✨Final✨

180 33 21
                                    

"İki adım..."

Gözlerimi açtığı gibi kaybolan adama aldırış etmeden önümdeki güzelliğe bakıyordum.

Belki her yer ışık saçıyor ya da süslenmiş olabilirdi ama beni mutlu eden şeylerin en başında ona bakmak geliyordu.

Gülüşü, bakışı en çok da kokusuna aşıktım ben. Kendimi onun yanındayken huzurlu hissediyordum, aklımdaki tüm düşünceler yerini bize bırakıyordu.

Önümde diz çökerek bana bakan adama döndüm. İçimden gülme isteği gelse de bastırmıştım. Onun bunları yapabilecek incelikte olduğunu düşünmüyordum.

'Bana hadi gel evlenelim!' Dese bile koşarak onunla evlenirdim. Sevdiğim adam ceketinin cebinden kırmızı minik bir kutu çıkarırken ben sadece onu izliyordum. Ağzını açarak söylediği her bir kelime ayrı bir değer kazanıyordu kulaklarımda.

Demin güleceğimi söylemiştim ama şuan ağlıyordum. Hayat da böyleydi işte. Ne yapacağını bilemiyordunuz.

Mesela ben ve yoongi'ye bakın! Küçük bir iddia ile nerelere gelmiştik. Tek amacımız birbirimizi rezil etmek olsa da şuan bana evlenme teklifi ediyordu.

"Güzelim neden ağlıyorsun? Yanlış bir şey mi dedim yoksa?"

Sesi her zamankinden daha bir kadifemsi geliyordu ya da sadece duygusallıktan bana öyle geliyordu.

Ağlayarak teklifi de mahvetmiştim. Yine de teklif tekliftir mantığıyla kollarımı Yoongi'ye sardım. Bizim normal bir çift olduğumuzu kimse söyleyemezdi. Normal de değildik zaten.

Yoongi'nin kulağına yaklaşarak 'evet' diye bağırmıştım. Kulağını tutmaya çalışırken ikimizi de yere düşürmesiyle yerde yuvarlanıyorduk.

"Hana gerekli miydi cidden!?"

Omzumu silkmekle yetinmiştim. Aklıma etrafı incelemek geldiğinde masada duran çikolata çeşmesiyle gözlerim parlamıştı.

Nasıl geldiğimi anlayamadan çikolataya parmak uzatmıştım ki Bay Min Yoongi beni çekmeseydi  yiyecektim.

" Yemeklere saldırmadan önce sana bir sürprizim var."

Kirpiklerimi kırpıştırırken Yoongi'nin kimden yardım aldığını merak etniştim.

O bunları düşünemeyecek kadar odun olmalıydı. Ben onun bu özelliğini seviyordum.

Beni bahçenin biraz arka taraflarına çektiğinde bahçenin ön kısmına göre daha bir karanlıktı.

Bahçemin bu kadar büyük olduğunu bile bilmiyordum açıkçası. Yoongi'ye odaklanmaya çalışarak ne yapacağını düşünmeye başladım.

Ona baktığımda hiçbir tepki vermeden sadece bana bakıyordu. 'Hadi' dercesine baktığımda omzuyla birlikte kaşını da hareket ettirmiş ve eski pozisyonuna geri dönmüştü.

Allah aşkına ne yapmaya çalışıyordu bu!

Arkamı döndüğümde duvarın kenarında parlayan ışıklara doğru yönelmiştim.

Parlayan ışık dediğim şeyin led lambalardan oluşan uzun bir kablo olduğunu düşünmemiştim tabi ki!

Elime alarak ne yapacağımı sorguluyordum kendi kendime. Yoongi ise aklımdakileri okuyabiliyormuş gibi tüm soru işaretlerini ortadan kaldırmıştı.

"Takip et."

Dediği gibi yaparak uzun kabloyu takip etmeye başlamıştım.

Tüm bahçeyi bir kez dolandıktan sonra evin içine kadar girmiştim. Bunları yerleştirirken ben neden görmemiştim?

Menacing Game ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin