Bölüm 14: Yıldırım Buz Kurdu

100 18 14
                                    

"Ben eğitim salonuna iniyorum. Yemeğe kalmayacağım."

Dylan'ın sesi tüm evde yankılandıktan sonra merdivenlerden ayak sesleri geldi. Ardından bir kapı kapanma sesi.

Dylan devasa salona tekrar göz attı. Birkaç gün önce kukla tarafından fena dövülmüştü. Hala unutmamıştı onu. Nasıl unutabilirdi ki? Bir kukla tarafından dayak yemişti.

Yavaşça element talim sahasına doğru ilerledi. Bu sefer rüzgarı seçti. Yıldırımı oldukça rahat kontrol edebiliyordu. Ancak aynısı rüzgar için geçerli değildi. Rüzgarı neredeyse hiç kullanmamıştı.

Enerjisini etrafa yaydıktan sonra yavaşça bir kalkan şekillendi. Kalkan kapandığında rüzgar esmeye başladı. Zaman geçtiktçe gücünü artırıyordu. Dylan olduğu yerde gözlerini kapatmış enerjisiyle rüzgarı kontrol etmeye çalışıyordu ama o kadar basit değildi. Yıldırımda enerjisiyle etrafını sarmıştı ancak rüzgarın fiziksel bir formu yoktu.

Rüzgarın hızı git gide artarken alnından yavaşça terler akmaya başlamıştı. Ne zaman kontrol etmeye biraz yaklaşsa rüzgar hızlanıyor ve tüm çabaları boşa gidiyordu. Sahayı aktif etmesinin hüzerinden beş dakika geçtikten sonra kalkanın içerisinde büyük bir hortum oluşturacak kadar hızlı rüzgar esiyordu.

Rüzgarın hızı ve şiddeti arttıkça Dylan olduğu yerden geriye doğru kaymaya başlamıştı. Ne kadar zorlasa da gelen rüzgarı kontrol edemiyordu.

Dakikalar geçti. Bu süre zarfında Dylan sürekli enerjisini yayarak rüzgarı durdurmaya, hiç olmazsa yavaşlatmaya çalışıyordu. Ancak bu göründüğü kadar kolay değildi. Bir taraftan giderek hızını ve şiddetini artıran rüzgar, diğer taraftan da enerji kalkanı.

Enerji kalkanına çarparsa geçen seferki olayların tekrar edeceği düşüncesi zihnini ele geçirmişti. Kalkana dokunduğunda şiddetli bir geri tepme ve elektrik canını yakan bir düzeydeydi. Eğer bir kere kalkana temas ederse bütün çabaları boşa gidebilirdi.

Zaman hızla ilerledi. O kadar odaklanmıştı ki zamanın nasıl geçtiğini unutmuştu. Rüzgar hızını daha da artırmış neredeyse bütün bir ormanı parçalayacak düzeye gelmişti. Kıyafetlerinde kesikler vardı. Direnmesine rağmen kalkana doğru sürüklenmeye devam ediyordu.

Dylan en sonunda pes etmiş ve sahaya giden enerjiyi kesmişti. Enerji kesilince kalkan kapanmış ve rüzgarda bitmişti. Bütün vücudu terlerle ve ufak kesiklerle doluydu. Rüzgarın düşündüğünden daha zor olduğunu anlamıştı.

Dizlerinin üzerine çöktü ve derin nefesler almaya başladı. Enerjisi neredeyse tükenme noktasına gelmişti.

Yaklaşık bir dakika boyunca yerde nefes almaya devam etti. Nefeslerini bir düzene soktuktan sonra ayağa kalktı ve çıkışa doğru yürümeye başladı.

Eğitim salonundan çıktıktan sonra üst kata çıkı ve banyoya girdi. Kıyafetleri ter yüzünden vücuduna yapışmıştı.

Yıkandıktan sonra üzerine temiz kıyafetler giyip aşağıya indi. Diğerleri yemek masasında oturmuş ymeek yiyorlardı. Dylan onları gördüğünde şaşırdı.

"Yemeği neden bu kadar geç yiyorsunuz? Hazırlanması o kadar uzun sürmemeliydi değil mi?" dedi. Hala anlam verememişti.

"Geç mi? Sen aşağı indiğinden beri sadece yarım saat geçti. Neden geç olsun ki?" diyerek karşılık verdi Khan. Evelyn ve Lissa'da ardından kıkırdamaya başladı.

Dylan Khan'ın sözlerinden sonra neredeyse yere düşecekti. Eğitime girdiğinden beri otuz dakika mı geçmişti? Ancak o kadar mı dayanabilmişti?

Cennet'in Düşüşü(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin