'kafam iyicene karışmıştı'

206 24 10
                                    

Isabelle ile deli gibi koşuyorduk. Tabii fırtına buna pek aldırış etmemişti.

Kariyerlerin önünden "KOŞ, KOŞ !"  Diye bağırarak geçtiğimizde hepsi bize afallayarak baktı. Tabi arkalarındaki rüzgarı hissettiklerinde arkalarına dönüp fırtınayı fark etmişlerdi.

Onlarda bizim gibi kendi canlarını kurtarmak için koşmaya başlamışlardı.Fırtına iyicene yaklaştığına bir ağacın gövdesine tuttundum.

İsabelle de benim gibi bir ağaca tutunmuştu.Kariyerler ağaçlara tuttunmuştu birisi hariç. Catarina loss.

Fırtına vurduğunda kafama sanki taş düşüyor zannetmiştim.Catarina çığlıklar içinde fırtınanın derinliklerine sürüklendi."CATARİNA" diye bağırdı magnus.

Tutunduğu ağacı bırakarak catarinanın peşinden o da sürüklendi.Ona 'MAGNUS'

'DELİRDİN Mİ SEN ?! '

'ORDA ÖLECEKSİN' diye bağırmak istesemde dudaklarım sanki mühürlenmişti. Artık fırtınadan dolayı uzağımdaki hiç bir şeyi göremiyordum.Kulaklarıma bir top sesi dolunca kalbim deli gibi attı.

Arkamı dönüp olan bitene bakmaya çalıştım fakat bunu yaparsam ölebilordim."ALEC GİTMELİYİZ" Diye bağırdı isabelle.

Kendimi toparlayıp ona onay verdim."Kaçmalarına izin vermeyin !" Diye bağırdı ikinci mıntıkanın erkek haracı. İsabelle ile ağaçlara tutunarak uzaklaşmaya başladık.

Kariyerler tehlikeli görünüyordu fakat hic biri ağaçları bırakacak kadar cesaretli değildi. Tabii magnus hariç sanırım. Şuan yaşayıp, yaşamadığını bilmediğim magnus.

Fırtınadan çıktığımızda isabelle ve ben kendimizi yere attık.Nefes nefese kalmıştık.

Oyun kurucu bizi öldürmek istedi. Tabii kariyerden biri öldü. Magnusu düşündükçe içim kararıyordu.Ona bir şey olacak diye korkuyordum ve bu iyi değildi. 'Kimse senin dikkatini dağıtmasın.'  Gibi birşey Dediğini hatırlıyorum almira'nın.

Şimdi ne dediğini daha net anlıyordum. Aslında ilk başta isabelle'den bahsediyor sandım. Ama hayır.

Magnustan bahsediyordu. Kendimi toparlayıpayağa kalktım. Ardından yerdeki kan izlerine baktım.

"İsabelle?" Dedim. İzzy kafasını kara gömmüştü."Ne var?" Desi izzy.

Ona kardaki kanları gösterdim."Bugün sadece üç top atış sesi duydum. Bir haraç olabilir mi?" Dedim.

İsabelle kaşlarını çattı."Açıkçası başıma bir bela daha almak istemiyorum." Dedi isabelle.

Gözlerimi devirerek kan izlerini takip ettim. Hemen arkamdan isabelle geliyordu. Tepenin aşağısında yerde hareketsiz bir beden vardı.

Siyah bir montu vardı. Kaşlarımı çatarak tepeden aşağıya indim. Bedenin etrafında çok fazla kan vardı.İsabelle kırbacını çıkartmış uzaktan bana bakıyordu. Bedeni kendime çevirdiğimde bunun 12. Mıntıkanın erkek haracı underhill olduğunu fark ettim.

Karnında kücük fakat derin bir yarası vardı. Çok fazla kan kaybetmişe benziyordu.Izzy'e gelmesini işaret ettim."Onu öldürelim." Dedi isabelle.

Oyunun ilk günü daha az heycanlı geçer diye düşünmüştüm."Olmaz hala yaşama şansı var sadece biraz yardıma ihtiyacı var." Desim.

İsabelle elerini göğsünde kavuşturdu."Bu bizi ilgilendirmez. Ayrıca onu nasıl taşıyacağız? Eğer bunu bulursan tamam. Onu alırız." Dedi isabelle.Biraz düşündüm...

Ve buldum.

...

İsabelle'in kırbacını underhill'in karnına bağlamış onu çekiyorduk. Çok zayıf olduğundan onu çekmek kolaydı.

Akşam oluyordu."Kalacak bir yere ihtiyacımız var.Ayrıca yemek yemeliyiz." Dedi isabelle. Derin bir iç çektim.

