Hayatta bazı anlar olur,donup kaldığımız.Biz istesekte mimiklerimizin oynamadığı.Tam şu an öyle bir anın içinde bulunmam ne kadar zordu oysa ki.
Kahraman'ın Denize attığı ölümcül bakışlar ve Deniz'in sarhoş haliyle Kahraman'ı kışkırtacak şeyler söylemesi..Beni ne kadar zor bir durumun içinde bıraktıklarının farkındalar mı acaba?
İkisini de burda bırakıp arkamı dönüp gitme isteği ve Kahraman'a sakin olmasını söylemek arasında gidip gelen fikirlerim bir tercih yapmamı zorlaştırıyordu.
Telaşlı bakışlarım Denizin yalpalayan adımlarına kayarken dediklerine odaklanmaya çalıştım
"Mutlu olamayacaksın" pekala sanırım kulaklarım saçmalıyordu "Ve bu kız gerçekleri öğrendiğinde onuda mutsuz edeceksin.Şunu aklından çıkarma yalancı herif,Onu mahvetmene izin vermeyeceğim!"Kahraman'ın suratında ki değişen ifadeler onu anlamamı zorlaştırırken Kullanmasını istemediğim yumruğunun yavaş yavaş gevşediğini gördüm.Suratından geçen anlık şaşkınlık yerini çatılan kaşlarına bırakırken, bilmediğim şeyler olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Benden ne saklıyorlardı?
"Hadi gidelim Hilal."
Patavatsız bir kız olsaydım 'açıkla ulan' diye cırlardım belki.Şu an da da yapmayacağımın garantisi yoktu
"Açıklama yapacak mısın yoksa beni yine yok sayıp zamanı olmadığını mı söyleyeceksin?"
Soğuk hava tenime işlerken o bu soğuk havadan derin bir nefes aldı.
"Hilal titriyorsun,ve evet şu an gerçekten hiç zamanı değil."
"Gelmiyorum!" Diye bağırdım "Bana bir açıklama yapmadan hiç bir yere gelmiyorum!Denizi de seni de iyi tanıyorum.Az önce onun söylediklerinin sendeki etkisini gördüm.Ne saklıyorsunuz benden?!"
"Hilal zamanı değil!"
Güldüm ve bu gülüşümün neşe barındırmadığı çok açıktı.
Daha fazla konuşmanın anlamsız olduğunu anladığımda koşar adım içeri geçip bana yardımcı olabilecek birini aradım.Gözlerim Doğu'yu bulduğunda uzun süredir tuttuğum nefesimi bıraktım ve yanına ulaştım
"Doğu,beni eve bırakır mısın hemen."
Doğu alaycı kişiliğini suratımdaki ciddiyeti görünce sonlandırdı
"Noluyor Hilal? Kahraman nerde?"
"Doğu! Acil diyorum"
"Tamam arabada anlatacaksın o zaman"
Evin çıkışına ulaştığımızda kapıda bekleyen Kahraman kaşlarımı çatmama neden oldu.
"Hilal benimle geliyorsun"
"Gelmiyorum."
Kahraman bir adım atıp kolumu tuttuğunda Doğu araya girdi.
"Gelmiyorum dedi duymadın mı?."
Gerilen burun kemeri sinirlendiğini ortaya koyarken Doğu'nun kolunu tuttum.
"Doğu,gidelim"
Doğu bir abi gibi korumacı bir tavırla beni arabaya götürürken Kahraman'ın yarın konuşacağımıza dair sözlerini duymamaya çalışıyordum.
"Derdi ne bunun noluyor?."
Parmak uçlarımla anlımı ovaladım.
"Benden bir şey saklıyorlar"
"Kim?"
"Deniz ve Kahraman."
Derin bir nefes alıp camı açtım
"Yardım lazım olursa burdayım."
Minnet dolu bir bakış attım
"Keşke herkes senin gibi olsa Doğu daha az yorulurdum."—
Kolumdaki saate aceleci bir bakış attıktan sonra adımlarımı kampüsün girişine doğru sürükledim.Dünki olayı unutmamıştım ve konuşmak için Deniz'in dersten çıkmasını bekliyordum.
Neyseki az kalmıştı.Bu süre içersinde kendime bir kahve alabilirdim.
