Bölüm 10

3.7K 215 7
                                    

Tanıdık kehribar gözlerden uzaklaştırdı bakışlarını. Kendine itiraf edemese de onunla son konuşmasından beri hep aklındaydı bu gözler. Tekrar karşılaşmayı umutsuzca istese de görmezden geliyordu bunu. Umursamıyormuş gibi yapıyordu. Umurunda olmadığını söyleyip duruyordu kendine. Ama şimdi karşısında duruyordu işte. Gözlerinin içine bakıyordu hayalini kurduğu gözler. Ama o yine bu hissi görmezden gelmeyi tercih edecekti. Aklındaki buydu fakat karşı cephe ondan önce davrandı. Sanki onu tanımıyormuş, sanki ilk defa görüyormuş gibi umursamazca çekti ondan gözlerini. Odadaki herkeste tek tek gezindi gözler ama kendisine bir daha dönmedi.

"Kolay gelsin hepinize. Ben Karahan Tekiner. Saygın Holding'in yönetim kurulu üyelerinden biri ve CEO'suyum." Sesi hatırladığından daha otoriter çıkıyordu ve soğuk... Uzak...

Hemen ardında duran ondan birkaç santim daha uzun olan adam çatılı kaşlarını bozmadan etrafı izleyip durmuştu. Karahan'ın konuşması sonlanınca kısaca "Harun Tahan." demekle yetindi. Ortaklardan biri olduğunu anlamamak elde değildi.

Gizem dikkatle Harun denen adamı süzdü. Bir yerde denk gelmişler gibi hissediyordu. Bu siyah gözleri kesinlikle bir yerde görmüş olmalıydı. Bu kaba sesi de hatırlıyor gibiydi ama bir türlü çıkaramıyordu.

Aralarında varla yok arası gibi duran Zafer Bey birkaç adım öne çıktı. Aslında kısa biri sayılmazdı Zafer ama bu üç adam arasında kim olsa minicik kalırdı.

Zafer Bey eliyle herkesi tek tek göstererek tanıttı. "Gizem Hanım bizim pazarlama müdürümüz ve tasarımcımız. Levent Bey internetteki sitemizin sorumlusu. Oradaki web sayfanın düzeni ve satışlarla ilgileniyor. Sevinç Hanım bizim bayi satışlarımız ve stantlarımızdan sorumlu. Kadir Bey hammaddelerimizn satın alımından ve fabrikaya ulaştırılmasından sorumlu. Ela Hanım ve Hakan Bey bizim ürün üreticilerimiz. Tüm ürünlerimizin yaratıcıları. Selda Hanım ise stajyerimiz. Bu ekip bizim ürünlerden esas sorumlu olan kişilerden oluşuyor anlayacağınız üzere. Zaten çokta kalabalık bir çalışan grubumuz yok. Küçük bir firmayız."

Karahan dudaklarına oturttuğu küçük bir gülümsemeyle konuştu. "Hepinizle tanıştığıma memnun oldum. Firmanızı bir süredir takip ediyorduk. Gelecek vaat ettiğiniz gün gibi ortadaydı. Bu yüzden bizde birkaç firma arasından sizi seçtik. Bu kararı verdiğimiz için mutluyuz ama henüz kesinleşmiş değil. Bu akşamki görüşme sonrası kesin karar verilmiş olacak."

Gizem gözlerini Karahan'a dikmiş bakıyordu. Karahan ile ne konuşurken ne de sonrasında Gizem'e bakmıştı. Bu durum genç kızın gururunu incitmişti. Demek ki Karahan son görüşmelerinden sonra onu unutmuştu. Hiç aklına getirmemişti. Kararı kesindi anlaşılan. Onunla daha önce hiç karşılaşmamış gibi davranacaktı. Gizem içten içe buna kırılmış olsa da ona ayak uydurmaya karar verdi. Bir sonraki karşılaşmalarını kadere bırakmıştı ama anlaşılan Karahan'ın bunu kadere bırakma niyeti yoktu. O köprüleri çoktan yıkmıştı. Madem ki durum buydu Gizem de geri adım atacak değildi ya! Onu istemeyen kendisiydi. Bu yaşananlar işine bile gelirdi.

Gelirdi, değil mi?

Gelir tabi!

Sinirle içinden bağırmıştı bunu. Gizem şimdiye kadar kimseye boyun eğmemişti. Kendi ne istediyse onu yapmıştı. Şimdi karşısındaki bu adam böyle ters davranırsa Gizem'in ona yaklaşmaya çalışacağını mı sanıyordu? Kaçan kovalanır misali? İtme-çekme durumu? Kesinlikle öyle olmayacaktı. Onun planı buysa avucunu yalardı. Ama belki de... Belki de aklındaki bu değildi. Belki de gerçekten onunla samimi olmak istemiyordu. Belki de Şebnem'in dediği gibi onun gururunu incitmişti. Hatta onun kalbini kırmıştı?

Bu durumda ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu ama çıldıracak gibi hissediyordu! Kafasında bie sürü birbirinden saçma fikir dolanıyordu ve Karahan hala ondan yana bakmıyordu. Ve bunun için çaba harcıyormuş gibi bile durmuyordu! Gayet rahattı. Adam ona bakmamak için çabalamıyor, resmen ona bakma gereği duymuyordu! Ama kendine de öfkeliydi. Neden bu umurundaydı ki? Neden bakıp bakmamış olması onu bu derece ilgilendiriyordu? Neden onun gibi rahat değildi? Neden bu derece öfkeleniyordu? Neden bu duruma mutlu olması gerekirken üzülüyordu? Kadınlık gururu muydu? Bakılmıyor olmak mıydı sorun yoksa Karahan'ın ona bakmıyor oluşu muydu sorun?

Acıyan avuç içiyle kendine geldi. Sıkı sıkıya yumruk yapmış olduğu elleri yüzünden tırnakları avuç içlerine batmıştı ve bu durumu tırnakları iz bırakana kadar fark etmemişti. Ellerini serbest bırakmaya çabalayarak konuşan dörtlüye döndü.

"Zafer Bey bizim toplantımız bitmişti. Şimdi şirketten çıkacağım. Fabrikaya gitmem gerekiyor."

Zafer Bey kafasını sallayınca herkesle kısa bir şekilde vedalaşıp odadan ayrıldı. Karahan'a bakmamak için yoğun bir çaba harcaması gerekmişti.

Kendi odasına vardığında kapıyı kapatıp alnını kapıya dayadı. Son görüşmelerinin üzerinden iki ay geçmişti. Bu iki ay içinde birçok karşılaşma sahnesi hayal etmişti elinde olmadan ama hiçbiri bu şekilde değildi. Kırgın bakışlar hayal etmişti ya da konuşma çabası... Kaçamak bakışlar veya kızgınlık... Ama hiçbirinde ilgisizlik yoktu. Bu şekilde bir şey değildi beklediği. Ama ne demişti Bade...

"Kırgın bir insandan her zaman kork Gizem. Kızgın bir insan için hala ümit var demektir. Dikkat ettiysen kızgın olanlar hala karşı tarafla bağ kurmaya çalışır. Bağırır, çağırır, laf söyler, öfkeyle bakar ama illa ki bir iletişim kurmaya çalışır. Kırgın insan ise çoğu zaman sadece susar. Ve susmuş bir insan için yapılabilecek bir şey kalmamıştır. Susmak tüm bağı koparır. Öyle bir durumda kaldığında insan, onunla tekrar tanışabilmeyi diler. Tüm geçmişi unutmasını, sanki kendisiyle ilk kez tanışıyormuş olmasını diler. Ama gerçek dünyadayız ve bu mümkün değil. Bu yüzden Gizem, insanları kırmaktan vazgeç. Gün gelecek ve bu durumda olacaksın. Emin ol bu başına gelecek ve canın çok acıyacak. Geçmişte kırdığın her insanın bedelini ödediğini düşüneceksin ve ben bunun başına gelmesini istemiyorum Gizem. Lütfen bu durumda kalmadan önce insanları kırma huyundan kurtul. Yoksa çok pişman olacaksın. Lütfen Gizem."

"O zaman ne demek istediğini hiç anlamamışım Bade.."

Alnını kapıya birkaç sefer vurdu.

"Bana bu kadar çok mu kırıldın Karahan?"

Zor Kadın (Zoraki Evlilik 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin