Kitap çok cringe fakat buna rağmen sevenler olduğu aynı zamanda da okunması yüksek olduğu için kaldırmıyorum.
Anonim: Arel
Anonim: Benim kurabiyem ol
Anonim: Bende senin sütün olayım
Anonim: Gelecekte ki çocuklarımız da bizi,
Anonim: Ham hamlayıp ye...
Hızla yattığım yerde doğruldum. Ne görmüştüm ben öyle?! Korkunç değildi. Fakat, sanki bilinçaltım unuttuğum birseyleri hatırlatmak istiyordu. Hoş bilinçaltımın ne yapmaya çalıştığını da biliyorum artık. Bu size garip gelebilir fakat, öyleydi. Sanki birşeyler hatırlıyordum. Odamın kapısı açıldı ve içeriye bir doktor girdi. Fransızca ile konuşmaya başladığında yeni uyandığım için kelimelerin anlamlarını tam olarak hatırlamıyordum. Dayanamayıp, elimle işaret parmağımı gösterdim. Bir dakika anlamına geliyordu. Doktor anladı ve beni izlemeye başladı. Doğrulduğum yataktan inince birden başım dönmüştü fakat sonrasında kendimi toparlamış, odada bulunan lovabonun yanına gitmiştim. Elimi yüzümü yıkayıp, doktorun yanına geri geldim. Kendime gelmiştim sonunda. Fransızca ile konuşmaya başladı.
"Kapıda bekleyen arkadaşlarından öğrendiğim kadarıyla sık sık kriz geçirmiyorsun."
"Evet. Fakat geçirdiğimde ağır bir şekilde geçiriyorum."
"Anladım. Pekâlâ, bu durumunu bir doktor yada Eda Hanım biliyor mu?"
Başımı olumsuz anlamda salladım. Konuşmasına devam edince yerde olan bakışlarımı ona yönelttim.
"Alya, bu ilk olduğunda neden bir doktora görünmedin?"
"Hayır, efendim. İlk olduğumda bir doktora görünmüştüm. Fakat ufak çaplıydı. Doktorda ufak çaplı olduğu için birşey demedi ve dinlenmem gerektiğini söyleyip beni gönderdi. Bu durum tekrar tekrar yaşanınca, yine aynı şey olduğunu düşündüm ve gitme gereği duymadım. En fazla ne olabilir ki? Sadece bayılıyorum."
"Alya böyle düşünme. Sen hemen hemen 4 gündür baygınsın. Bunun sonunda daha ağır sinir krizleri geçirip, kendine yada başka birini zarar verebilirsin."
"Efendim, ben sık sık geçirmiyorum. Fakat siz yine de en iyisini bilirsiniz."
"Şu an sadece sana ilaç yazıyorum. Fakat bu durum sıklaşırsa, piskolağa görünmen gerekebilir."
"Peki efendim."
"Ek olarak kendini strese sokma fazla. 1 saat sonra taburcu olabilirsin. Geçmiş olsun."
Sessizce mırıldandım.
"Teşekkür ederim..."
Doktorun çıkmasıyla, içeriye bizimkiler girdi. Annem, koşarak sarıldığında bende ona sarıldım. Saçlarımı okşamaya başladı. Belli bir süre sonra da öpüp benden ayrıldı. Annemden sonra ise Su bana sarılmıştı. Ondan da ayrıldım ve hepsine gözlerimi gezdirdim. Gözlerim Arel'in yeşil gözleriyle çakışınca, kalbime dikkat ettim. Hızlı atmıyordu...
"Bizi, Alya ile yanlız bırakabilir misiniz?"
Annem ve Su, yanıt olarak çıktıklarında yanımda olan koltuğa oturdu ve bir süre sadece birbirimize baktık. Kalbim hiçbir şekilde hızlı atmıyordu. Onu sevmiyor muydum? Galiba... Evet. Ona olan sevgim sonunda tükenmişti. Konuşmaya başlamasıyla ona odaklandım.
"Alya öncelikle sana söyleyeceğim şeyler lütfen seni üzmesin. Birde, Rüzgar sana geçmiş olsun dememi istedi. Onun adına. Konuşacağımız konuya gelirsek... Senin beni sevdiğini biliyorum. Anonimden bana yazdığını da biliyorum."
Yüzüm şaşkın bir hâl alırken ona, bunu Su'yun söylediğinden emindim. Ahh, Su Ah! Neyse artık onu sevmiyordum. Elimi devam et dercesine salladığımda, konuşmaya devam etti.
"Ve sevgine saygı duyuyorum. Sevmene birşey diyemem. Sevmek doğal birşey. Hatta itiraf etmek gerekirse, seni ilk gördüğümde, sevdiğimi sanmıştım. Fakat bugün sevmediğimi anladım. Lütfen üzülme. Üzülmeni istemem. Arkadaş kalabiliriz. Birşey daha söylemek istiyorum. Anonimden sana yazan bendim. Seni sevdiğim zamanlar, senin yöntemini kullanmıştım. Hatta sana, seni tanıtmıştım. Ama sen anlamayınca şaşırmıştım açıkçası. Herneyse. Sonunda söyledim ve kurtuldum. Üzülme lütfen."
"Arel, ben birşey fark ettim."
"Neyi fark ettin?"
"Seni sevmediğimi. Daha demin göz göze geldiğimizde kalbim hızlı atmadı. Yani bu olanları öğrendikten sonra üzülmem. Pek kafana takma. Ayrıca. Arkadaş olalım yav! Sen de katıl bize."
Arel gülerek kafasını salladığında, içeriye Su girdi. Yanımda olan peçete kutusunu ona attım ve
"İspikçi, hain!"
"Lan sevenleri kavuşturacaktım ne güzel işte! Sizi dinledim ama. İkinizde birbirinizi sevmiyorsunuz. Tüü size. Shippırcı kalbim çok pis kırıldı."
Ona gülüp elindeki çantayı aldım ve lavaboya geçtim. Alttakileri giyinip çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zaten annem, gitmeden önce çıkış işlemlerini hallettiği için doktorun yazdığı ilaçları da alıp arabaya bindik ve evin yolunu tuttuk...
Huh! Bitti. Yine gece gece bölüm atan bir adet yazar. Neyse. Size küçük bir hediye vereyim. Alya'nın küçüklük halini bırakayım. Fakat Bera'yı bırakamam. Çünkü onun küçüklüğünü bulamadım. Herneyse...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgilerle Gecenin Yıldızı...
Yeni yazmaya başladığım ''Kilig'' adlı kıtabıma bakarsanız beni çok mutlu edersiniz ^^