daha iyi."
"Zayn! Zayn..."
"Bay Malik'in ailesine haber verdik ve buradalar. Bay Malik'te hala ameliyatta."
"Ben ne yapacağım ?"
Tekrar ağlamaya başladığımda onun da gözleriden birer damla süzüldü.
"Sizin için çok üzgünüm. "
Kolumdaki serumu çıkarmadan onu sürükledim ve ona tutunarak ilerledim. Yeni doğan kısmına gittim. Hemşirenin bana göstermesiyle ona baktım.
Yüreğim bugün kaç kere parçalanacak. Minicik ve çok zayıf.. Nasıl hayata tutunacak.. Ben bile yapamazken..
Gigiye bakmak istediğimde bana onu gösteremeyeceğini,yoğun bakıma sokamayacağını söyledi.
"Beni lütfen tutun. "
Bacaklarım beni ayakta tutamıyor..
"Gigiye bir şey oldu değil mi ? Gitti dimi ? Bırakıp gitti.."
Başını yere eğmesiyle içimden attığım çığlıkları dışarı vurmak istedim ama buna ne gücüm ne de sesim kalmamıştı...
"Zayn'e gitmek istiyorum."
Hemşirenin yardımıyla aşağı kata indim. Herkes,tüm ailesi oradaydı. Bayan Malik beni gördüğünde koşarak yanıma geldi ve sıkıca sarıldı.
"Gigi için..Çok üzgünüm Marie. Tanrı ona merhamet etsin."
"Bebek.."
"Gördük..Yaseer orada,yalnız değil."
"Zayn,iyi mi ?"
Gözlerime baktı ve ağlamasını şiddetlendirdi. Ben eğer bir kötü haber daha alırsam ne yapacağımı bilmiyorum.
Kabus görme ihtimalim çok düşük sanıyorum ki. Böyle kötü bir şeyi ben hayal bile edemem..
"Yoğun bakımda. Durumu aynı."
Hıçkırıklarının arasında söylebildiği en uzun cümleydi.
On dakika kadar oturduktan sonra kapıdan babamların girişiyle ayağa kalktım. Ve içimdeki yangının patlamasına izin verdim. Koşarak babama sarıldım.
"Gigi baba,
Gigi gitti.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Me
FanfictionMarie: Benden bir şey bekleme. Marie: Sana karşı yapabileceğim en iyi şey, Marie: arkandan sövmek olacak.