*Hikaye akışına zarar verilmeden düzenlemeler yapıldı.
~
Chanyeol yemeğini yerken bir yandan da telefonuyla uğraşıyor, en sevdiği markanın yeni çıkardığı elektro gitarı inceliyordu. "Ah, cidden harika!" diyerek iç çekti.
"Tezin ne durumda?" yanında olduğunu unuttuğu arkadaşı Jongdae'nin sorduğu soruya kafasını telefondan kaldırmadan cevap verdi. "Bitmek üzere. Ah cidden harika!" Diyerek gitara olan hayranlığını bir kez daha dile getirdi.
"Ne zaman teslim edeceksin?" Jongdae'nin sesi kızgın geliyordu ama kimin umurundaydı telefondaki bu bebek varken!
"Haftaya teslim etmeyi düşünüyorum Jongdae," Chanyeol verdiği cevaptan sonra bir dilim daha pizza almak için elini masaya uzattı ama masada pizza bulamadı. "Ne zaman bitti?" diyerek hayıflandı. "Bakar mısınız?" diyerek bir çalışana seslendi daha sonra. Garson gelince bir orta boy pizza ve büyük boy kola sipariş verdi.
"Sabah olmasına karşın bu kadarı sence de fazla değil mi?" diyerek kınayan bakışlarıyla sordu Jongdae.
"Adamım! Ben senin gibi ufak ve zayıf değilim. Ayrıca pizza yemenin saati var da ben mi bilmiyorum?" diye cevap verdi Chanyeol.
"Zayıflasan iyi edersin. Yoksa bir domuzdan farkın kalmayacak," dedi Jongdae. Daha sonra masadan kalktı ve "Ben gidiyorum. Yapmam gereken şeyler var. Ayrıca sohbetine de doyum olmuyor." dedi.
"Güle güle Jongdae," dedi Chanyeol. "Tanrım cidden harika!" Hala elektro gitarı inceliyordu.
Yemeğini bitirdikten sonra arkasına yaslandı. Çatlayacak gibi hissediyordu. Cidden aşırı yemişti!
"Sallanırsam patlayabilirim." diye kendi kendine mırıldandı. Daha sonra yerinden kalktı ve kasada hesabı ödeyip müdavimi olduğu kafeden çıktı. Buranın sahibini gerçekten seviyordu! Chanyeol'un iki hayalinden biri genç yaşına rağmen çok başarılı bir iş adamı olup herkesi başarısı ve yakışıklılığı ile kıskandıran Bay Oh ile tanışmaktı. Tanrım aşkına, çok yakışıklıydı!
Evine yakın olan kafenin çıkışında gördüğü ufak köpeğe cebine evden çıkmadan attığı fındıklardan yedirdi ve başını okşayıp ayağa kalktı ve evinin yolunu tuttu.
Aklında sadece o gitar vardı. HARİKA BİR TASARIMDI!!!
"Benim gitarım olman için her şeyi yaparım!" diye mırıldandı. Birine çarpınca mahçup bir şekilde "Kusura bakmayın. Özür dilerim." dedi. Salak! Neden önüne bakmıyordu ki!
Çarptığı çocuk soğuk bir şekilde başını kaldırıp ona bakmıştı. Chanyeol özür diledikten sonra aynı soğuklukta sakince "Önemli değil." diyerek yoluna devam etti.
Chanyeol ürkmüştü. Çocuğun gözlerindeki bakış hiç iyi değildi. Sanki ölü gibiydi. Ölü birine ait gözler nasılsa onun gözleri de aynıydı. Yüzü fazla çökmüş ve mutsuz duruyordu. Chanyeol çocuk için üzüldü. Kim bilir ne derdi var? İrkildi ve yürümeye devam etti.
Evinin kapısını açar açmaz iki köpeği de üzerine sevinçle koştular. Kocaman gülümsemeyle köpeklerine sımsıkı sarıldı Chanyeol. Bu onun için her şey demekti. "Gelin bakalım." salonda ilerledi. "Yemeklerinizi yediniz mi?" derken aynı anda evden çıkmadan koyduğu yemeklerin bitip bitmediğini kontrol ediyordu. Yemeklerin bittiğini görünce gülümsemesi biraz daha yayıldı. "İşte benim çocuklarım." dedi gururla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILLEGALS
Fanfiction"Bir kere..." Chanyeol en sonunda konuştu. Boğazını temizledi ve devam etti. "Bir kere sarılabilir miyim?" titreyen sesiyle zar zor konuştu. Baekhyun'un kalbi biraz daha acımıştı. Gülümsediğinde kalbi biraz daha acırken kollarını açtı ve büyük beden...