Alec'in üstünden kalkıp onu kaldırdım. "İyi misin ? " dedim sakince. Alec başı ile onayladı.
İsabelle bu sırada yerde bıraktığım ilacı alıp çantaya koyuyordu. Alec'i biraz uzağımızdaki mağraya kadar taşıdık. İsabelle kurumuş dallardan bir ateş yaktı ve Alec'i ateşin yanına oturttuk.
Onun bir montu olmadığından kendi montumu ona sardım. Uzun zamandır kış temalı bir arena yapmamışlardı.
"Ben avlanmaya gidiyorum. Siz de o sırada çantada olan şeyleri yiyin. Birazdan dönerim. Ayrıca unutmadan, magnus alec'e ilacını ver." Diyi mağradan çıktı isabelle.
Derin bir iç çekip çantayı açtım ve ilacı aldım. İlacın kutusunda bir iğne ve küçük bir şişede sıvı vardı.
İğneği o ilaçla doldurup Alec'in kolunu açarken Alec birden beni durdurdu." Ne oldu ? İğneden mi korkuyorsun ? " dedim alayla.
Alec'in gözlerine baktığımda ciddiydi. Birden yüzüm düştü." Magnus-" diye başladı ama sözünü kestim.
"Hayır. Elini çek ilacını alman lazım.." dedim sertçe ve kolundaki yarayı tekrar görmek için tişörtünü çekiştirirken alec tekrar elimi tuttu ve iğneyi bir kenara doğru yuvarladı.
Ayağa kalkacakken alec beni durdurdu."Magnus,dur. Lütfen." Diyip pantolonuma taktığım bıçağı elime tutuşturdu, hemen ardından bileğini iyicene açtı.
"Ne halt yiyorsun sen ? " dedim sinirlice.
"Magnus eğer cesedimi isabelle görmeden kaldırırsan-"
"Delirdin mi sen-" derken eliyle ağzımı kapadı." Bak sorun değil. Artık çıkmaza geldim. Her şekilde öleceğim ve isabelle bunu görürse zayıflayacak, oyunu kazanamayacak. İzzy şuan yokken beni öldürmeni istiyorum.Öleceğim ve sizin boşa çırpınmanızı istemiyorum." Dedi alec ciddi bir şekilde.
Ona inanamayan bir şekilde baktım. Şaka falan mı yapıyordu? "Hayır öyle bir şey olmayacak." Diyip iğneyi almaya gittim ama beni yine durdurdu.
"Magnus, lütfen... seni tanıdığıma sevindim, eğlendik,hoş güzel ama-"
Bir anda içimde büyük bir öfke patlaması oluştu." Eğlendik mi ? Seninle eğlendiğimi falan mı zannediyorsun sen ? Bunca şeyi eğlendiğimiz için mi yapıyorum ben ? Her yattığım kişi ve öpüştüğüm kişi benim için bir eğlence mi sence ? Sen beni aptal bir sürtük mü zannediyordun? " diyip gülmeye başladım.
Alec, "Magnus öyle demek-"
"Aslında haklısın.Kendime aşka kapadım ama neden mi ? İşte böyle durumlar için. Sana değer veriyorum çünkü seni seviyorum. Ve bu oyunda seversen ölürsün. Seni kaybedeceğimi düşündükçe ödüm patlıyor ve kendime lanetler okuyorum. " dedim elimdeki bıçağı sıkarken.
Alec aval aval bana bakıyordu."Oyuna üst üste 3 kere katıldım. Çünkü hem halkımın ölmesini istemiyordum hemde kaybedecek bir şeyim yoktu. Ailem öldü, artık bir arkadaşım bile yok... ne kaybedebilirim ki ? Sen geldiğinde bir nedenim olmuştu işte. Çünkü aşık olmuştum. Biliyorum ilk başta bende inanmadım ama seni yaralı halde gördüğüm zaman senin için nasıl endişelendim senin haberin var mı ? Şimdide önüme çıkmış beni öldür diyorsun. " dedim sesim titrerken.
"Magnus ben-"
"Haklısın. Hiç aşık olmamışsın sen. Nasıl bir duygu biliyor musun ? " diyip bende bileğimi açtım ve bıçağı bileğime dayadım.
"O kişiyle beraber ölmeyi göze alırsın. Ya da onun yerine ölmeyi ? Sana karşı yaptığım her şey rol değildi Alec. Balkonda olduğumuz gün, ben ciddiydim. Ama sen yine rol sandın." Diyip ayağımdaki yarayı açtım.
" Sana o kadar odaklandım ki ayağımdaki şu aptal yarayı bile umursamadım. " Elimdeki bıçağı hemen sonra bileğime daha çok dayadım.
"Korkuyor musun ? Ölmemden ya da yara almamdan ? Seni öldürdüm diyelim. Sen öldükten sonra kendi canıma kıymayacağımı nerden biliyorsun ? Sonra bunu gören isabell'in de buna dayanamayıp onunda kendi canına kıymayacağını nerden biliyorsun ? Olmayacak şey değil. Ne oldu senin plan ? Suya düştü. İşte bu yüzden sonuna kadar gitmeliyiz anlıyor musun ? Kazanmayacağını nerden biliyorsun ? Burası açlık oyunları Alec. Şans değil." dedim. O kadar sinirliydim ki...
"Belki umrunda değilim ama ben seni umursuyorum." Diyip bıçağımı bıraktım ve yandan ilacı aldım.
Hiç bir şey yapmamıştı. Öylece yere bakıyordu. Kolunu iyicene açıp koluna iğneyi hafifçe geçirdim.
Kalbim deli gibi atsada dışarıya belli etmiyordum. İlacı enjekte ettikten sonra iğneği yere bırakıp kolunu inceledim.
Mağrada ateşin sesinden başka hiç bir ses yoktu." Bende seni seviyorum. " dedi alec ateşe bakarken.
Gülmeğe başladım."Magnus ben seni gerçekten seviyordum sadece emin değildim." Dedi Alec.
"Evet, anladım." Diyip çantayı yanına koydum." Orda biraz yiyecek var. Ben şu ateş için biraz çalı,çırpı toplamaya gidiyorum. Yakınlarda olurum sana bir şey olursa anında görürüm merak etme.Isabelle birazdan gelir." Diyip kalkacakken alec beni tutup dudaklarıma yapıştı.
Magnusa üzüldüm ;(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tribute
Fanfiction24 haraç ve bir birine aşık olmuş iki ayrı mıntıkadan Alec ve magnus.