1 yıl önce
Genç adam Okulun yakınlarındaki kafeye doğru ilerlerken adımlarını hızlı tutmaya çalışıyordu.Havanın soğuklulu tüm tenini bembeyaz yapmışken o bunu hissedemeyecek kadar düşünceli ve özlem içindeydi.
Hayır hayır sevdiği uzakta olduğu için değildi bu özlemi.Seven bir kalbin çırpınışlarıydı sadece,onun için aşk vazgeçmemek demekti.Her ne kadar sevdiğinin kalbi bir başkası için atsada vazgeçmeden bir gün o kalbin kendisi için atacağını beklemek.Her şekilde mutluydu.Kendisini sevmeyen birinin gözlerine bakabilme özgürlüğü bile ona yeterli geliyordu.Acısını ve mutluluğunu birbirine karıştırmış bu adam hangisini yaşadığından habersiz devam ediyordu sadece.
Kahverengi yeşil renklerin hakim olduğu kafeye girdiğinde Kızın sıkılmış ve umutsuz yüzünü gördü.Gözlerini dışarıya dikmiş ve kahvesini yudumlarken arada bir saati kontrol ediyor ve sakince kahvesini yudumlamaya devam ediyordu.
Genç adam adımlarını masaya doğru yönlendirince kız başını kaldırdı ve yüzüne yerleştirdiği küçük tebessümle ayağa kalktı.
Kollarını genç adamın boynuna sıkıca doladı."Nerde kaldın Deniz."
Geç kalmanın verdiği mahcubiyetle cevap verdi
"Üzgünüm dersimin olduğunu unutmuşum."
Hilal sahte bir kızgınlıkla devam etti. "Sıkıldım burda.Gidelim"
Deniz güldü "Hadi çıkalım o zaman araba çok uzak değil zaten"
Hilal canıma minnet bakışı atarken,Deniz her zaman olduğu gibi kolunu Hilal'in boynuna doladı ve arabaya doğru ilerlediler.Hilal'in kokusunu daha rahat içine çekebilmek için böyle yapardı Deniz.Saçlarından yayılan çiçek kokusu böylece burnuna dolardı.Hilal ise arkadaşına sarılmanın verdiği güvenle yürümeye devam ederdi.
Hilal bazı şeyleri görmezden geliyordu.Her ne kadar arkadaşları bazı şeyleri söylese de onun öncesinde de sonrasında da hep başkası vardı.Bu yüzden her hangi birine ihtimal bile vermiyordu.Ya da vermek istemiyordu.
Deniz arabayı çalıştırdığında Hilal'e döndü
"Ee nereye gidiyoruz prenses"
Hilal muzip bir şekilde gülümsedi.
"Kitapçıya tabiki soru mu bu"
Deniz şaşırmadığı bu cevaba seslice gülerken
Arabayı ara sokaklarıdaki sahafa doğru sürdü.
Hilal söylemese bile Deniz onun buraya gelmek isteyeceğini biliyordu.Deniz Hilal'in duvarlarının arkasındaki sayılı kişilerden di.Hilalin güvenini kazanmak çok zordu ve o asla pes etmeyi düşünmemişti.Sahafın önüne geldiklerinde eski dükkan tadilata ihtiyacı olduğunu haykırıyor ve dükkandan gelen gıcırtı sesleri de buna destek veriyordu.
İçeri girdiklerinde her zaman orada oturan yaşlı adama selam verdiler ve Hilal rafların arasında kaybolurken Deniz ilgisini çeken bir kaç eski gazeteyle ilgilenmeye başladı.Deniz'in telefonu kitapçının derin sessizliğini bozarken telefonda konuşmak için adımlarını kapıya yönlendirdi.
Arayan Doğu'ydu
"Nerdesin kardeşim.Dersin bitince proje için buluşuyorduk hani?"
Deniz elini anlına götürdü.
"Aklımdan tamamen çıkmış.Kusura bakma,yarın gelirim şu an müsait değilim."
Doğu seslice nefesini verdi "Hilal'in yanındasın değil mi?" Deniz arkadaşının sesindeki anlamı anladığı için huzursuz olmuştu.
"En yakın arkadaşımın yanında olmamın nesi anormal Doğu ?" Doğu herkesin hep söylediği şeyi Denize bir kez daha hatırlattı. "Kahraman sizi beraber gördüğünde çıkacak kavgalar Deniz kimse bunu istemiyor " Deniz öfkelendiğini hissetti.
"Kim olursa olsun.Bu kızdan uzak durmamı istemeyin bırakmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...
SpiritualBu hikaye gerçek hayatta kavuşmayan iki kişiyi yazarın hayal dünyasında kavuşturmak için elinden gelen her şeyi yapmasının eseridir.