Dans

213 10 0
                                    

Belirsiz adımlarımla aynanın karşısına geçtim. Kendimi belki de bir daha göremiycektim. Derince baktım. Ağzıma, gözüme, burnuma. Daha önce kendimi incelemediğim kadar inceledim. Saçlarıma baktım. Fazlasıyla parlak ve karanlıktı. Ve bir gün bu kendimde çok sevdiğim saçlarımda olmayacaktı. Aniden saçlarım kesilirse kaldıramazdım. Elime makası alınca bir makasa bir de saçıma baktım. Cesaretim yoktu. Sakinleşip saçımı kesicekken dışarıdan " Cassandra! " diye bir ses geldi. Makası masama bırakıp pencereden aşağı baktım.

" Hey! "

" Sasha? "

" Evet. Ben bugün ki partime gelir misin diyecektim? "

" Ben... "

" Güzel. Saat 8:00 de başlıyor "

" Sasha... "

" İtiraz istemiyorum "

Sasha beni dinlemeyerek gitti. Gözüm makasa kayıyordu. İçimde ki ses beni hırslandırıyordu. Hızlı davranarak makası elime aldım. Yere doğru saçlarım süzülüyordu. Saçımı kestiğimde yere baktım. Her taraf saçlarımla dolmuştu. Upuzun güzel mi güzel saçlarım yoktu.

" Aman Tanrım! "

Dayanamayıp ağlamaya başladım. Bi hastalık neden bu kadar kötü olmalıydı. Hastalık ilk önce içine işliyordu. Ve sonra dışına. Yavaştan hızlıya seni bitiriyordu. Küçükken ne kadar koştuğunu hatırlıyorsun değil mi? Ne kadar güldüğünü, ağladığını? Kendini boşlukta hissedeceksin. Bağırsan bile kimse seni duyamıycak. Ben yalnız kalmaktan hep korkmuşumdur. Sonsuza dek yalnız kalmak zor gelmeli. Düşüncelerim olumsuzlaştıkca ağlamam arttı. Ağlamaktan nefes almaya zamanım yetmiyordu. Kendi içimde ölüyordum. Kimse farkında değildi. İnsanların eriyip gitmesini anlamazdım. Annem ölmenin sonsuza dek uyumak olduğunu söylerdi. Ama bi uyku bu kadar uzun süremezdi. Düşüncelerim bedenimi ve duygularımı yormuştu...

" Lanet olsun saat 8:30! "

Hızlıca diz üstü elbisemi üstüme giydim. Rengi siyahtı. Çok karanlıktı. Kendime son kez baktım. Bu saçlara alışmak zor olacaktı. Hızlı adımlarımla Sasha'nın evine gittim

" Sonunda geldin ha? "

" Ben üzgünüm uyuya kalmışım "

" Uyuya kalmışsın... Peki "

İçeriye geçip insanlara baktım. Karşıma Dylan çıkınca şaşırdım

" Saçın... "

" Biliyorum. Kısa "

" Neden saçını kestin? "

" Hast... "

" Tamam "

Sözümü bölmesine şaşırmıştım. Sanki hastalığıma alerjisi vardı. Umursamazlıktan gelip koltuklara oturdum ve Dylan'da yanıma oturdu

" Bu şarkıda seninle dans etmek istiyorum "

" Ne!? "

" Evet "

Evet evet bu kişi Dylan değildi. Kas kafalı değil de aptal olan George bunları söylüyordu. Dylan'a hafiften baktığımda kaşlarını çatmıştı. Umursamazdan gelip George'nin elini tuttum ve ortaya geçip dans etmeye başladık

" Bi lezbiyen güzeliyse dans etmek garipmiş "

" Ah kapa çeneni! "

" Hahaha tamam, bugün susacağım "

Sinirli ifademi atıp gülücük kondurdum. George'ye nefretim inmiş gibi gözüküyordu

" Cass "

" Efendim? "

" Saçına ne yaptın? "

" Biraz kestim "

" Neden? "

" Ben... "

Cevap vermek istemiyordum. Müzik hızlanınca George'yi hızlandırdım. Biraz dans ettikten sonra başım dönmeye başladı. Ama dansı bırakmadım. Açıklama yapamazdım . George beni kollarının arasında sarkıtırken gözlerim kapandı yavaştan. Dylan George'ye yumruk atıp beni tuttu...

PsikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin