Bölüm 1

13.9K 379 62
                                    

Genç kız her iki tarafında rengarenk güllerle kaplı patika yolda yürürken adımlarını yavaşlattı. Bahçe hala annesinin bıraktığı gibiydi. Babası bu bahçe için çok emek harcıyor olmalıydı. Sarı renkli güllerin önünde duraksadı. Her zaman yaptığı gibi yeni açmaya başlayan bir gülü seçti. Dikkatlice dalından kopardı. Uzun düz saçının bir tutamını kulak arkasına sıkıştırdı. Gülü de dikkatlice kulağının üzerine yerleştirdi. Canlanan anısıyla beraber yüzüne acı tatlı bir gülümseme yerleşti.

Her kopardığı gül için annesi ona sitem ederdi. Dallarında daha güzel duran bu minik canlıyı neden kopardığını anlamadığından yakınırdı. Bu sırada imdadına babası yetişirdi. "Benim güzel karım haklı ama bir bakar mısın kızımıza.. Nasıl da yakıştı gül görmüyor musun Ayşe sultan? Kızımız güzelliğini senden almış. Eminim o gül, böylesi bir güzellikte olduğu için çok mutludur." Dudak büzerdi annesi. "Nasıl mutlu olsun? Öldü benim minik gülüm.." Hemen sarılırdı Saim bey ona. "Tamam tamam. Konuşurum kızımla daha da koparmaz güllerinden." derdi genç kıza annesi görmeden göz kırparken. Bu hareketle beraber genç kız kıkırdayarak girerdi eve.

Aklına dolan kalbini sıkıştırmıştı. Zorlukla nefes alabildi. Bu evin her yeri annesinin anılarıyla doluydu. Annesi sıcacık gülümsemesiyle ona bakıyordu sanki güllerin arasından. "Babam bu evde nasıl yaşayabiliyor?" Elleriyle akmaya çalışan göz yaşlarını geri yollamaya çalıştı.

Evin giriş kapısına çevirdi adımlarını. Bu ev ona sadece acı veriyordu artık. İki gün onun için nasıl geçecekti, bilmiyordu. Ama zor olacağı kesindi.

Açık kapıdan içeriye girdi. Babasının oturma odasında olacağını tahmin etmek zor değildi. Oturma odasına yaklaşırken kulağına dolan tanıdık melodi haklı olduğunu gösteriyordu.

Fikrimin ince gülü...

Annesi bu şarkıya bayılırdı. En mutlu olduğu anlardan biri radyoda bu şarkıya denk gelmek ve hemen ardından sevgili kocasını zorla kendisiyle dans ettirtmekti. Saim Bey başta birkaç homurdanırdı ama eşinin tatlı bakışlarına dayanamaz kendini hemen ritme bırakırdı.

Kapının eşiğinden babasını izledi. Tekli koltuğunda oturmuş yanındaki boş tekli koltuğa bakıyordu dalgın gözlerle. Babasının zihninde annesi ile dans ettiğine emindi genç kız. Bölmek istemedi. Şarkı bitene kadar öylece babasını izledi.

"Unutulması imkansız güzel anılar..." diye mırıldandı genç kız.

Bekleyişi sürüyordu. Şarkı bitmişti. Derin sessizlik oluşmuştu. Ama dalgın gözleri hala boşluğa bakıyordu Saim Bey'in.

Anı bozmak istemeyerek yavaş adımlarla babasının yanına yürüdü. Dizlerinin üzerine çöktü. Babasının koltuğun kenarına yaslandığı elinş kavradı hafifçe. Bu hareketle irkildi Saim Bey. Kızına döndi bakışları. Buruk gülümseme yerleşti dudaklarına. "Geldiğini fark etmemişim kızım."

"Dansınızı bölmek istemedim baba."

Gülümseyişi silindi yavaşça. Gözleri doldu. Boş koltuğa çevirdi tekrar bakışlarını. "Görüyor musun Ayşe Sultan?" duraksadı yaşlı adam. Boştaki elini kızının elinin üzerine koyup okşadı nazikçe. "Kızımızı bu kadar düşünceli yetiştirdiğin için sana minnettarım." Genç kız öptü babasının elini. Başını yasladı dizlerine. Bir süre ikisi de sessizce durdular böyle. Sadece Saim Bey'in elleri kızının saçlarını okşamak için hareket ediyordu.

Zor Kadın (Zoraki Evlilik 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin