〰️16. 〰️

129 38 3
                                    

Yoongi'nin Anlatımından :

Kapının yavaşça açılmasını bekledim. Kapıda beni selamlayan hizmetlilere şöyle bir göz gezdirdikten sonra babamın odasının önünde durdum.

Kapıyı tıklattıktan sonra içeri gelmemi söyleyen sesle birlikte cümlelerimi toparlamış ve girmiştim.

"Baba konuşmamız gereken bir konu var."

"Evet oğlum seni dinliyorum."

Ellerini masanın üzerinde birleştirerek öne doğru eğildi. Derin bir nefes aldıktan sonra konuya girdim.

"Baba ben evleniyorum."

Babamın şaşırmasını beklemiştim ama öyle olmamıştı. Geriye yaslanarak gülümsedi.

"Zaten biliyorum, sen evlenir evlenmez şirketi tamamen sana bırakabilirim artık."

"Biliyorsun iyice yaşlandım ve artık şirketi yönetebileceğimi sanmıyorum."

"Ama..."

"Sen git artık benim de seninde işlerin vardır. Bir ara gelinimle gel akşam yemeği yeriz."

Ve kendimi kapının dışında bulmuştum. Hayal ettiğim konuşma kesinlikle bu değildi.

Gerçek bir evlilik bile değildi bu. Niye söylemişti ki! Benimle evlenmeye bu kadar mı hevesliydi?

En iyisi davetli listesi hazırlamaktı şu durumda. Ailemde öğrendiğine göre bu işi hafta sonu halletmeyi düşünüyordum.

Çok kişinin bilmesine gerek yoktu. Zaten kağıt üzerinde bir evlilikti. Yine de basına sızacağından emindim.

◾◾◾

"Hyung! Sen de yapsan işim kolaylaşmaz mı?"

"Seni izleyerek yeterince yoruluyorum zaten."

"Hyung biraz daha sinirlenirsem şirketteki masana veda etmek zorunda kalacaksın."

"Tamam be! Biz de davetiyeleri ilettik. Boş boş oturmadık ama bir kişiye ulaşamıyorum."

"Kimmiş?"

"Lee Hana diye birisi."

"Sen geç onu ben kendisine iletirim."

Kafasını sallayarak tablete dönmüştü. Buradan bakınca sadece oturuyor gibi bir hali vardı.

Anlaşılan benim yakışıklı arkadaşım işe de yarıyormuş.

Tek bir sorun vardı:

Bu düğüne gelmesini istediğim kişilerin başında Hana geliyordu ve ben ona ulaşamıyor muydum?

Benim her istediğim olurdu ve gerekirse ona kendim de verirdim.

Hana'nın Anlatımından:

Se Yeon'un bir kaç dakikaya çıkabileceğini söylemişlerdi. Ben daha uzun kalır diye düşünmüştüm ne de olsa kafasından yaralanmıştı.

Son kez odasına girip bir şey kalmış mı diye bakmıştım.

Jungkook babasıyla görüştükten sonra yüzü düşmüştü. Kardeşinin yanında belli etmemeye çalışıyordu ama ben anlıyordum işte.

"Kalk artık Kookie! Kardeşin sağlıklı işte daha çok görürsün. Çıkış işlemleri için bakman gerek."

Kafasını sallayarak odadan çıktı. Ben de Se Yeon'a yardım ederek bahçeye çıkmıştım.

Bir kaç dakikaya kookie de gelirdi zaten. Yapmam gereken bir sürü iş vardı. Beni şirketten kovmazlarsa iyiydi.

Karşıdan gelen karartıyı birine benzetmiştim. Ama tam çıkaramamıştım.

Boş vererek hastane girişine doğru bakmaya devam ettim.

Omzuma dokunan elle yerimden şıçramıştım. Yakında korkudan ölecektim galiba!

Yoongi'nin burada ne işi vardı. Aa! Doğru ya kendisinin psikolojik sorunları vardı.

Bir süre bana baktıktan sonra cebinden bir zarf çıkardı. Bu düşündüğüm şey olamazdı değil mi?

Eğer öyleyse başıma daha büyük bir bela almış olacaktım. Hayır kendi kazdığım kuyuya düşmeyecektim!

Utancından dışarıya çıkamayacak olan o olmalıydı.

Kulağıma doğru eğilerek üfledi. Sanırım birazdan bayılacaktım. Kalp atışlarımı duymamış olmasını diliyordum.

"Kesinlikle geliceksin. İstersen kocanı da getir çifte düğün yaparız."

Sırıtarak geri çekilmişti. Eli hala omzumdaydı.

Bana emir verme hakkını ona kim veriyordu? Hem ben onunla evlenecektim. İşte şimdi labirente düşmüş gibi hissediyordum.

Neden bir anda evlenmeye karar vermişti ki! Benim defterimi okuyup ona göre hareket ediyor olabilirdi.

Okumadığını söylemişti ama ona güvenmek için bir sebebim yoktu.

Omzuma dokunan ikinci elle tekrar ürkmüştüm. Bu Jungkook'tu.

"Hana, bu seni rahatsız mı ediyor?"

Gözleriyle Yoongi'yi gösteriyordu. Tam da şu an Jungkooka küçük kızlar gibi 'Evet Oppa! Ona çok gıcık kapıyorum döv onu.' demek istiyordum ama ne yazık ki bu olmuyordu.

"Bu derken! Adım Min Yoongi. Ayrıca yeni evlenecek bir kızın erkeklerin etrafında dolaşması hiç hoş olmaz değil mi?"

"Dur! Yoksa seninle mi evleniyor? Hayır değil mi, ne yazık."

"Neyse düğününde görüşürüz Hana."

NE.. NE.. Demin ne demişti o!

Jungkook bana tip tip bakıyordu. Kafam yeterince karışıktı zaten daha da karıştırmasına ne gerek vardı ki!

Bir de açıklama bekliyor olmalıydı. Hadi bunu geçtim Yoongi'nin ailesi düğünde benim yerime başka bir kızı görünce ne yapacaktım? Benim hakkımda kim bilir ne düşüneceklerdi.

Artık bu labirentten çıkabileceğimi sanmıyordum.

Merhaba Minnoşlarım,

Bölüm uzunluğunu yüz kelime kadar azalttım hem bu sayede daha sık bölüm atabilirim.

Ayrıca daha önce Hana'nın soyadından bahsettim mi bilmiyorum o yüzden Lee olarak kabul ederseniz sevinirim.

Yorum isterim ama bennn(Gececi yazarınızdan 😊)

*Öpüldünüz💋*

Menacing Game ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin