Bölüm 11

3.7K 203 2
                                    

"Bu durum seni fazlasıyla üzdü sanırım."

Gizem dalgınca elinde çevirdiği bardaktan sıkıntıyla uzaklaştı. "O an üzdü sanırım ama üzmekten çok sinir de etmiş olabilir. Sadece... Anla işte çok beklenmedikti. Şok oldum resmen. Şebnem'in yanında demek istemiyorum ama sanırım onu gereğinden fazla düşünüyordum. Yani nedenini anlamıyorum ama aniden durup dururken aklıma geliveriyordu. Aklımdaki haline fazla alıştım sanırım. Ondan farklı olunca da... Bilemiyorum işte ya! Üzüldüm biraz."

Bade elini sevgiyle kavradı. "Babaannem derdi ki biri yoktan yere aklına düşüverirse bu o kişinin seni düşündüğü anlamına gelirmiş." Buruk bir gülümseme yolladı Gizem ona. "Belki de düşündüğün kadar umursamaz değildir sana karşı ama öyle bir ortamda ne demesini ya da ne yapmasını bekliyordun ki? Adam oraya yatırım yapmaya gelmiş. Ciddi bir ortam. Gelir gelmez seninle mi ilgilenmeliydi. Aaa bu benim eski müstakbel eşim mi demeliydi? Böyle bir olayda daha mı rahat ederdin?"

Gizem aklında beliren olaya karşı kaşlarını çattı."Hayır, demek istediğim bu değil. Yani böyle bir durumda kalmayı bende hiç istemem. Ama insan arada bir bakış atmaz mı? Merak etmez mi? Ben resmen bakışlarımı çekemedim üzerinden. Birazcık kilo bile vermiş. Bak bunu bile fark ettim. Sakallarını yeni kesmiş, saçlarını birazcık uzatmış. Bak ben bunları hep fark ettim ama o bir bakış bile atmadı. İlk girerken yabancıya bakar gibi baktı, bir daha tövbe etmişçesine bakmadı adam ya."

Bade söyleyeceklerinden rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. Bir süre konuşmadı ama Gizem'in kırgın bakışlarını görünce söylemesinin daha iyi olacağına karar verdi.

"Kuzucum sence de biraz haklı değil mi? Sen adamı reddettin. Sadece reddetsen yine iyi ama resmen aptal yerine koydun. Bizim yanımızda azarladın. Yani bunları biri bana yapsa bırak bakmamayı ben orayla yapacağım anlaşmayı bile yapmazdım. Adam yine de iyi tepki vermiş. Sen sana bunları yapan biri merak eder misin? Bakışlar atar mısın? Görmekten mutlu olur musun?" Gizem'in umutsuzca başını iki yana sallamasıyla Bade devam etti. "Onu anlamaya çalış. Bunları söylemek bana düşer mi bilmem ama bence bu durumu kabullen. Onu sadece yeni patronunuz ve yatırımcınız olarak görmeye çalış. O bir şeyleri belli etme niyetinde değilse sende olmamış gibi davran. Yani bence yapabileceğin en iyi şey bu olur. "

Başını yana eğdi Gizem. "Öyle mi dersin?"

"Sen ona aşık mısın?"

"Hayır, tabiki de." derken düşünme gereği bile duymamıştı Gizem. "O zaman bu sadece hoşlantı ve biraz suçlu hissetmenden kaynaklıdır. O görmezden gelmeye razıysa sende öyle yap. O zaman bu duruma katlanmak daha kolay olur. İnan bana."

Gizem başını masaya koydu, gözlerini kapadı. "Oysa olacakları kadere bırakmıştım, sanırım kader birlikte olmamızı istemiyor."

"Ya da Karahan..." diye mırıldandı. Bade'nin duymadığını sanıyordu ama gayet net anlamıştı dediğini.

