Gözlerimi açtığımda yataktaydım ve yanımda jungkook yatıyordu.
Dün akşamı hatırlamıyorum. Angel a mesaj attım.
Angel dün ne oldu?
Black Angel Dün içtikten sonra zar zor getirdim seni eve. Sonra da işte suga azar için aşağıya inmemizi bekliyor.
O zaman inmeyelim.
-o kadar kolay değil küçük hanım duş al ve aşağıya in
Jungkook a bakıp dudağımı büzdúm . O bu bakışı biliyordu.
Kafasını sallarken bende banyoya girdim. Küveti doldurup içine girdim .
Küvetten çıkıp üzerimi giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımı da hafif nemli kalacak şekilde kuruttum. Yavaşça merdivenlerden inerken j hope saçlarımı karıştırdı.
-hoseok ya !
-kızım hem dün suga yı sinirlendirdiniz hemde bu gün... neyse
Jungkook un beni ya da bizi kurtarmasını ümit ederken direk mutfağa geçtim.
Şansıma tüküreyim ki suga hyungun aslında çok güzel yemek yaptığını unuttum.
Hemen arkamı dönüp kaçacakken beni gördü.
-gel gel kaçma sunny!
-bir saniye hyung son duamı ediyim öyle
Yanına yavaşça yaklaştım ve tam önünde durduğumda sarıldı.
-size birşey olur diye korktum sun! Yoksa kızacağımdan değil.
Bende sarıldım "teşekkür ederim hyung"
Kollarını çekip kafama vurdu. -ama bir hafta boyunca cezalısın ! Şirket dışında bir yere gitmek yok.
-hyung yaa !
-hyunglara yaa denmez ! Kafvaltıdan sonra şirkete gideceğiz . Git ve diğerlerini uyandır.
Kafa sallayıp hızla yukarı çıktım. Artık yeni uyandırma yöntemleri geliştirdim. Mesela tae nin bacağından tutup yere atıyordum. Jimin in üzerine su döküyordum. Jin in odasına gidip tencereleri birbirine vurarak fazla ses çıkarıyordum ve iş okey .
Tencereleri mutfağa bırakıp suga hyunga gülümsedim.
-hepsi uyandı.
-o zaman kaç!
Arkamı dönüp karşımda sinirli hyunglarımı görmem ile bahçeye koştum. Koşarken boynumda asılı fotoğraf makinemin düşmesiyle hepimiz durduk. Dolu gözlerle üylelere çevirdim başımı.
- f... fotoğraf makinem !
Elime parçalanmış fotoğraf makinesini alınca jin hyung sırtımı sıvazladı.
