Fotoğrafta Ulaş, Furkan ve Gürkan, Asena ve Sayina var. Önü açık olan Furkan.
Mavi Gri - Ansızın Gel
İyi okumalar...
Ulaş
"Hoş geldiniz!"
Asena, kocaman gülümsemesiyle kapıyı iyice araladı ve içeriye geçmemiz için kenara çekildi. Art arda içeriye girdiğimizde evdeki gürültüden Sayina'nın burada olduğu belliydi. Asena, bazen ablası evde yokken evin çok sessiz olduğundan bahsederdi. İkisinin ilişkisinde abla olan taraf daha çok Asena'ydı. Bu da anaçlığından kaynaklanıyordu.
"Elimiz boş gelmeyelim dedik." Gürkan, gelirken uğradığımız marketten aldıklarımızı Asena'ya uzatırken Asena güldü.
"Ay Gürkan, sanki istemeye geliyorsunuz ya."
Asena, elinde poşetle mutfağa doğru ilerlerken Gürkan, hafifçe açılmış gözleriyle arkasından bakmıştı. Dudaklarında kaçamak bir gülüş oluştu, kendini çabucak toparlayıp düz bir surat ifadesine geri dönmüştü. Koridorda fazla takılmayıp içeriye doğru ilerledik.
Furkan önden ilerliyordu ama adımları yavaştı ve her an geriye dönüp kaçacak gibiydi. Gürkan'la konuştuğumda Sayina'nın bir sevgilisi olduğunu öğrenmiştim. O yüzden Furkan'ın burada olmak istemeyişini anlıyordum ama Asena ve Sayina'nın annesi bayılırdı Furkan'a. Furkan da onu kırmamak için gelmişti.
Salona geçtiğimizde Sayina'yı ayakta telefonla konuşurken görmüştük. Bizi gördüğünde telefondakiyle vedalaştı ve yanımıza doğru ilerledi. "Hoş geldiniz, kusura bakmayın kapıya gelemedim."
"Senden çok ben geldiğim için misafir sayılmıyorum artık. O yüzden kapıda karşılamana gerek yok, Saniye."
"Tahmin edeyim," dedikten sonra işaret parmağını Furkan'a doğru uzattı ve gözlerini kıstı. "Sen Furkan'dın."
Furkan bakışlarını kaçırıp koltuğa yayıldığında moralinin düşüşü gözümüzden kaçmamıştı. Sayina'nın bunu bilerek yaptığını düşünmüyordum, ona Saniye diyenin Furkan olduğunu biliyordu zaten. Şaka amaçlı yapmıştı ama Furkan bu sıralar çok hassastı. Sayina'nın varlığı kalbinin en hassas yanını tetikliyordu, her şeye kırılıyordu.
Asena mutfaktan geldiğinde içerideki garip havayı fark etmiş olacaktı ki göz göze gelmiştik. 'Ne oldu' der gibi kaş göz işareti yaptığımda dudaklarımı büktüm. Uzatmadan ablasının yanına geçip oturmuştu. Ayakta yalnızca ben ve Gürkan kalmıştık.
Gürkan'ın oturacağını tahmin ettiğim tekli koltuğa oturduğumda Gürkan, kaşlarını kaldırdı. Artık oturacağı tek bir nokta kalmıştı, o da Asena'nın yanıydı. Sırıtışım gözünden kaçmazken Asena'nın yanına geçip oturdu.
"Ee, ne yapıyorsunuz bakalım? Nasıl gidiyor hayat?" Sayina, kocaman gülümsemesiyle sorduğunda hayatımın cidden nasıl gittiğini düşünme fırsatım olmuştu.
Yakın arkadaşım ve sevgilim tarafından aldatılmayı aşmış sayılırdım artık. Yine de gönlüm birilerini sevme yükünü kaldırabilecek güçte değildi, bu yüzden okulda yalnızca baktığım ve adım atmayacağıma karar verdiğim bir kız girmişti hayatıma. Hiçbir diyalog kurmayacak, iletişime geçmeyecektim. Güya...
Şimdi o kızın hayatımın büyük bir parçası olduğunu kabullenmiştim artık. Dürüst olmam gereken zamanda dürüst olmamış, onun kalbimdeki yerini büyütmesine izin vermiştim. Hayranlığım gittikçe büyürken hislerimin kontrolü şimdilik elimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KARAKTER | Texting
Short StoryUlaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler gibisin diye Ulaş: O zamanlar bu benim için bir iltifattı Ulaş: Ama şimdi değil Ulaş: Kendime neyi yediremediğimi sormuştun Ulaş: İşte bunu...