Gizem'in bu hallerine hiç alışık değildi Bade. Onu ilk defa böyle görüyordu. Her şeyi gereğinden fazla abarttığının da farkındaydı. Ve bu kesinlikle sadece hoşlantı olamazdı ama Gizem bunu kabullenmeye henüz hazır değildi. Anlaşılan Karahan da bir süre kendini çekecekti. Belki de bir daha hiç yaklaşmayacak Gizem'in ilk aşk deneyimi de böyşe yitip gidecekti. Bilemiyordu ama kaderin oyunbaz yapısını çok iyi biliyordu. Ne zaman ne olacağı hiç belli olmazdı.

Çantasında çalmaya başlayan telefon sesiyle gözlerini sıkıntıyla açtı Gizem. Başını kaldırmadan el yordamıyla çantada telefonu aradı. Birkaç saniye sonra telefonu bulduğunda kimin aradığına bakmadan telefonu açıp kulağına dayadı.

"Efendim?"

"Gizem Hanım?"

Zafer Bey'in sesiyle beraber hızla doğruldu Gizem. "Buyurun Zafer Bey?"

"Gizem Hanım, Saygın Holdingle yapacağımız toplantı yemeğine sizinde gelmeniz gerekiyor." şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırdı genç kız. "Neden benimde olmam gerekiyor Zafer Bey?"

"Tolga Bey istedi."

"Tolga Bey mi?" Hayal kırıklığının sesine yansıdığını fark etmedi bile.

"Evet, pazarlama müdürü ve tasarımcı olarak toplantıda yer almanı istiyorlar. Gelecekteki ürün planlarımızı merak ediyorlarmış. Yatırım öncesi bunları göz önüne almak istiyorlarmış."

"Tabi Zafer Bey." Başka ne diyebilirdi ki? Karahan yüzünden katılamam. Ondan uzak durmak istiyorum. Yakınında olmak benş kötü etkiliyor mu diyecekti? Keşke diyebilseydim diye geçirdi içinden.

"Ben size konumu atacağım. Saat tam yedide orada olursunuz."

"Olurum Zafer Bey."

Telefonu yorgun bir şekilde masaya bıraktı. Kalbi sıkışır gibi olmuştu. Bir sürü insan arasında yanında olmaya katlanamamıştı. Yemekte nasıl katlanacaktı? Ya ona yine hiç bakmazsa? Ya konuşmalarını bile görmezden gelirse? Ya.. Ya yanında başka bir kadınla katılırsa?

Saçmalama Gizem! Bu iş yemeği. İş yemeğine sevgili getirmekte neymiş!

"Daldın gittin kız! Ne oldu?"

Konuşmadan önce boğazını temizleme gereği duydu. "Zafer Bey benimde yemeğe gelmemi istedi. Yani Tolga Bey istemiş daha doğrusu."

"O kim?"

Gizem gözlerini devirdi. "Önemli olan Tolga mı? Yemeğe gideceğim! Karahan'ın olduğu yemeğe."

"Sen onunla daha önce de yemek yedin Gizem! Adamı evinden kovmuş olabilirsin ama bu sizin özel hayatınızla ilgili. Bu iş! Sen ne zamandan beri işle özel hayatı karıştırır oldun?" Bileğine yapışıverdi. "Söyle! Gizem'e naptın! Nerede benim arkadaşım?"

Gizem gülümsemeye çalışarak bileğini kurtardı. "Haklısın. Bu ben değilim! Kendime gelmeliyim. İşle özel hayatımı karıştıramam. O yemeğe gideceğim ve onunla ilk kez karşılaşıyormuş gibi yapacağım. O benim patronum olacak. Buna göre davranmalıyım. Teşekkür ederim Bade."

Bade'yi iki yanağından da öperek koşar adımlarla kafeden çıktı. Saat dört olmuştu. Sadece üç saati vardı. Eve gidip hızla hazırlanması ve saçma iş yemeğini iyi bir şekilde atlatabilmesi gerekiyordu! Başka şansı yoktu.

Bölümleri kısa yazdığımın farkındayım ama sanırım bu bende resmen huy 😂

Zor Kadın (Zoraki Evlilik 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin