3

15.3K 900 679
                                    

Jungkook:

Jimin lavaboya gitmişti ve ben taehyung ile jimin hakkında konuşmaktan sıkılmıştım.

Jimin gelmeyince masadan kalkıp merdivenlere yöneldiğim sıra da ajanım taehyungun sesi geldi

."Ona birşey yapmayacaksın değil mi ?"

ona neydi ki jimini mi önemsiyordu yoksa?
bu ne saçmalık içimde oluşan sinirle ona döndüm.

O da herkes gibi benden korkuyordu.

"Jiminden sana ne ? Sen kim oluyosun da onu benden korumaya kalkıyosun ? Sen benim paramla onu kandıran bir insansın sadece o kadar. Sakın bir daha bana ne yapıp yapmayacağımı sorup durma ve onunla sakın yakınlaşma!!"

ürkek bir şekilde gözlerine baktı.

Soğuk bakışlarımla ona bakıp jiminin yanına gitmek için merdivenlere yöneldim jimin merdivenin başın da durmuş kapılara bakıyordu.

Sağ taraftaki İlk kapıyı açıp baktı. hemen arkasına geçip kokusunu içime çektim.

Burnuma dolan lavanta kokusuyla içim rahatlamıştı. Sanki yıllardır bu kokuyu arıyormuşum gibi hissetmiştim.

Buranın lavabo değil de yatak odam olduğunu anlayınca arkasını dönüp diğer kapıya yönelicekken beni gördüğünde çığlık atmıştı.

Hemen ağzını kapatıp lavaboya soktum onu sırtını kapıya yaslayıp kokusunu bir kez daha içime çektim.

Daha sonra elimin altındaki dudakları hissedince kendime hakim olmak için ellerimi çektim.

"Korkuttun beni" dedi.

Sinirlenmiştim bu dünya da herkesin benden korkması boyun eğmesi hoşuma giderdi ama jiminin benden korkması kendimden nefret etmeme bile neden olabilirdi.

Gözlerinin en içine baktım aklıma taehyungun ona bakabileceği , dokunabileceği gelince sinirlendim ve ağzımdan çıkanlara ben bile inanamadım.

"Park jimin sen benimsin ve artık kimseyle yakın olamazsın bu bir uyarı değil tehdittir canını yakarım"

Dedim ve sinirle biraz da şaşkınlıkla lavabodan çıkıp hızlıca merdivenleri indim.
Taehyung şaşkın bir şekilde bana bakınca en soğuk bakışlarımı ona yolladım ve evden hızlı adımlarla çıktım. Bana ne oluyordu böyle Park jimin bana ne yapıyordu ?

Koşarak yanıma gelen adama baktım korumalarımdan biriydi.

"E-efendim bizim adamlar depoyu patlatamamışlar"

işte şimdi daha da çok sinirlenmiştim.

"Beceriksiz herifler nasıl patlatamazlar o depodaki malları almanız gerekirdi !!!"

Derin nefes alıp verdim. Sakinleşmem lazımdı.

" efendim depo da ki malları alacağımız sırada baskın yaptılar biliyorsunuz dae hyun hiç bir işini temkinsiz yapmaz. Tahmin etmiş olmalı bizim adamlar da kimliğinizi belli etmemek için çatışmaya girmeden kaçmışlar."

gerizekalılar şu ezik dae hyunun ucuz mallarını çalamıyorlar.

"Gören oldumu adamları.Tanımış olabilirler mi?"

adam emin bir şekilde bana bakarak

" hayır efendim kimse görmemiş." dedi.

Biraz da olsa rahatlamıştım. Karanlık yüzümü kimse görmemeliydi.

İş adamı Jeon jungkook bir mafya çıktı şok şok!! Bu haberlere hiç hazır değildim. Arabaya binip gideceğim sırada duyduğum o sesle arkama baktım.

"Jungkook"

sesin sahibi jimindi.

Birden hızlanan kalbime aldırış etmeden koşarak yanıma gelen minik bedene baktım.

"Söyle"

biraz kaba olmuştu ama belli etmemem lazımdı.

"Söylediklerin ne anlama geliyor jungkook?"

Koşmaktan kızarmış yanakları öpmemek için zor duruyordum.

" duydun işte anlama yeteneğin de mi yok ?!"

kırılmış gibi baksa da önemsemeden konuşmaya devam etti

"kafamı karıştırdın yoksa dediklerini anlıyorum tabii ki sadece neden öyle bişey dedin "

Kafasını mı karıştırmıştım nasıl yani bunu söyleren saçlarını karıştırıyordu çok tatlı gözüküyordu.

Bir anda ne olduğunu anlamadan sarıldım ona o da sanki sarılmamı beklermiş gibi minik kollarını belime doladı.

Kulağına eğilip fısıldadım

"neden öyle birşey dedim biliyor musun park jimin?" durdum.

Ve merak eden bir bakışka benden ayrılıp gözlerine baktı.

"Çünkü sen benimsin"

Philophobia | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin