POSEİDONUN KIZI 1: KAYIP MELEZ( TAMAMLANDI)

Yardıma Gelen Müttefik

Kronos tam çıkıp gidecekken kapının önünde durdu ve" Bir dakika. Benim sadık yardımcım Drew nerede? Onun lanetleri çok işime yarar. Sonuçta Piper'a yaptığı lanet ortalığı bayağı karıştırdı." dedi. Drew ise sandalyelerin arasında saklanıyordu. Kronos onu buldu ve onu da etkisi altına aldı. Yanındaki melezlere beraber kamptan ayrıldı. O gidince zaman eski haline döndü. Herkes büyük bir korku ve telaş içindeydi. Kheiron olabilecek en yüksek sesle bağırdı" Herkes sakin olsun! Gördüklerimiz korkunçtu ama bu pes edeceğimiz anlamına gelmiyor. Bir yardım mektubu yazmam lazım. Ne olduğunu sonra görürsünüz. Percy senin de Atlantis'e gitmeni istiyorum. Buraya gelsinler. Beraber çalışmamız ve plan yapmamız lazım." dedi. Percy sıkıntıyla" Aslında Kheiron, Aqua bana hiç Atlantis'in yerini söylemedi. Yani..." dedi. Kheiron ise" O zaman ne kadar sürerse sürsün denizde dolaş. Kamptan aşırı uzak olduğunu sanmıyorum. Atlantis'i bulmadan gelme Percy." dedi. Percy başıyla onayladı ve denize doğru koştu. O suda kaybolunca melezler de akşam yemeğine gittiler. Herkes adaklarını yakarken yardım istiyordu. Jason, Annabeth, Leo, Piper, Nico,Reyna, Hazel, Frank, Hylla ve Thalia aynı masaya oturmuşlardı ve tartışıyorlardı. Nico söze girdi" Eğer Aqua'yı öldürmeden yenmeyi istiyorsak ki planımızın bu olduğuna bayağı bir eminim onun aklını çelmeli ve kendi haline döndürmeliyiz. Bunun için sevdiği ve değer verdiği kişiler birlik olup onunla konuşabilir." dedi. Hazel başını salladı" Ama bunu yapmamız için öncelikle onu yakalamalıyız." dedi. İkisi de haklıydılar ama sorun bunu nasıl yapacaklarıydı. Aqua güçlü bile olsa sonuçta bir melezdi. Yani onu bir şekilde tuzağa düşürebilirlerdi ama Kronos  en güçlü titanlardan biriydi. Onu nasıl kandırabilirlerdi ki? Yapmaları gereken Aqua'yı Kronos'un etkisi altında olmadığı ilk anda yakalayıp bir yere kapatmaktı. Onlar bu konuda tartışırken Kheiron yorgun bir şekilde büyük evden çıktı. Jason , Annabeth'e başıyla Kheiron'u işaret etti. Annabeth ise başını hayır anlamında salladı. Piper uzanıp onun eline dokundu ve" Onu konuşmaya ikna edebilecek tek kişi sensin." dedi. Annabeth ofladı ama arkadaşlarının haklı olduğunu biliyordu. Hızlıca masadan kalktı ve Kheiron'un yanına doğru koştu. Yanına vardığında" Yardım istediğin kişi kim Kheiron?" dedi. Kheiron ise" Bunu bilmeseniz daha iyi olur Annabeth." diye yanıtladı. Annabeth kaşlarını çattı" Savaş zamanındayız. Bence hiçbir bilgiyi bizden saklamamalısın." diye karşı çıktı. Kheiron bitkin bir halde başını salladı. Annabeth haklıydı. Bir süre sonra konuşmaya başladı" Aqua'nın annesine haber verdim.  Yaklaşık bir hafta kadar sonra gelecek. Aqua'dan daha iyi bir büyücü ve neredeyse Aqua kadar iyi bir kılıç  dövüşçüsü. Onun bizimle savaşması çok işimize yarayacak." dedi. Annabeth'in yüzü düşünceli bir hal aldı" İyi de  Kheiron, bir anne kızına karşı nasıl savaşır ki?" dedi. Kheiron " Ama unutma Aqua'nın annesi önceden kraliçeydi. Yani duygularını bir kenara bırakabilir. " diye yanıtladı. Annabeth başını salladı ve Kheiron'a teşekkür edip arkadaşlarının yanına döndü. Konuştukları şeyleri onlara anlattı. Buna herkes sevinmişti. Savaşta güçlü bir müttefik çok faydalı olurdu.
                            &&&&&&&&&&&&&&
Bir hafta antrenmanlarla ve toplantılarla hızlıca geçti. Ama Percy henüz dönmemişti. Annabeth endişelenmeye başlamıştı. Ona bir Iris mesajı göndermeye karar verdi. Bir gökkuşağı oluşturdu ve parayı suya attı. Bir süre sonra Percy'nin görüntüsü suda belirdi. Biraz konuştular. Percy yolda olduğunu gelmek üzere olduğunu söyledi ve mesajın süresi doldu. Zaten birkaç saat sonra Atlantisliler ile birlikte kampa varmıştı. Geldiğinde çok yorgun görünüyordu. Arkadaşlarına" Atlantis hiç de kampın yakınında değilmiş. Aksine okyanusun en derin yerindeymiş." dedi. Ona anlamadan bakanları görünce" Diğer bir deyişle Pasifik okyanusuna kadar yüzdüm. Mariana adalarının yakınındaki Challenger çukuruna indim. Zaten yerini de bir narval tarif etti. Sonuç olarak uzun bir yolculuktan sonra vardım." diye açıkladı. Kheiron ona teşekkür etti. Percy ise teşekküre gerek olmadığını söyledi.
                    &&&&&&&&&&&&&&&
Akşam saatlerine doğru kampa bir kadın geldi. Uzaktan bakıldığında kadın aynı Aqua'ydı. Dizlerine gelen uzun sarı saçları, turkuaz gözleri, dolgun dudakları, pürüzsüz bir yüzü vardı. Uzun boylu sayılırdı.  Zayıftı ve atletik görünüyordu. Üzerinde bir kot pantolon ve gömlek vardı. Belindeki kemerden uzun bir kılıç kını sarkıyordu. Yavaşça kampın içine girdi. Bazı melezler onu Aqua sandı ve saldırmaya çalıştılar. Ama Kheiron kadını görünce onları engelledi. Kadının yanına gitti ve" Hoş geldin Neela. Yardım çağrımızı kabul ettiğin için teşekkürler." dedi.  Neela" Kızımı kurtarmak için elimden geleni yapmaya hazırım. Ayrıca geri dönmek güzel." dedi. Kheiron onu, yediliyi, Nico'yu, Reyna'yı, Thalia'yı ve Hylla'yı büyük eve çağırdı. Konuşmaları gereken şeyler vardı. Kheiron planlarını tekrardan anlattı. Zaten herkes ezbere biliyordu. Yapmaları gereken şeyler belliydi. Neela" 1 Temmuz Aqua'nın doğum günü. Belki bunu kullanabiliriz. " dedi düşünceli bir şekilde. Sonra devam etti" Aqua artık olmadığına göre benim Atlantis'e gitmem lazım. Krallık boş kalmamalı. Bazı fırsatçılar tahtı ele geçirmeye çalışabilir." Percy araya girdi" Ama o kadar vaktimiz yok. Savaşa bir hafta kaldı." dedi. Neela ona bakıp gülümsedi ve" Benim gidip gelmem 1 veya 2 günü bulur. O da ne kadar iş olduğuna bağlı." diye yanıtladı. Onlar konuşurken birden kamp alarma geçti. Ormandan bir şey geliyordu. Kheiron hızlıca oraya gitti ve herkese bir hat oluşturmalarını  söyledi. Gelen şey pek görünmüyordu. Etrafında parlak bir hâle vardı. Galiba  bir canavardı. Parlak hâle birden söndü ve gelen şey yere düştü. Percy ve Jason oraya doğru koştular. Yanına vardıklarında şaşkınlıktan oldukları yerde kaldılar. Yerde yatan şey canavar değildi. Bu, Aqua'ydı.