12

9.3K 559 374
                                    

Jimin
Bundan bir kaç ay öncesine kadar sadece barlarda küçük orkestralar ile şarkı söylüyordum. Bir menejerin beni görüp beğenmesi ile hayatım değişmişti.

Zayıflamıştım , ünlü olmuştum üstelik harika arkadaşlıklar edinmiştim. Sonra karşıma jungkook çıkmıştı , belki de ben onun karşısına çıkmışımdır.

Hayatım o kadar mükemmel gidiyordu ki jungkook a günden güne aşık oluyordum.
O da söylemese de hissettiriyordu.

Kendimize itiraf etmiştik aşkımızı. Şimdi sıra birbirimize söylemekteydi. Bugün ona söyleyecektim onu sevdiğimi.

daha fazla içimde tutamazdım.

Akşam 8 de beni almaya gelecekti beraber yemek yiyecektik. Hazırlanmak için eve erken gelmiştim.

Önce ılık bir duş aldım daha sonra dolabımın karşısına geçmiştim , gerçekten şık olmalıydım.
Ona ilânı aşk edecektim.

Çok resmi olmamalıydım , takım elbise giyemezdim. Çok rahat da olamazdım. Ama sportif bir şıklık yakalayabilirdim.

Deri dar pantolonumu ve üstüne de siyah t-shirtümü alıp giydim. Akşam serin olabileceği için kot ceketimi de üzerime geçirip makyaj masama oturdum. Küpelerimi de taktığım da hazırdım.

 Yarım saat sonra zil çaldığında koşarak kapıya gittim ve kapıyı açıp jungkooka baktım o da benim gibi giyinmişti arada ki tek fark o deri ceket gitmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarım saat sonra zil çaldığında koşarak kapıya gittim ve kapıyı açıp jungkooka baktım o da benim gibi giyinmişti arada ki tek fark o deri ceket gitmişti.

"Hazır gözüküyosun çıkalım mı?"

"Olur."

Evden çıkıp kapıyı kapattım ve jungkook un arabasına ilerledim. Kapımı açan bir jungkook ile gerçekten kalp krizi geçirebilirdim.

Arabaya bindim ve o da ardımdan kapımı kapatıp kendi yerine geçti ve arabayı çalıştırdı.

Bir sahile geldiğimiz de şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı jungkooku takip ederek sahile doğru ilerledim.

Sahilde kurulu bir masa masanın hemen yanında kumlara vuran deniz dalgaları vardı. Deniz kokusunu derince içime çektim.

Oturacağım sırada jungkook benden hızlı davranıp sandalye mi çekti. Bu çocuk napıyordu bugün fazla kibardı.

Teşekkür edip oturduğum da o da karşımda ki yerini aldı masada çok güzel bir şıklık vardı.

Jungkook eline kırmızı şarabı alıp patlattığında fışkıran şarap hep masamıza gelmişti. Jungkook bir küfür mırıldandığın da kahkahayı basmıştım.

O da gülmüştü. Daha sonra beni yerimden kaldırdı ve yürümeye başladı.

"Tüm romantikliğin içine ettim dimi "

Sırıttım. Bu sırada hala beni çekiştiriyordu.

"Sanırım evet "

"Napıyım beceremiyorum bu işleri sen karşımda otururken elim Ayağım birbirine dolanıyor. Hepsi senin suçun"

"Jungkook ben çok açım şimdi ne yicez masamızı mahvettin ya hani ?"

"Bizim çocuklara haber veririm döner ekmek getirirler , yeriz sıkıntı olur mu sana ?"

"Hayır , olmaz önemli olan birlikte yemek değilmi deniz kumsal yemek ve sen başka ne isterim ki"

Durdu ve bana döndü.

"Aslında Jimin bütün bu hazırlıklar senin içindi seninle birşey konuşmam lazımdı ama batırdım."

Ne konuşacaktı ki acaba heyecandan küçük dilimi yutacaktım. bu çocuk bana ne yapıyordu.

"Sana aşığım jimin. Ve benimle sevgili ol."

Bir anda söylediği şey ile dona kalmıştım.

Hızlanan kalbim ve titreyen bacaklarımla yere düşecek gibi olsam da zorlukla ayakta durmayı başarmıştım.

"Jeon jungkook sen bana ne yapıyorsun böyle?"

"Efendim anlamadım?"

Sesli mi söylemiştim. Siktir!

"Olurum jungkook seninle sevgili olurum."

"Olurum derken ? Soru sorduğumu hatırlamıyorum."

Jeon jungkook asla sormazdı emir ederdi unutmuştum.

Gülerek ona sarıldım ve o da bana karşılık verdi.

Benden ayrılıp yanaklarımı avuçları içine aldı.

"Park jimin sen benim kaderimsin. Artık benden istesen de gidemezsin."

Gitmek istemiyordum ki hiç.

Philophobia | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin