20 [M] FİNAL

391 27 12
                                    

     Baekhyun titremeye başlayan bedenini sakinleştirmeye çalışırken Hyejin arkasına gelmiş ve kolunu tutuyordu. "Baekhyun neler oluyor, iyi misin?" Chanyeol'ün endişeli sesi telefonun ucundan kulağını doldururken Baekhyun ne yapacağını bilmiyordu. 

  "Y-yardım..." yerde yatan bedenin sahibi mırıldanırken hiçbir şeyden haberi yok gibiydi. 

  "Baekhyun!" kulağına güçlü bir ses gelirken Baekhyun gözlerini sımsıkı yumdu. "Sakin ol ve bana neler olduğunu söyle."

  "Chan... Çabuk gel, lütfen." Baekhyun fısıltıyla çıkan sesiyle konuştuktan sonra telefonu kapattı ve elinin arasında tutmaya devam etti. Hayatını mahveden adama yardım etmeli miydi? O pislik bunu hak ediyor muydu? Peki ya yardım etmediğinde susmayacak olan vicdanını nasıl zapt edecekti?

  "B-Baek?" kulağına dolan belli belirsiz sesle yerinden sıçradı ve hızlı adımlarıyla bahçeye çıkıp koltuklardan birine oturdu ve dizlerini kendine çekip kafasını dizine yasladı.

  Bu neydi? Neden olmuştu bu ya da nasıl? Koskoca Oh Sehun nasıl bu hale gelmişti ve Baekhyun'un kapısında ondan yardım istiyordu? 

  Baekhyun'un dudaklarından kısık bir inilti çıktı. Yine çok fazla düşünüyordu ve bu iyi değildi. Fazla düşünmek ona hiçbir zaman iyi gelmemişti, şimdi olduğu gibi. Başka bir şeye odaklanıp bunu unutmaya çalışırsa titremesi durabilirdi. Evet, Baekhyun artık bunu yapabilirdi!

  Ama yapamıyordu. Chanyeol olmayınca başka bir şey düşünemiyor ve içinde bulunduğu gerçeklikte kalıyordu. Bu da daha fazla titremesine yol açıyordu. Kafasından Oh Sehun ve kanlı yüzü, Oh Sehun ve yardım isteyişi, Oh Sehun ve yerde uzanan hareketsiz bedeni, Oh Sehun, Oh Sehun, Oh Sehun düşüncesini atamıyordu. Bir inilti daha çıktı dudaklarının arasından.

  Ne yapması gerekiyordu?

  Zihni iyice bulanıklaşmaya başlarken yapması gereken şeyi gittikçe unutuyor ve titremesine teslim oluyordu. Panik bedenini iyice ele geçiriyor ve onu kaçınılmaz sona doğru acımasızca sürüklüyordu.

















































































  "Chan... Çabuk gel, lütfen." telefonun ucundan gelen kısık sesle Chanyeol panikle yataktan çıktı. "Baekh-" kısa olana sesleneceği sırada telefonu kapattığını fark etti. Panikle dudaklarından bir inilti çıktı ve saçlarını çekiştirirken üzerine hızla montunu geçirip evden çıktı. Dizleri tüm gücünü kullanarak Chanyeol'ü Baekhyun'un evine götürmeye çalışıyordu. O sırada Chanyeol tekrar tekrar kısa olanı arıyordu ama hiçbir cevap yoktu. 

  Chanyeol neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Baekhyun'a bir şey olmuş olacağı düşüncesi bedeninde titremeye yol açarken dizlerine daha fazla güç vermeye çalışıyordu. 

  "Tanrım lütfen ona bir şey olmasın, lütfen ona bir şey olmasın, lütfen..." Chanyeol koşmaya devam ederken solukları arasından Tanrısına dua ediyordu. 

 Ona yıllar gibi gelen sürenin sonunda Baekhyun'un evinde nihayet varmıştı. Kalbi vücudunun her yerinde atarken kapıya varmış ve yerde kanlar kaplı yüzüyle uzanan Oh Sehun'u görmüştü. Başında bekleyen Hyejin karmaşık gözlerle Chanyeol'e bakarken Chanyeol Baekhyun'u arıyordu.

  "Baek-" solukları arasından Baekhyun'un adını fısıldamıştı. 

  "İ-içeride. Bu adam..."

ILLEGALSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin