Fotoğrafta bizim kız var. ♡
Madrigal - Anı
İyi okumalar...Torbacı: Üzerine ayran döktüğüm için özür dilerim
Ulaş: Ne?
Ulaş: Bugün üzerime ayran mı döküldü?
Ulaş: Sanırım duyularımı kaybediyorum
Ulaş: Allah Allah, üzerim gayet temiz
Ulaş: Ne ayranı?
Torbacı: 9. sınıfın ilk zamanları üzerine ayran dökmüştüm
Torbacı: Sen de 'çay veya kahve olsaydı işte o zaman bozuşurduk' deyip gülmüştün
Torbacı: Sana yazmamın sebebi de birazcık bu
Torbacı: Hani sinirlensen haklısın, kimse üzerine bir şey dökülmesini istemez
Torbacı: Ama ne kadar mahcup olduğumu görünce alttan almıştın
Torbacı: Ben senden özür dileyemeden de gitmiştin
Ulaş: Hiç hatırlamıyorum ya
Ulaş: Aynı okulda olduğumuzu zaten tahmin ediyordum da böyle bir şey yaşadığımızı bilmiyordum
Ulaş: Ve cidden hatırlamıyorum
Torbacı: Birkaç saniyelik bir şeydi zaten, hatırlamaman çok normal
Ulaş: Sen unutmamışsın ama
Torbacı: O an o kadar utanmıştım ki unutmam mümkün olmadı
Torbacı: Bir de sen mahcup olmayayım diye alttan aldın, ben daha çok mahcup oldum
Torbacı: Bağırsan en azından sinir olur kendimi haklı bulurdum
Ulaş: Bağırsa mıydım?
Ulaş: ÜZERİME NASIL AYRAN DÖKERSİN SEN?
Torbacı: Deli mskldfhnskjm
Torbacı: Neyse, zamanında dileyemediğim özrü dileyeyim demiştim
Ulaş: İyi yapmışsın
Ulaş: Üzerime nasıl ayran dökersin aklım almıyor ya
Torbacı: Ne yapayım?
Torbacı: Senin kazağının hakkıymış demek ki
Torbacı: Bir anda elimden uçtu ayranım
Torbacı: Gözün mü kaldı ne olduysa
Ulaş: O zaman benim sana ayran borcum mu var?
Ulaş: Bir saniye, ben niye seni haklı çıkardım şu an?
Torbacı: Kimse haklı değil
Torbacı: Bilerek dökmedim, ufacık bir kazaydı
Torbacı: Ama güzelim kazağın hep ayran olmuştu
Ulaş: Hem kendini gizle hem de olayı hatırlamam için bana ayrıntılar ver
Ulaş: Ben çözemedim seni bir türlü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KARAKTER | Texting
Short StoryUlaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler gibisin diye Ulaş: O zamanlar bu benim için bir iltifattı Ulaş: Ama şimdi değil Ulaş: Kendime neyi yediremediğimi sormuştun Ulaş: İşte bunu...