5

40 2 12
                                    

Eve geldikten sonra zihnimin bana saldırmasına katlanamayacağımı düşünerek üstümü değiştirdim ve yeni aldığım kitaplardan birini okumaya başladım.Biraz vakit geçince dalmaya ve düşünmeye başladığımı farkettiğimde uyumaya karar verdim.

Bana korkak deyilebilirdi.Kaçıyor diyilebilirdi .Ama bunları söyleyen Kişiler her kim olursa olsun yaşadığım şeyi biraz bile tatmalarını istemem.Ya da benim gibi sürekli geçmişe saldıran bir zihne sahip olmalarını kesinlikle istemem.

Bu saldırılara dayanamıyorum.


Sabah uyandığımda Berra ve tanımadığım yabancı bir sesin konuşma sesleri evin içini dolduruyordu

"Bundan emin değilim." Konuşan Berra'ydı ayağa kalkıp kapının yakınlarına geldiğimde sesler netleşmeye başladı.
"Bunu size sormuyorum hamfendi.Bu bana iletilmesi için verilmiş bir emanet bunu sahibine vermek zorundayım."

Umursamamalı mıyım? Yoksa içeri gidip bu konuyla ilgili en ufak fikre bile sahip olmaya çalışmalı mıyım?

Elimi yüzümü yıkayıp içeri gittiğimde salonda oturan kişinin hala orada olduğunu gördüm.Bir saniye?Bu dün sahafta ki kız değil miydi?Hani şu bana garip bakış atan kız.

Burada ne işi olduğunu düşünürken emanet kelimeleri zihnimde anlam kazanmaya başladı.

"Merhaba Hilal hanım.Ben Melike,sizi rahatsız etmek istemezdim ama size teslim edilmemi istenen bir şeyi vermek üzere buraya geldim.Arkadaşınız her ne kadar karşı çıksada."

Bakışlarımı Berraya kaydırdığımda kaşlarını çattığını görmem uzun sürmedi.

"Merhaba Melike hanım arkadaşıma vermeyi reddedip beni beklemeniz güzel bir şey tabii.Fakat en yakın arkadaşımdan dahi sakındığınız bu şeyi size kimin verdiğini de öğrenebilirsem daha mutlu olurum."

Karşımda 20 lerinin başındaki kız,Buraya gelmeden önce hakkımda bilgi sahibi edildiğini ve tembihlendiğini bu kadar belli etmeseydi keşke.Hadi ama ben psikoloji öğrencisiyim,cidden anlamayacağımı mı düşünmüştü?

"Ben kahvaltı hazırlıyorum.Sende zaten anladığın bir konuyu daha fazla kurcalama."

Berra mutfağa doğru gittiğinde beni bu kadar iyi tanımasının zaafım mı yoksa bana bir hediye mi olduğunu düşünmeye başladım.

Adının Melike olduğunu öğrendiğim kızla koltuğa oturduğumuz da tahminlerimi bir bir doğru çıkarmaya başladı.

"Bunu size vermemi isteyen kişi ismini söylemedi efendim.Açıklamaya çalışsam bile zaten anlamış olacağınız için laf kalabalığı yapmamamı tembihledi."

Burun kemerimi kastığımı farkettiğimde saçlarıma parmak uçlarımla masaj yapmaya çalıştım.Tabi yaptığım şeye mesaj dışında her şey denebilirdi.

"Açıkcası dinlemeyeceğinizi düşünüyor o yüzden üstüne bir şeyler de yazdı.Benim size söyleyebileceklerim bu kadar.Ama dinleyin derim.Çünkü çok az insan sevdiği kişiye ulaşmak için böyle şeyler yapar."

Koyu yeşil gözlerimi karşımda durumun normallikten ne kadar yoksun olduğunu bilmeyen kıza çevirdim.

"Bazı insanlar öyle kötü şeyler yapar ki yemin dahi edersiniz böyle insanların sayısının daha fazla olduğuna.Ayrıca bahsettiğiniz şey sevgi falan değil sadece bir ulaşma arzusu."

Kelimeler cümlelerle buluşup ağzımdan döküldüğünde gereksiz açıklama yaptığımı farkettim.Çünkü insanlar bildikleriyle bile karşısındaki insaları anlamıyordu.Benim karşımda bu ne olduğu hakkında kafasını saçma sapan şeylerle doldurmuş bu kız mı beni anlayacaktı?Hemde benden önce konuştuğu kişiye rağmen?Ne delilik.

...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin