/:/Parmak Boğumu/:/
Yolun üstünde kayıp giden arabada otururken gözlerim ruhumun derinliklerinde tutsak düşüncelerim gibi fütursuzca etrafta dolaşıyordu.
Dirseğimi sağ tarafımda kalan kapıya yasladım ve çenemi elime konumlandırdım. Ezgi'nin ıslık sesiyle daldığım yeşilin tonlarıyla uyum içerisinde dizilmiş ağaçlardan çektim gözlerimi.
Ezgi bana kısa bir bakış atıp önüne bakmaya devam etti. "Ne güzel bir gün, değil mi?" dedi neşesinden bir şey kaybetmeden.
Zoraki tebessümümü dudaklarıma yerleştirdim ve kafamı salladım. "Evet."
Ezgi ıslık çalmayı bırakıp bana yandan bir bakış daha attı. "Yemedim. Neyi taktın bu kadar kafana, söyle bakalım bana," dedi ve önümüzdeki Geray'ın arabasını gözden kaçırmamak için aradaki mesafeyi biraz daha kapattı.
"Bir şey yok," dedim ve görmeyeceğini bilmeme rağmen omzumu silktim.
Dudakları iki yana kıvrılırken 'cık' diye bir ses çıktı ağzından. "Yine yemedim."
Oflayıp bedenimi Ezgi'ye döndürdüm. "Ya Geray'ı seven biri varsa?"
Ezgi kocaman açtığı gözleriyle bana dönerken direksiyonu da peşinde sürükledi. Araba ani hareketle sağa yönelirken üstü açık arabadan fırlamamak için koltuğa tutunmaya çalıştım. Ağzımdan "Ezgi," diye feryat koptu.
Ezgi kendini toparladıktan sonra direksiyon hakimiyetini yeniden sağladı ve arabayı sağa çekti. Nefeslerimi kontrol edemezken sağ elim apansız boğazıma gitti. Almaya çalıştığım her nefes boğazıma bir bir dizilirken kendi kalp atış sesimi zihnimin derinliklerinde duydum. Ezgi endişeyle bana bakarken bir şeyler söylese bile kulağıma giremeden tüm kelimeler birbirleriyle düğüm oluyor kulağıma anlamsız uğultu şeklinde ulaşıyorlardı.
Yüzümde hissettiğim soğuk suyla kendime gelirken nefeslerim kontrol edilebilir seviyeye geldi. Boğazımdaki acıma hissini bastırmak için yutkundum veya yutkunmaya çalıştım. İyi olduğuma kanaat getirdikten sonra ise gülümsemeye çalıştım.
"İkidir azraile kafa tutuyorum, bakalım üçüncüde de kaçabilecek miyim?"
"Çok korkutuyorsun beni. Ne oluyor böyle?" diye ağlamaklı sesle bana sarılan Ezgi'ye döndüm. Gülümsemeye çalıştım. Kapımı açmış, elinde suyla bana bakan Geray'a döndüm. Gözlerim fazla durmadan diğer durağına geçti, Hakan'a.
Bakışlarımın hedefi yeniden Ezgi olurken sıkıca sardım kollarımı bedenine. "Kuzum endişeden oldu. Biliyorsun korkağım ben biraz, ondan bu kadar gereksiz tepki verdim."
Ezgi burnunu çektikten sonra kollarını çekti. "Gerçekten mi?"
Şu an panikten hiçbir şeyi anlayamayacağının bilincinde kafamı salladım. Fakat işin aslı böyle değildi. Nefes alamayınca telaş yapmıştım. Ya Ezgi olmasaydı? Geray veya Hakan? O zaman nasıl düzeltebilirdim bu durumu?
Kafamı iki yana sallayıp çocuklara döndüm. "Hadi bizi götüreceğiniz yere gidebiliriz."
Gözüm az ileride bana endişeyle bakan grubun geri kalanına takıldı. Onlara ufak bir gülüş sergiledikten sonra kafamla selam verdim.
Herkes normale dönmemin üzerine arabalara yönelirken Hakan durup bize döndü." Araba neden kontrolden çıktı?"
Ezgi'nin gözleri kısa süreliğine bana değdikten sonra Hakan'a döndü. "Ben de anlamadım ne olduğunu. Birden bire olup bitti her şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aradığım Karakter
Teen Fiction"Ben, kırk derecelik sıcağın altında yanarken bile, senin yaktığın kadar yanmamıştım."