Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sizi seviyorum 😍❤️
❀ 3 ✿
Diana, akşama kadar çalışma odasında oturup Sierra'nın bilgisayarını karıştırmıştı. Bazı dosyalar şifreliydi ve onları hacklemek çok zor olmazdı ama şu an uğraşmak istemedi. Başka zaman uzun uzun incelerdi. Onun yerine, üste bulunan herkesin bilgilerinin olduğu dosyaları okumuştu. Sierra ona bilmesi gereken her şeyi anlatmıştı ama burada ki dosyalarda daha ayrıntılı bilgiler vardı.
Yemek saati yaklaştığında, odasından çıkarak koca binada ilerledi. O kadar büyüktü ki, bir yere gitmek uzun sürüyordu. Birkaç tanımadığı insana selam vermek zorunda kaldığında hiç istifini bozmadı.
Yemek salonunun önüne geldiğinde, kendine sakin olmasını söyledi ve içeri girdi.
"Bayan Turner... sonunda teşrif edebildiniz." dedi Tony Stark, en baştaki sandalyeye otururken.
"Kapıdan 10 saniye önce girdin Stark." dedi Thor, Tony'e bakarak. "Leydi Sierra ile uğraşma."
Diana, onun Leydi kelimesini kullandığını duyunca güldü. İçerideki herkesin bakışları birden kapıda durduğunda, Diana onların kendisine bakıyor olduğunu düşündü. Ama arkasında birinin varlığını hissettiğinde, bedenini o tarafa çevirdi.
Bucky Barnes, tam karşısında duruyordu. Herkes, nefesini tutmuş olacakları beklerken;
"Ah, hoş geldin." dedi Diana, gülümseyerek.
Tony, şokla sandalyesinde geriye doğru yaslandı. Sam ve Thor, ellerinde ki bardakları düşmekten son anda kurtardılar. Steve'in bakışları Natasha ile buluştuğunda omuz silkti. Bruce ayakta duramayacağını anlayınca yavaşça oturdu. Clint ise kavga çıkma ihtimaline karşı hazırda bekliyordu. Peter, yavaşça Tony'e doğru eğildi.
"Sierra neden onu yumruklamıyor?" diye sordu fısıltıyla. Tony'de, çocuğa doğru yaklaştı ve,
"Galiba cidden kafayı yedi." dedi.
"Hoş buldum..." dedi Bucky ve hafifçe gözlerini kısarak karşısındaki kıza baktı. Ama yüzünde hiçbir şekilde nefret göremiyordu.
Diana ona tekrar gülümsedi ve arkasını dönüp masaya ilerledi. Ortamın bir anda neden böyle bir hal aldığını bilmiyordu.
Bir şey yapmamıştı bile.
Boş bir sandalyeye oturduğunda, geri kalanlarda yerlerine yerleşti ve yemeğe başladılar. Sohbete kısa cevaplar vererek dahil oluyor, ona bir şey denmedikçe laflara atlamıyordu. Her şey yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Ayrıca masada içki bile vardı. Daha ne isteyebilirdi ki şu an?
Bir süre sonra, Bucky ile göz göze geldiğinde adamın tuhaf bir şekilde ona baktığını fark etti. Bakışlarını kaçırdı ama tekrar ona döndüğünde, hâlâ bakıyor olduğunu gördü.
