Medyadaki müzikle dinleyin daha hoş oluyor.(Say something l'm giving op on you)
İyi okumalar☺
"Her rafın tozunu güzelce sil. Ardından kitapları numaralarına göre sırasıyla diz."
Yanimda bana bunları söyleyen kişi yeni iş yeri müdürüm. Güzel ve genç görünümlü bir iş kadını, Kırmızı rujlu dudakları, siyah düz saçları, üstüne tam oturacak bir elbise ve topuklu ayakkabısı...
İleride olmak istediğim profil tam olarak buydu.
Bugün, okul çıkışından sonra para kazanmak için yeni işime başladım.
Para kazanmam gerekiyordu.
Çok kazanamasamda en azından kimseye muhtaç olmamak adına para kazanmalıyım.Amcam ve yengemden her defasında duyduğum,
Sen, bize muhtaçsın ve biz olmasak sana kim bakar? , sözleri duymaktansa çalışmayı yeğlerdim.Annem ve Babam... Ben bebekken ölmüşler. Amcamın anlattığına göre bir trafik kazasında vefat etmişler.
Onların yokluğunu her zaman hissediyorum. Onlardan geriye kalan tek şey onları ziyarete gidebileceğim bir mezarları olması...
Onlara her ihtiyaç duyduğumda, mezarlarına gidip dertleşiyorum.
Ve sanki beni dinliyorlar gibi saatlerce konuşuyorum.Onlar üzülmesin diye amcam ve yengemin bana nasıl davrandıklarını anlatmıyorum.
"Hey! Sana sesleniyorum. Niye cevap vermiyorsun?"
"Şey, üzgünüm... Gözüm dalmış o yüzden." dedim.
İlk iş gününden kötü sonuçlar vermeye başladım. Çok iyi...
"Anahtarı bırakıyorum ben şimdi çıkacağım. Sen dükkanı kapat ve yarın yine aynı saatte gel. "
"Peki, tamam."
Bir kere beni boydan aşağıya süzdü ve ardından bana acıyan bakışları üstümde hissettim.
Yanımdan geçip, gitti. Ve ardından çıktığını kapının üstünde duran zil sesinden anladım.Gözümden bir yaş firar etti. Bir kişi daha bana acıdı. Bu duygu, sanki karnıma bıçaklar saplanıyormuş hissi veriyordu.
Hemen yanağımda ki ıslaklığı sildim.
Ve işime başladım.Çok hızlı bitirmem gerekiyordu. Çünkü amcam geç kalmamam için beni sürekli uyarıyor.
Rafları boşalttım. Ve içleri sırasıyla sildim. Tozları benim bir çok kere hapşurmama sebep oldu.
Ardında da kitapları dizdim."Bitti..." dedim sesli bir şekilde. Ve alnımda ki terleri kazağımın koluyla sildim. Yorulmuştum.
Yerden sırt çantamı aldım ve çıkış kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açıp çıkacağım sırada gözüme bir raf takıldı.
Bu rafı niye diğer raflardan ayırmışlardı?Çıkmadan orayıda temizlemeliydim.
Biraz yukarıda olduğundan sandaliyeye çıktım. Ve orada ki bir düzine kitabı sandaliyenin yanında ki masaya koydum. Ve elimde ki bezi rafı silmek için daldırdım.Elime bir şey deydi. Ve ben hemen ne olduğunu öğrenmek için oradan aldım.
"Kolye..." dedim.
Kolye ucunds dolunay simgesi vardı.
Sanki Ayın dolunay zamanını buraya hapsetmiş ve buraya yerleştirilmiş gibiydi. Etrafını cam sarıyordu. Ve bu kolyeyi üç boyutlu gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Dolunay Dünyası
FantasyHer şey, O, kolyeyi bulduktan sonra başladı. Dolunay' ın kötü bir zamanda rüyasına giren, Rüya Yöneticisi Mavi, yazılı kanunlarından en önemlisini bozar. Hiç bir şeyden haberi olmayan Dolunay, aslında kim? Mavi ve Dolunay, izleyecekleri bu yolda...