*Hikaye akışına zarar verilmeden düzenlemeler yapıldı.
~
Jongin sigarasını ağzına götürürken Seggler'ın terasında oturmuş kafa dinliyordu. Sehun iş vermediği zaman buraya gelir ve tek başına kalırdı. Sehun'dan başka takılacağı arkadaşı yoktu. Tıpkı Sehun'un onunla büyüdüğü gibi o da Sehun ile birlikte büyümüştü bu yüzden ikisininde birbirinden başka kimsesi yoktu.
Karşısındaki masaya oturan çocuk dikkatini çekti bir anda. Sigarasını küllüğe bastırırken bakışlarını çocuğa dikti. Bu Byun Baekhyun'un arkadaşı Doh Kyungsoo'ydu. Arkadaşları aralarında eğlenceli bir şekilde sohbet ederlerken kendisi bu sohbete pek katılmıyor sessizce izlemeyi ve nadiren gülümsemeyi tercih ediyordu. Arada bir burnundan aşağı kayan kemik gözlüğü işaret parmağıyla yukarı doğru ittiriyordu.
"Efendim bir şey alır mısınız?"
Yanına gelen adamın yüzüne bile bakmadan bira getirmesini söyledi ve çocuğu izlemeye geri döndü. Jongin bu çocuğu uzun zamandır tanıyordu. Byun Baekhyun Sehun'un gazabına uğramadan daha da önce.
Birasından bir yudum aldıktan sonra çocuğa bakmaya devam etti. Kalp şeklindeki dudakları düz bir çizgi halindeydi.
Onu ilk gördüğü günü hatırladı Jongin. Hızlı bir şekilde teslimat yerine giderken arabasıyla bu çocuğu ezmek üzereydi. Arabaya korkuyla bakan çocuğun gözleri o günden beri zihnine kazınmıştı.
O güne kadar Sehun dışında hiç kimseye sıcaklık ya da samimiyet hissetmeyen Jongin'in o gün ilk defa birini öldürme korkusuyla kalbi teklemişti. İnsan öldürmek onun için hiç zor bir şey değilken nu çocuğu incitmekten korkmuştu Jongin. Hem de hayatında ilk kez gördüğü çocuğu.
O gün acilen teslimata yetişmesi gerekmese arabadan inip çocuğa yardım bile ederdi ama yapmamıştı. Çünkü tek dostu, dünyada sevdiği tek insan ve patronu Oh Sehun onu bekliyordu.
O olaydan birkaç gün sonra Jongin Seggler'a gittiğinde o çocuğu görmüştü. Masada oturmuş sıcak kahvesini yudumlarken kemik gözlüğünün ardındaki kocaman şaşkınca bakan gözleriyle karşısında konuşan arkadaşına dikkat kesilmişti. Gülümsemek istemişti Jongin ancak neden gülümsemek istediğini bilmiyordu. Bu yüzden bir şeylerin ters gittiğini anlayıp hemen Seggler'dan ayrılmıştı o gün.
Birasından son yudumu alırken Kyungsoo üzerindeki bakışları hissetmiş olacak ki Jongin'e doğru çevirdi bakışlarını. Ama ona bakan Jongin'i fark edince panikle önüne döndü. Jongin onun bu hareketine gülümsedi ve masadan kalkıp ağır adımlarla yürümeye başladı. Kyungsoo'nun ona baktığını hissetse de o tarafa bakmadan yürümeye devam etti. Ancak bugüne kadar ismini hiç bu kadar güzel bir sesten duymamıştı. "Jongin," diye seslenmişti Kyungsoo ve Jongin anında adımlarını durdurmuştu. Ardından ayak sesleri duydu.
Kendisinden oldukça kısa beden önüne geçmiş panikle ona bakıyordu. Siyah tutamlarının süslediği alnına baktı Jongin. "Şey, borç hakkında. En kısa zamanda ödeyeceğim." dedi Kyungsoo ürkek sesiyle.
Jongin delici bakışlarını Kyungsoo'nun gözlerine indirdi ve "Borç senin değil bu yüzden endişe etmene gerek yok," dedi. Ardından kolundaki marka saate bakıp kaşlarını çattı. "Ve korkarım arkadaşın için de pek bir süre kalmamış. Yarına kadar borcunu ödemezse kendisi bilir." deyip soğuk bir şekilde gülümsedi. Fakat Kyungsoo'nun gözleri korkuyla açılmış dudakları düz bir çizgi halini almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILLEGALS
Fanfiction"Bir kere..." Chanyeol en sonunda konuştu. Boğazını temizledi ve devam etti. "Bir kere sarılabilir miyim?" titreyen sesiyle zar zor konuştu. Baekhyun'un kalbi biraz daha acımıştı. Gülümsediğinde kalbi biraz daha acırken kollarını açtı ve büyük beden...