Siparişimi verip içeri geçtiğimde binada tadilat başlayacağına dair hazırlıklar gördüm.Sanırım üniversite yönetiminin aldığı en mantıklı karar buydu,çünkü bina inanılmaz eskimişti.Kahvemin sonunu gördüğümde dersin bitmiş olmasını umuyorum.Bu duruma pek uymasada "beklemek en korkunç halidir yaşamanın ." Diye bir söz vardı sonuçta.
Çantasını tek omzuna aşmış kahverenginin her tonunu üzerinde barındıran Deniz'i görünce ayağa kalkarak yanına doğru yürüdüm.
"Deniz!"
Arkasını dönüp bana kısa bir bakış attıktan sonra çantasını düzeltip yanına gitmemi bekledi.
"Dün olanlar hakkında konuşmak istiyorum."
"Yakında öğreneceğin bir şeyi neden benden duymak istiyorsun?"
"Deniz ne olduğunu bilmeye hakkım yok mu sence de?"
"Hilal haklısın ama-"
"Anlat."
Elini boynuna götürüp derin bir nefes aldı.
"O tehlikeli biri Hilal"
Neredeyse gülecektim kahraman mı tehlikeliydi?Tamam sinirli biri olabilirdi ama ben asla onun için tehlikeli tabirini kullanmazdım.
"Bak Deniz o sadece-"
Koluma yapılan baskı bir tuğladan kaynaklanmıyorsa kesinlikle batman canlanmış olmalıydı.
Saçmalamalarıma devam ederken sürüklendiğimi unutmuş olmalıydım.
Kafamı kaldırdığımda tanıdık bir yüz gördüm.Ama tanıdık olan sadece yüzüydü.Karşımda adeta bambaşka biri olmuş bu adama baktığında ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyordum."Bırak beni!"
Bana cevap vermeye bile tenezzül etmeden beni arabaya çuval bırakır gibi fırlatırken kafamı direksiyona vurmaktan kurtulamadım.
Kapıyı açıp kaçmaya çalıştığımda kilitli olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Dışarıda ölesiye kavga eden Deniz ve Kahraman'a toplanmış kalabalık seyircilik yaparken Kahraman hayvani bir şiddetle Denize yumruk attığında yere düşen Deniz hareketsiz kaldı.
Kahraman arabaya geri döndüğünde gözlerimde gizleyemediğim korku ve olanlara anlam veremediğim çaresiz bakışlarım bu bambaşka adamın üzerinde gidip geliyordu.
Arabayı hızlı bir şekilde Anayol'a doğru sürerken anlık iç güdü ile emniyet kemerimi takmaya çalıştım.
Arabanın hızı 130 olurken Yanımdaki adamdeli gibi gülüyor ve sertçe başını tutuyordu.
"Deniz sana ne söyleyecekti biliyor musun?"
Korkulu gözlerle karşımdaki yabancıya bakarken söylediklerini idrak etmekte zorlandım.
"Antisosyal kişilik bozukluğu!"
Arabanın tekerleri yolda acı bir çığlık çıkararak durdu
"Ne kadar güzel değil mi?Bunu öğrendiğine göre hemen ona koşabilirsin!Belkide berabersiniz ha?"
Kelimelerin zihnimde bir karşılığı yoktu artık.Her şeye anlam vermekte o kadar zorlanıyordum ki cümlesinden çekip çıkardığım 'koşmak' kelimesi benliğimi bir bütün olarak sardı ve uzun süredir çalıştığım yumruklardan birini karşımdaki adama geçirip arabadan fırladım.
Bu hastalığı biliyordum.Pskoloji öğrencisiydim ve bildiğim kadarıyla burdan kurtulmazsam aşık olduğum adam bana en büyük zararlar verecekti.
Ve belkide bunu yaptıktan sonra hatırlamayacaktı bile..
Ağaçlık yolda deli gibi koşarken kafama gelen ağır darbeyle yere yığıldım ve uğruna her şeyi yapabileceğim adamın sözleri zihnime süzüldü
"Yolun sonu yok Sevgilim.Benimsin."
Nasıl olmuş? Uzun zaman oldu farkındayım.Ama içimdeki ölmüş duygular engelliyor yazmamı.Bunu bekliyor muydunuz? Sizce neler olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...
SpiritualBu hikaye gerçek hayatta kavuşmayan iki kişiyi yazarın hayal dünyasında kavuşturmak için elinden gelen her şeyi yapmasının eseridir.