"Yah! Çok yoruldum..."
Bi yolun ortasında bağırmadığım kalmıştı. O da olduğuna göre bir yere oturup beklese miydim?
Işıklar çok yakınımdaydı ancak koşma kısmı çok kısa sürmüştü. Hemen yorulmuştum ve yürüyecek halim bile kalmamıştı.
En iyisi ilerideki benzin istasyonuna gitmekti. Orada oturacak yer olmalıydı. Işıkları da açık olduğuna göre gidebilirdim.
Uzun zamandır beni bu kadar mutlu edebilecek şeyin bir benzin istasyonu olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.
Vardığımda dışarıda kimse olmadığı için marketin içine girmiştim. Oradaki koltuklardan birine oturarak derin bir nefes aldım. Burada birinden rica etsem beni bırakır mıydı?
Yoongi'nin Anlatımından :
Ayakkabıları da yanıma alarak tekrar arabaya bindim.
Biraz ilerledikten sonra da onu göremeyince iyice endişelenmeye başlamıştım.
Bu yol arabayla bile yarım saatti. Bu kadar uzaklaşması imkansızdı. Kız uçmuş muydu? Bu karanlık yerde nereye gittin Hana!?
Endişelerim giderek artarken arabanın direksiyonunu kırarak geri dönmeye başladım.
Onu gözden kaçırmış olmalıydım.
Gözüme çarpan benzin istasyonuyla birlikte arabamı orada durdurmuştum.
Dışarıda Hana'yı göremeyince marketten içeri girmiştim.
Hana'nın Anlatımından :
"Bakar mısınız?
" Buyrun? "
" A-Acaba beni gideceğim yere kadar b-bırakabilir misiniz? "
Adamın dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve beni baştan aşağı süzmüştü.
Biraz yaklaşarak ellerini omzuma koydu.
" Peki benim çıkarım ne olacak? "
Hayrına abicim hayrına demek istesemde biraz korktuğum için susmuştum.
Adam iri yarı duruyordu ve bakışları çok korkunçtu.
Ellerini omzumdan aşağı indirerek kollarımı okşamaya başlamıştı.
O sırada duyduğum sesse öldüğümün habercisi olabilirdi. Sanki rüyada gibiydim.
"Dokunma ona!"
Yoongi sinirle bize doğru yaklaşırken adam hala aynı yerde duruyordu.
Tekrar kavga etmesini istemiyordum. Bu aralar benim yüzümden başı sık sık derde giriyordu.
O halde taktik değiştiricektim. Bu onu daha çok mu kızdırır yoksa vaz mı geçirir bilemiyordum.
Ahh! Aklımı kaçırmış olmalıydım. Yoongi ile tanıştığımdan beri deliliğe terfi etmiştim.
Adamın kulağına doğru yaklaşarak yoongi'nin de duyabileceği şekilde 'onu tanımıyorum hadi gidelim dedim.'
Şuan bana kızıyor olabilirsiniz belki ama biraz da o sürünsün değilmi?
Hiç beklemediğim bir anda havaya kalkmamla ağzım açık kalmıştı. Tanımadığım adam beni kucaklamıştı ve arabasına doğru götürüyordu.
Yoongi salağı ise saf saf bakıyordu yaa! Yardım etsene... Adam bana bakıp sırıtırken beni arabanın arkasına bırakarak kapımı kapattı.
Şuan çok pişmandım yoongi ortalarda görünmüyordu ve ben yine ağlamaya başlamıştım. Her şey neden elimde patlıyordu?
Adam uzun zaman gelmeyince yoongi'ye bulaşacağından korkarak kapıyı açmayı denemiştim.
Sanırım tek şanslı olduğum konu buydu. Açtığım her kapı açılıyordu. Nasıl bir salak kapıyı kilitlemezdi ki?
Çıkarak etrafa baktığımda bana bakan Yoongi'yi fark ederek ona doğru koşmaya başlamıştım.
Artık ömür boyu bir daha koşmazdım.
Kollarını açarak bana yaklaştığında bırakmamak istercesine sarılmıştım. Ayrıldığımda yerde yatan adamı yeni görüyordum.
Şuan Yoongi'ye bunun için kızamazdım. Aksine çok minnettardım.
Yoongi beni ayağa kaldırarak arabasına bindirmişti.
"Hadi eve gidelim."
Kafamı sallayarak önüme döndüm o ise hala bana bakarken elini yanağıma değdirdi.
Yüzümü buruşturmuştum. Çünkü acıyordu.
"Bunu o pislik mi yaptı?"
Neyden bahsediyordu? Yanağımda ne vardı. Arabadaki aynadan yanağıma baktıktan sonra gülerek yoongi'ye döndüm.
Kahkahalar atıyordum. Gerçekten komikti.
"Hayır sen ve kook yaptınız."
Kaşlarını çatarak 'daha neler?' gibisinden bir bakış attı.
"Siz kavga ederken ayırmaya çalışıyordum. O anda da yumruk yedim. Hanginiz vurdu bilmiyorum."
"A-Ah b-ben..."
"Tamam özüre gerek yok sadece eve gidelim."
Başını sallayarak önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. Birkaç dakika sonra geri dönmüştük. Ben bu yolu kaç saattir yürüyordum? Arabayla en fazla on beş dakikaydı.
İçeri geçerek kendimi koltuklardan birine attım. Esneyerek gözlerimi kapattım. Çok yorulmuştum.
"Bu giysilerle yatmayı düşünmüyorsun herhalde? Gel."
Kalkarak onu takip etmeye başladım yukarıdaki odasına girdiğimizde etrafı süzdüm büyük ve rahattı. O ise dolabından bir gecelik çıkartarak bana verdi.
"Yoongi bunları mı giyiyorsun? Kkk bunların sende ne işi var?"
Göz devirerek sorumu yanıtsız bırakmıştı. Neden olduğunu ben az çok tahmin edebiliyor olsamda kim giymişti hiçbir fikrim yoktu.
O yüzden de iğrenerek bakıyordum. Başka şansım var mıydı? Bu elbiseyi hemen üzerimden atmak istiyordum.
" Sen alt kattaki misafir odasında yatacaksın."
Kafamı sallayarak oraya yöneldim ve üzerimi değiştirdim. Kötü olmamıştı. Tam benim bedenime göreydi.
Yatağa yatarak ışıkları kapattım. Yatakta yayılarak gözlerimi kapatmıştım ki belimdeki ellerle neredeyse çığlık atacaktım.
Ellerin sahibine dönerek 'ne yapıyorsun' bakışı attım.
"Seni kaybetmek istemiyorum. Hep benim yanımda kal istiyorum."
Merhaba Minnoşlarım,
Bu bölüm pek içime sinmedi düşüncelerinizi belirtin lütfen.
Oy verin ve yorum yapmayı unutmayın.
Sevgili yazarınızdan:
*Öpüldünüz💋*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menacing Game ✓
Fanfic"Bu oyunda sadece birimiz kalıcak Min Yoongi" "Aynen öyle güzelim yenilmeye hazır ol!"