Jungkook
Korktuğum şey başıma gelmiş benim kim olduğumu öğrenmişti. Öğrenmemesi gerekiyordu. Artık benden korkuyordu kesinlikle korkmak da değil nefret bile ediyor olabilirdi.Evin önünde durduğumuz da hızlıca arabadan indi ve beni beklemeye başladı. Arabadan inip yanına gittim. Elini tutacağım sırada korkarak geri çekildi.
Bu davranış kendimden nefret etmeme sebep verse de aldırış etmeden elini tuttum ve onu evin içine soktum.
Üst kata geldiğimiz de elini bıraktım. Bana bakan gözlere baktım. Doluydular ağlamasından nefret ediyordum. Çok güzel gülüşü varken ağlaması haksızlık dı.
Artık zamanı gelmişti. Üst kata çıktık ve Onu sol taraftaki odaya götürdüm. Anahtarı halının altından alıp kapıya geçirdim ve kapıyı açtım.
Jimine içeri geçmesi için bakarken. Korkak bi şekilde odaya adım attı. Odayı görmesi ile ağzı açık kalmıştı.
Odanın her yerinde ondan habersiz çekilen fotoğrafları doluydu. Oda bembeyaz dı tıpkı onun gibi, resimleri incelemeye başladı.
Bana bakmıyordu. Biraz daha ilerleyip beyaz ışık ve bembeyaz olan resime ilerledi aralarında en dikkat çeken oydu benim de en sevdiğim resmi oydu.
"Jimin aynı bu resimdeki gibi karanlığımı aydınlatan ışıksın sen , eğer sen olmazsan ben o karanlık da kaybolurum Jimin lütfen beni bırakma."
Ağlıyordum, şaka gibi gerçekten ağlıyordum.
İlk onun yanında gülmüştüm ve şimdi de ilk onun yanında ağlıyordum.Parmak uçlarında yükselip dudağıma öpücük kondurdu. Ben ne olduğunu anlamazken beni yatak odama götürdü.
"Uyuyalım mı jungkook vanilya kokusunu doya doya içime çekmek istiyorum."
Üzerimdekileri çıkartıp sadece baksırımla kaldığımda oda öyle yapmıştı. Niyetimiz kötü değildi sadece kokularımız da ruhlarımız gibi birbirine karışacaktı.
Beraber yatağa uzandık. O başını boyun girintime ben ise başımı saçlarına gömmüştüm.
Lavanta kokusu beni sarhoş ediyordu adeta. onun kokusunu içime çeke çeke uyumak istiyordum. Gerçek huzur buydu.
Onca gördüğü şeye rağmen beni affetmesi ona daha da çok bağlanmamı sağlıyordu. Park Jimin beni benden alıyordu.
"Çok güzel kokuyosun jungkook"
Duyduğum şeyle tebessüm ettim. Kendi kokusunu alsa benim kokumun hiç bir şansı kalmaz haberi yok.
"Affettin mi beni jimin"
Biraz sustu bu sessizlikte nefes alışverişlerimizin sesi çıkıyordu sadece.
"Benden bir daha birşey saklama jungkook"
Rahatça nefes vermiştim ondan sakladığım başka birşey yoktu zaten.
"Yarın beraber yemeğe çıkalım mı ?"
Sorduğum soru ile başını sallamıştı. Yarın onun
Fanmeeting i vardı. Benimde şirkette toplantım vardı. Yarın akşam güzel bir yemek yiyebilirdik."Olur jungkook ama benim fanmeetingim var akşam çıksak olur mu ?"
Bildiğimi bilmiyordu. Gerçekten çok saftı.
"Olur Jimin akşam 8 de kapındayım o zaman şimdi izin verirsen lavanta kokusu ile uykuya teslim olacağım"
Başını sallamıştı gerçekten izin vermişti. İster istemez güldüm gerçekten izin istememiştim ki.
Kollarım da ki hareketlenme ile uyandım. Minik kollar komodinin üzerinde ki alarmı kapatmaya çalışıyordu.
Ondan önce davranıp alarmı duvara fırlattım.
Şaşkınca bana bakan miniğimin saçına öpücük kondurup yataktan kalktım."Duş alıcam bana katılmak ister misin?"
Duyduğu şey ile kıpkırmızı olmuştu. Evet onu utandırmak için söylemiş olabilirdim ama bana eşlik etse hiç fena olmazdı.
"Yok , yok ben rahatsız etmiyim sen bakla- ay işte git şey et bende gidiyim kahvaltı hazırlamak için aşağı şey ediyim o zaman ben şey edim Kalkiyim"
Koşarak odadan çıktığın da gülerek banyoya gidiyordum. Bugün çalışanlardan kimse gelmemişti. kahvaltıyı o hazırlayacaktı. Ama bundan haberi yoktu tabii ki.
Ilık duşun ardından hızlıca lacivert takım elbisemi giyerek saatlerimin olduğu taraftan bir saat alıp taktım ve aşağıya indim.
Jimin bir kaç bir şey kırmış olmasına rağmen güzel kahvaltı hazırlamayı becerebilmişti arkası dönük bir şekilde sofrayı düzenliyordu.
Beni görünce verdiği tepki ile onu ısırmak istedim.
"Ta-daaa işte mucize masam hazır"
Dedi ve masayı gösterdi neden bu kadar tatlıydı.
Masaya oturup hazırladığı pankeklerden tabağıma alıp yedim. Gerçekten güzel yapmıştı beğenmemi bekler gibi yüzüme bakınca biraz eğlenmek istedim.
Ağzımdakini zorla çiğniyormuş gibi yaparak yüzümü ekşittim jimin şok olmuş şekilde bana bakınca
"Jimin suyu uzatır mısın?"
dedim hızlıca bardağa suyu doldurup bana uzattı ve konuşmamı bekledi.
"Çok mu kötü olmuş jungkook"
"Şaka yaptım harika olmuştu gerçekten."
Yerinden kalkarak yanıma geldi ve omzuna minik elleri ile vurmaya başladı.
"Bana vurmanın cezasını ödeyeceksin park jimin."
Dedim ve sapıkça dudaklarına baktım oda koşmaya başladı bende onun peşinden koşuyordum.
Onu yakaladığım da ayağımın bir şeye takılması ile ben altta Jimin ise tam üstüme düşmüştü.
Penisinin penisime yanlışlıkla değmesi ile o utanıp kalkmıştı ben ise hala yerde donuk kalmıştım.
"Benim toplantı şeyim vardı ben şey ediyim ağh gidiyim toplantıya"
"Görüşürüz jungkook"
Cevap vermeden evden çıktım biraz daha dursaydım onun üstüne atlayabilirdim.
En doğrusu evden gitmek di.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Philophobia | Jikook
Romansa𝗃𝖾𝗈𝗇 𝗃𝗎𝗇𝗀𝗄𝗈𝗈𝗄 , 𝗉𝖺𝗋𝗄 𝗃𝗂𝗆𝗂𝗇'𝖾 𝗈𝗅𝖺𝗇 𝖺ş𝗄ı 𝗌𝖺𝗒𝖾𝗌𝗂𝗇𝖽𝖾 𝗄𝖺𝗋𝖺𝗇𝗅ı𝗄 𝗁𝖺𝗒𝖺𝗍ı𝗇𝖽𝖺𝗇 𝗄𝗎𝗋𝗍𝗎𝗅𝗆𝗎ş𝗍𝗎.