" Hey " Dalmış biçimde dışarıda süzülen yıpranmış yaprakları izliyordum
" Hey! "
" Aa evet "
" Sen iyimisin? "
" Evet "
Hemşire içeri girip yüzüme baktı
" Bayan! "
" Dışarıda konuşmaya ne dersiniz? " bi taraftan da sus işareti yapıyordum. Dylan'a baktığımda benden bir cevap bekliyordu. Kendimle şuan uğraşamazdım değil mi? . Yerimden kalkıp hızlıca koridora çıktım
" Ameliyat olmalısınız "
" Hayır, anlamıyor musunuz? Ben iyiyim "
" İyi değilsiniz, hastalığınız son aşamada "
" Umrumda mı? "
" Bir hiç uğruna yaşadığınızı mı söylüyorsunuz? "
Gözümle Dylan'ı işaret ettim " Şuan bu çocuk için yaşıyorum "
Hemşire derin bir nefes çekip gitti
" Gidelim "
" Peki " Dylan'ın koluna girip yürümesine yardımcı oldum
" Yine dalıp gittin ha? "
" Galiba "
" Hasta mı oldun sen? "
" Hastamı! Ne... Hastası? "
" Yüzün solgun " demek ondan bahsediyordun diye iç çektim. Düşüncelerimi paylaşmayı sevmem. Bu hastalık neyse umrumda değil. Dylan'ı evine bıraktıktan sonra ormana gittim. Yine kan öksürdüm
" Lanet olası hastalık! " herşey ters gitmek zorundaydı değil mi!? . İlk defa başıma güzel birşey geliyor, onu da bi hastalık mahfediyor
...
" Günaydın prenses " . Gözümü aralayıp yatağımda oturan Dylan'a baktım
" Günaydın baş belası "
" Dur bir dakika, pencereden beni atıp kalçamı kıran sen bana baş belası mı diyor? "
" Dylan yeterince üzüldüm " biraz geçtikten sonra uzanmayı bırakıp yatağa oturdum. Dylan elini çeneme götürüp başımı dikleştirdi
" Cass! "
" Ne oldu? "
" Burnun kanıyor "
" Burnum mu? " elimi burnuma götürdüm
" Hastaneye gidiyoruz! Dün de iyi değildin "
" Ben iyiyim "
" Cass bi kezde olsun kendini önemser misin!? " üzgünüm Dylan önemsenicek bi yanım olduğunu düşünmüyorum. Ukala salağın tekiyim. Ve şimdi o hastaneye gidersem hemşire ya da doktorlar susmaz. Dylan'dan destek alarak kalktım
...
" Cassandra... "
" Dylan bana birşeyler alabilir misin? Acıktım "
" Tabiki " . Dylan'ın dışarı çıkmasını bekledim. Aniden hemşireye dönüp sinirle baktım
" Yine ben "
" Ah Cassandra! "
" Bunu bilmesin lütfen "
" Sen başka yolla ikna olmazsın! "
" Bu benim kararım. Lanet olası ameliyata girmiycem! "
" Peki... Elimden geleni yaptım. Bu kadar yeter " sinirden dolan göz yaşlarımı bastırarak olduğum yerden kalktım
" Düşün "
" Sana hayır dedim. Ben ölmek isteyen bir psikopatım. Hadi birde beni deli hastanesine kapat " Dylan tam kapıdan giricekken kolundan tutup yönünü değiştirdim
" Noldu? "
" Sadece biraz üşütmüşüm "
" Üşütünce burnundan kan gelmez "
" Güneşte kalmıştım... Seni bıraktıktan sonra biraz gezdim "
" Peki " hızlıca arabaya bindim. Dylan keskin bakışlar atıyordu. Ben bindikten biraz sonra o da bindi. Ona yalan söylemek içimi acıtsa da, gerçekten daha az acıtıyordur değil mi? . Bazen insan sebepsizce yalan söyler. Ama ben öyle değildim
Eve gelip yavaşça yatağıma oturdum. Yine pencere açıktı, yine karşımda Dylan vardı. Suratımı asarak perdeyi çektim
...
" Geç kaldın Cassandra! "
" Üzgünüm profesör " profesör eliyle yerime geçmemi işaret etti. Başımı yavaşça sallayarak yerime oturdum. Dylan gözümün içine bakıyordu. Anlamsızca ona dalıp gitmiştim. Kendime gelip kitabımı çıkarttım. Tenefüs çalınca sınıfa Alex geldi
" Cass iyi misin? "
" Neyden bahsediyorsun "
" Ne olduğunu biliyorum " tabiki de bilecekti. Annesi o hastanede çalışıyordu. Bunu düşünememekle aptallık yapmıştım
" Alex konuşmak istemiyorum "
" Sen deli misin Cass!! "
" Evet "
" Kendini öldürüyorsun. Çıkış yolu yanında Cass! Dokunmak yeticek "
" Üzgünüm "
" Cass!! "
" Ben üzgünüm " istemsizce göz yaşlarım süzüldü
Alex beni itip " Sen bi eşya değilsin anladın mı!? Sen benim arkadaşımsın, sen Cassandra'sın " dedi
" Artık o Cassandra yok "
" Sen... Sen tam bi salaksın. Kendini düşünmüyorsan aileni düşün, beni düşün, Dylan'ı düşün "
" Cassandra sana sormak istediğim birşey var " hadi ama şimdi sırası değil Dylan!
" Evet? "
" Bugün arkadaşımla birlikte bi partiye gidicektik, onun kız arkadaşı gelicekmiş yani... Sende gelirmisin? "
" Ben... "
" Lütfen orda yalnız kalmak istemiyorum "
" Tamam "
" Cassandra! " Alex gitmemi istemiyordu. Sebep açıktı orda da burnum kanamazdı
" Geliyorum ". Alex elini alnına yapıştırıp sınıftan dışarı çıktı
" Buna ne oluyor? "
" Hiç " . Dylan gülümseyip gitti. Defterime geçiremediğim tahtayı şimdi yazıyordum
...
Dylan'la birlikte mekana girip arkadaşının yanına oturduk
" Yine mi bi kız? " arkadaşı sırıtarak içeceğinden bir yudum aldı
" Onu seviyorum " Dylan bunu dediğinde arkadaşının boğazına içeceğinden kaçmıştı. Öksürerek sevgilisine döndü. Sonra da narince elini uzattı
" Ben Oliver, Dylan'ın uzun süreden beri arkadaşıyım "
" Cassandra "
" Meraba canım, ben Miranda " gülümseyip ellerimi masada birleştirdim. Burda canlı müzik bile vardı. Sevinerek onları dinliyordum. Dylan nefes çekip elini önüme attı
" Dans etmek ister misin? " önce Oliver'e baktım sonra da Miranda'ya. Oliver eliyle evet demem için işaretler yapıyordu. Suratımı biraz gerdikten sonra Dylan'a baktım ve elimi eline uzattım
" Peki " sahnenin ortasına gelip yavaşça dans ettik. Dylan beni kollarının arasında çeviricekken başım dönmeye başladı. Tam belimden tutup beni eğdiğinde ise kendimde değildim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat
Teen FictionAdım Cassandra ama herkes bana Cass der. Canada'da yaşıyorum. 17 yaşındayım lise 3 e gidiyorum. Zengin şartlarda bi ailede yaşıyorum. Okulun populer kızıyım. Kadınlardan hoşlanıyorum ve bunu kimsenin bilmesini istemiyorum -Dünya için çok iyiyiz -Bu...