Yukarıdaki küçük dağdaki oyuğu gösterdim."Orda kalacağız. Oraya vardığımızda ben avlanırım sende underhill'e bakarsın." Dedim.

Oyuğa vardığımızda isabelle underhill'i yatırmış ve onun başında beklemişti.

Bende dışarı çıkıp bir hayvan aramıştım. Bir ağacın arkasına saklanıp gözüme kestirdiğim üç tavşanı izledim.

Birisi diğerlerine göre daha iri yarıydı diğerleri ise ona göre daha ufak tefekti. Büyüğü daha kolay ablamıştım çünkü digerleri kadar hızlı değildi.

Diğer ufağı da yakalamıştım fakat diğeri kaçtı. Tavşanları alıp oyuğa geri dönerken yanımda birkaç çalı çırpı getirmiştim.

Oyuğa döndüğümde underhill ve isabelle konuşuyordu.Underhill'in teni solmuş ve yorgun görüksede iyi görünüyordu.Tavşanları bir köşeye koydum."Daha iyi misin?" Diye sordum underhill.

"Evet. Evet daha iyiyim. Beni aldığınız için teşekkür ederim." Dedi.

Bize anlattığına göre beşinci mıntıkanın erkek haracı ona saldırmış fakat kaçmayı da başarmış.

Bizde bu sırada ateş yakıp isabelle'in tavşanları elden geçirdikten sonra pişirmesini izledik.

Yemek pişerken underhill'in yarasını kıyafetlerimizden kopardığımız parçalar ile  sarmıştık.

...
Umarım zehirlenmeyiz. Tabii içine bir şey atmamıştı. Tavşanları afiyetle yemiştik.

Tavşanları yakaladığım için kendimle gurur duyuyordum.Gece çöktüğünde ayağa kalktım."İlk nöbeti ben alırım." Dedim.

İsabelle omuz silkti. " Bana uyar."  Diyerek ateşin yanına uzandı."Underhill uyku tulumumuz var istersen kullanabilirsin." Dedim.ve dışarı çıktım.

Yere oturup ok ve yayımı elimide hazırtuttum.

....

Ben ağaçların arasında gezerken kan izlerini takip ediyordum."MAGNUS?" diye onu arıyordum.

Ardından yerde kanlar içinde yatan onu gördüm."Magnus!" Diye bağırarak onun yanına çömeldim.Her yeri morarmıştı.

"Magnus, Magnus lütfen uyan." Diyerek onu kucağıma çektim."Hepsi senin hatan." Dedi underhill.

Yanında kariyerlerler bana doğru bakıyordu."Bunu hak ettin!" Diye bağırdı underhill."B-ben" diyebildim sadece.

Underhill'in yüzüme hızla bıçağını yaklaştırdığında her yer karardı.

...

Nefes nefese uyandım." İyimisin? Merak etme sadece bir rüyaydı." Dedi underhill.

Onu görünce istemsizce irkildim." Magnus, magnus diye sayıklayınca seni uyandırdım." Dedi underhill.

Derin bir iç çekip, "Teşekkür ederim. Nöbet sırasında uyumamam gerekirdi kusura bakma." Dedim.

"Sorun değil." Desi underhill. Daha sonra gürültülü bir sesle ölenlerin fotoğrafları gökyüzüne yansıtıldı.

1. Mıntıkadan catarina loss.
5. Mıntıkadan Alice born.
7. Mıntıkadan Marcus ween.

Aralarında magnus olmadığını görünce o kadar rahatlamıştım ki buna ben bile şaşırmıştım." Onunla aranızda sadece cinsel ilişki geçmedi değil mi? Ona değer veriyorsun."dedi underhill sırıtarak.

Görünüşe bakılırsa uykusunu iyi almış." Asıl soru o sana değer veriyor mu?" Desi underhill iğneliyci bir tonda.

Şuan bütün kameraların bizim üstünde  olduğunu tahmin etmek pek de zor değildi. Yanaklarımdaki sıcaklık işleri daha kötü yapıyordu."Ben...bilmiyorum. Oyunlara gitmeden önce akşam olduğunda ikimizde terastaydık ve...o beni öpmüştü. Nedenini bilmiyordum ilk başta her şeyi dikkat çekmek için yapmıştık fakat o beni orda öptüğünde ona röpörtajın bittiğini söylediğim o da beni bu yüzden öpmediğini söyledi. Öylece kaldım. Kafam iyicene karışmıştı." Dedim aşağıya bakarak.

Underhill bana parlayan gözlerle bakiyordu."Belki de aşık olmussunuzd-" derken elimle onun ağzını kapadım."Git ve uyu zaten yaran var seninle uğraşamam hala rakip sayılırız unutma." Dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak.

Underhill  pisçe sırıtarak benden uzaklaştı.




TributeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin