Ben yanlış mı duyuyordum? Hayır bu kesinlikle onun sesiydi. Bir hışımla arkamı döndüğümde bana fazla yakındı. Bu dün çarptığım çocuktu.
"Ne o bakakaldın ? "
Kim ne ben mi yok daha neler sadece biraz çok azıcık fazla yakın olduğumuzdan gözlerimi alamamış olabilirdim. Hemen kendini bir şey sanıyordu.
"Sanırım mülakata geldin?" Tabi ki onu dinlemiyordum. Boş boş yüzüne bakarken aydınlanma yaşadım.
"Sen bunu nereden biliyorsun yoksa beni takip mi ettin?"
Yandan bir sırıtış attı. "Dün bana çarpan bir deliyi neden takip edeyim ki?! Sadece mülakatlardan dolayı sormuştum."
Ah şu an yerin dibine girmek istiyordum. Bu çocuğun karşısında 2.kez rezil olmuştum ve bana tekrar deli demişti. Her şeyin bir sınırı vardı canım.
"Bana bir daha deli demeye kalkarsan..."
"Ne yaparsın" elini cebine koymuş bana bakıyordu. Yapabileceğim bir şey tabi ki yoktu lafın gelişi söylemiştim ama altta kalamazdım aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Bir daha bana öyle seslenecek olursan seni sorunlu arkadaş diye çağırırım" sinsi bir bakışla ona bakıyordum oysa şaşkınlıktan ağzı aralanmış bana bakıyordu neye bu kadar şaşırmıştı anlayamıyordum.
"Bak, nasıl bir akıl sağlığın var bilemiyorum ama insan Bi manyak ya da deli gibi bir şey der sorunlu arkadaş nedir ya!?"
Buna mı takılmıştı onunda akıl sağlığının da pek yerinde olduğu söylenemezdi gerçi ama neyse. Ben bunları düşünürken gitmeye yeltendi ama onu düşürmek adına ayağımı uzattım ki çabalarım koca bir hiç ile sonuçlandı çünkü ben düşen taraf olmuştum. Bu dünyanın benimle derdi neydi? Yine herkes bana bakıp gülüyordu ve yine rezil olmuştum sorunlu çocuk eğilip saçımı karıştırdı ve ayağa kalktı
"Sana daha çok rezil olacaksın demiştim!"
Bu sefer çizgiyi aşmıştı hemen ayağa kalktım ve işaret parmağımı ona doğru sallayarak konuştum.
"Sen sorunlu çocuk kendine çok büyük bir düşman kazandın."
"Öyle mi Rezil prenses görelim kim kimin düşmanı"
Tekrardan şirkete doğru yürümeye başlamıştı.
Ah!! Ben de mülakata geç kalmıştım biran önce gitmeliydim. Mülakat iyi geçmişti İngilizcem iyi sayılırdı ve kendimi iyi ifade ettiğimi düşünüyordum kafamı kaldırmamla sorunlu çocuğu görmem bir oldu. Yeni mi gidiyordu o halde burada çalışıyordu aklıma sinsice planlar gelmeye başladığında bu şirkete kesinlikle girmeliyim diye düşündüm.
"BEKLE !! Adın ne senin?" bunlar benden hiç beklenmeyen hareketlerdi farkındayım ama şu sıralar pek kendimde olduğumda söylenemezdi. Arkasını dönerek bana kısa bir süre baktı sonra gülerek "Min Yoongi" dedi. Ne güzel gülüyordu öyle. Hayır Hana etkilenemezsin o senin düşmanın.
"Bu bir oyun Min Yoongi" bana sorarcasına bakıyordu. Kafamı sağa yatırarak gülümsedim.
"Bu oyunda sadece birimiz kalıcak Min Yoongi" o an hata mı yaptım diye düşünmedim değil ama artık geri dönemezdim değil mi? O da kafasını benim gibi yaparak konuştu.
"Aynen öyle güzelim yenilmeye hazır ol!"
Bu sözünden sonra sertçe yutkundum planları olabilirdi ama benimde planlarım vardı. Arkasını döndü ve arabasına bindi benimde artık gitmem gerekliydi. Yooranın merak edip etrafa kayıp ilanları astırması ve polisin her yerde beni araması isteyeceğim son şeydi. Eve geldiğimde Yoora her zamanki gibi üzerime atladı bazen tam Bi sülüğe dönüşüyordu. Onunla yaşamak zordu ama takılmayı seviyordum. Ona Yoongi den söz etmiyecektim yoksa olduk olmadık bir sürü soru sorardı.
"Yoora hadi film seyredelim ben mısırları patlatırım sen de filmi seç"
Bu teklifime karşılık evin içinde OLEYY!! diye dolaşmaya başladı sanırım bu evet oluyordu. Mısırı patlatıp içeri geçtim ve izlemeye başladım bir daha yooraya asla film seçtirmeyecektim bu neydi ya?! Zaten kendi uyuya kalıyordu. Bu saçmalıkları ben çekiyordum ama filmde iyi intikam taktikleri vardı. Bunları Yoongi ye karşı kullanabilirim.Bekle beni Min Yoongi...Selam minnoşlarım...
Bölüm uzunluğu sizce nasıl? Uzun ya da kısa olup olmadığını belirtin pls oy ve yorum bekliyorum. Hikayeye devam FİGHTİNG! Sjsjsjjsjs*Öpüldünüz💋*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menacing Game ✓
Fanfiction"Bu oyunda sadece birimiz kalıcak Min Yoongi" "Aynen öyle güzelim yenilmeye hazır ol!"