daha yeni paketinden çıkmış, odaya giren yabancı tarafından suratıma fırlatılmış gömleğin son düğmesini de iliklediğimde, komodinin üstündeki telefonu cebime atıp -sonunda- odadan çıkıyorum.
dışarıda beni bekleyen tony, natasha'ya hazır olduğuma dair bir işaret çakıyor ve yüzüme bile bakmadan koridor boyu ilerliyor.
arkasından takip ederken biraz daha küçük adımlar atıyorum çünkü normal yürüyüşüm, tony'nin önüne geçmeme sebep olabilir.
tamamen boş kafayla yürümek istememe rağmen, aklıma uzun saçlı ve sadece varlığıyla bile tony'yi irite edebilme potansiyeline sahip olduğu için odada çok oyalanmayan adam aklıma geliyor.
geçmişimizi merak ederek tony'ye dönüyorum, asansörün gelmesini beklerken bir ayağını öne atıp elininin yarısını pantolonunun cebine koyuşunu, kafasını yukarı kaldırarak duvardaki kırmızı dijital sayıları izleyişini inceliyorum.
ona sapık gibi baktığımı gördüğünde belli belirsiz gülümsüyor. yanağındaki geniş gamzesi kendini ortaya atmayı geciktirmiyor.
"peter aşağıda bizi bekliyor." diyor başını eğip parlak kahverengi gözlerini bana dikerek.
bahsettiği kişinin olduğunu sorgulamıyorum, vardığımızda tanıştıracağını umuyorum.
▪
İYİ YERLERE GELİYORUZ
![](https://img.wattpad.com/cover/186731430-288-k631498.jpg)