"Öfkemin tadına bak!"
Dylan'ın kükremesinden ve haykırışından sonra büyük bir gökgürültüsü bütün şehirde duyuldu. Şehirdeki herkesin kulağını tıkamasayla büyük bir patlama sesi ve sarsıntı meydana geldi.
Loncanın önündeki alanda yoğun bir toz bulutu kalkmıştı. Kimse bir şey göremiyor, tozun yoğunluğundan dolayı zar zor nefes alıyorlardı. Sarsıntının boyutu o kadar büyüktü ki yakındaki pencereler bir anda parçalanmış, binaların bazılarında büyük, bazılarında ise küçük çapta çatlaklar ortaya çıkmıştı.
Toz bulutu yavaşça dağıldıktan sonra ortaya çıkan manzara tek kelimeyle korkunçtu!
Eskiden düz bir zemin olan yerde şimdi beş metre çapında, yarım metre derinliğinde büyük bir krater vardı. Kraterin etrafında sayısız büyüklü, küçüklü çatlak bulunuyordu. Ama asıl korkutucu tarafı kesinlikle bu değildi...
Birkaç saniye önce evsiz adamın olduğu yerde bir beden yoktu. Yaşam belirtisi yoktu. Ancak insan şeklinde olan bir enerji topluluğu vardı... Bu enerji topluluğu etrafta olan enerji değildi... Bu Dylan'ın katlettiği adamın enerjisiydi!
İnsanlar fal taşı gibi açılmış gözleriyle bu manzaraya bakarken mızraktan bir enerji ipliği fırladı. Birkaç saniye içerisinde fırlayan enerji ipliği, evsiz adamın enerjisi ile temasa geçti. Temasa geçtikten sonra enerji topluluğu mızrağa doğru çekildi.
Enerjinin bir kısmı mızrağa aktarıldı, kalan kısmı da Dylan'ın enerji merkezine geçti. Enerji merkezinde bir anda büyük bir baskı hissetti. O anda kırılma sesleri etrafa yayılmaya başladı. Art arda kırılma sesi geliyordu. Dylan seviye atlamaya başlamıştı!
Temel alem 8. Seviye!
Temel alem 9. seviye!
Temel alem 10. Seviye!
Temel alem 11. Seviye!
Dylan bedenine giren enerji dayesinde anında dört seviye birden atlamıştı. Etrafta bulunan insanlar şaşkınlıktan neredeyse ters düşeceklerdi!
Tek bir saldırı... Sadece ve sadece tek bir saldırı yapmıştı... Yaptığı saldırının bıraktığı etki zaten devasa boyuttaydı...
Bir saldırıyla rakibin bedenini tamamen yok edip sadece enerjisini bırakmak... Böyle bir şey dünya üzerinde ne görülmüş ne de duyulmuş bir şeydi! Başlı başına imkansız bir olaydı!
Her şeyin üstüne birde enerji topluluğunun mızraktan çıkan bir enerji ipliğiyle çekilmesi sonucu dört seviye birden atlamıştı... Birkaç saniye içerisinde tam tamına dört seviye atlamıştı! Karşılarında bir insan değil, bir canavar vardı!
Eğer ölmezse gelecekte her şeyin tepesinde olacak bir varlık olabilirdi! Dünyaya hükmedip istediğini yapabilir veya yaptırabilirdi. Gücüyle bile dağları devirebilir, yeni ovalar oluşturabilirdi.
Tabii böyle bir gücün yanlış ellere geçme durumu da vardı. İşte o zaman tam bir felaket olurdu. Kaos, vahşet, katliam... Bu güçle her şeyi yok edebilirdi. Tek bir tane bile yaşayan canlı bırakmayabilirdi.
Böyle bir kişinin yaşaması hem tehlikeli, hem de bir lütuftu. Medeniyeti daha ileri seviyelere götürecek potansiyele sahipti. Tüm savaşları tek bir bakışıyla durduracak potansiyeli vardı.
Tabii bunların hepsi potansiyeldi. Gelecekte eğer çok çalışırsa kazanabileceği şeylerdi. Hiç bir şey yapmayıp gücün kendiliğinden gelmesini beklerse bu potansiyeli çöpe atmış olurdu...
İnsanların aklından türlü türlü şeyler geçerken Dylan'ın etrafındaki hava tekrardan değişti. Yakuttan bile daha kırmızı olan gözleri parlamaya, uzun beyaz saçları rüzgar olmadığı halde hafifçe yükselerek dalgalanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet'in Düşüşü(Düzenlenecek)
FantasíaŞeytan Cennet'ten kovulduktan sonra Cehennem'de oldukça güçlü bir ordu kurdu. En büyük ordunun bile yanında küçük kalacağı bu devasa orduda efsanelere konu olmuş milyonlarca yaratık bulunuyordu. Yaratıkların yanı sıra öldükten sonra Cehennem'e gönde...