Dylan görevlinin söylediklerinden sonra Zindan'da öldürdükleri yaratıklardan düşen kristalleri çıkarmaya başladı. Kimisi küçük, kimisi büyük şekilde olan bu kristaller lonca için önemli bir kaynak olarak görülebilirdi.
Bu özellikle bir bakışta yararı görünmeyen kristallerin lonca tarafından belli bir para karşılığında alınmasından anlaşılabilirdi. Bir zamanlar dikkat çekse de zamanla avcıların bu değersiz kristaller sayesinde kazandıkları paranın artması sayesinde unutulmuştu. Kimse kristalleri incelememiş ve gizli bir yararı olup olmadığına bakmamıştı bile. Tek düşündükleri daha fazla paraydı.
Görevli kristalleri aldıktan sonra bir kapıdan içeri girdi. Anlaşılan kristallerin değeri biçilecek ve biçilen değer kadar para getirecekti.
Zaman geçti, bir dakika, yarım saat, bir saat... Bir saat geçmesine rağmen görevli henüz gelmemişti. Bu da Dylan'ın iyice sıkılmasına neden olmuştu. Ayaklarını sessizce yere vurarak ritim tutturuyordu. En sonunda kapı açılıp görevli elinde küçük bir keseyle geldiğinde sıkıcı bekleyişi bittiği için oldukça sevinmişti.
Görevli keseyi Dylan'a uzatarak aldığı fiyatı söyledi. "Kesenin içinde toplam bir altın, yirmi sekiz gümüş ve yedi bakır var. İlk girişinize göre epey para kazanmışsınız. Ancak dikkat etmeni öneririm. Bu parayı sizden almak için gelenler olacaktır. O yüzden dikkatli ol."
Kısık sesle söylediği seslerden sonra Dylan adamı başıyla onayladı. Çıkışa doğru yürürken başını çevirip adama seslendi "Peki tamam. Dikkatli olacağım!"
Adamın yüzünde bir gülümseme belirdi. Elini sallayarak Dylan'ı uğurladıktan sonra işine geri döndü ve diğer işler ile ilgilenmeye başladı.
Loncadan çıktıktan sonra dışarıda bekleyen arkadaşlarının yanına doğru yürüdü. Adımlarını yavaşlatmıştı. Aurasınıda hafifçe etrafına yayarak yürümeye devam ediyordu. Arkasından birisinin takip ettiğini hissetmişti...
Dylan'ı arkasından takip eden adam, önündeki yavaş adımlarla yürüyen çocuğa iyice yaklaşmaya çalışıyordu. Loncadayken paranın miktarını duymuş, bu da onun ağzını sulandırmıştı.
Adam iyice yaklaşıp keseyi alacağı sırada Dylan ayaklarına yıldırımları ve enerjisini göndererek son derece yüksek bir hızda ileri atılmış, adamdan beş metre uzakta durmuş ve hemen arkasını dönerek nefretle adama bakmaya başlamıştı.
Kendisini takip eden adamı gözleriyle süzmüştü birkaç saniye içerisinde. Otuzlarının sonuna gelmiş gibi görünüyordu. Adamın üzerinde eskimiş ve parçalanmış kıyafetler ile bir evsizi andırıyordu. Adam Dylan'ın yaptığı ani hareketten dolayı korkmuş ve bu korkusu da onu yerine sabitlemişti.
Vücudundan Temel Düzeyin 10. seviyesinin aurası yayılıyordu. Dylan ile aralarında beş seviye fark olsada bu bir sorun değildi. Sıradan bir yetiştiriciye göre daha güçlüydü.
Evsiz adam kendi seviyesinin karşısındaki çocuktan beş seviye yüksek olmasına güvenerek korkusunu bir kenara bıraktı. Belki de bir hız tekniği kullanarak o hareketi yapmıştı kim bilir?
Adamın yüzündeki ifadesi bir anda korkudan kibire döndü ve yüksek sesle Dylan'a seslendi. "Velet! Bana Zindan'dan kazandığın bütün paraları bana ver yoksa ölümün çok acılı olacak!"
Çevredeki insanlar yavaşça oraya toplanmaya başladı. Bir kavga başlayacaktı ve bunu kaçırmak istemiyorlardı.
'Heh! Kendini üstün gören bir başka geri zekalı daha... Longinus'un Mızrağı'nı denemek için bir şans olabilir bu. Bakalım bu mızrakla yaptığım yıldırım saldırıları nasıl olacak!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet'in Düşüşü(Düzenlenecek)
FantasyŞeytan Cennet'ten kovulduktan sonra Cehennem'de oldukça güçlü bir ordu kurdu. En büyük ordunun bile yanında küçük kalacağı bu devasa orduda efsanelere konu olmuş milyonlarca yaratık bulunuyordu. Yaratıkların yanı sıra öldükten sonra Cehennem'e gönde...