WONDER

990 110 48
                                    

Alıştınız her gün bölüm atmama biraz geç geldi biliyorum. Ama sizi uyarmıştım ben hahahah bol bol yorum yazın ve benim ponçik kalbimi mutlu edin hadi. Keyifli okumalar

"Basit bir kimlik sorunuydu aslında vaka. Kendini Kai olduğuna ikna etmişti çünkü başka ne olabileceğini bilmiyordu. Ailesiyle birlikte sahip olduğu amacı kaybetmişti."

"Bir amacı olmayınca kimliğini sorgulamaya başladı ve kendini Kai olduğuna ikna etti."

"Aynen öyle."

"Yanlış hatırlamıyorsam bir görgü tanığı vardı."

"Evet, Kai'nin elinden sağ kurtulan çocuğu kaçırıp bitmemiş işini tamamlayacağını söyledi. Ama polisler bir şey olmadan çocuğu kurtardılar."

"Çocuğun adı neydi doktor?"

"Sanırım bunu dosyasına bakarak bulmalısınız. Malesef ben bu bilgiye sahip değilim. Ayrıca aynı tranvayı ikinciye yaşadığından psikolojik tedavisi için Amerikaya gittiğini biliyorum."

"Her şey için teşekkürler doktor Kim."

"Bana pek de seçenek sunmasınız." Suho gözlerini kaçırarak notlarını toplarken Chanyeol savcılık emri için kendini biraz kötü hissetti. Ancak biliyordu ki Suho asla ona istediği bilgileri vermezdi ve bu bahsettikleri çocuğun bir şekilde kilit noktası olabileceğini düşünüyordu. İlk işi kim olduğunu bulmak olacaktı. Ama buradan gitmeden önce yapması gereken son bir şey vardı.

Aldığı notları yazdığı defteri ceketinin ön cebine koyarken yavaşça ayaklandı. Suho dedektifin ayaklanmasıyla yerinden kalkarak nezaketle elini uzattı. Hastanesine bu kadar sık gelinmesi hastaları hakkında sürekli sorguya çekilmek hoşuna gitmiyordu doktorun. Bir suçlu olsalar da onlar da insandı. Ve bunu saygısızlık olarak görüyordu.

"Sizden son bir şey isteyeceğim." Chanyeol elini uzatıp dostça doktorun elini sıkarken söyledi.

"Kai ile küçük bir görüşme yapmak istiyorum."

"Buna kesinlikle izin veremem."

"Onu hücresinden çıkarmanıza gerek yok. En fazla 5 dakika sürecek."

Suho pes ederek nefesini dışarı verdi. "Sadece beş dakika." 

Chanyeol kafasını sallayarak onu onayladığında hala kafasında dolaşan cümleyi unutmamaya çalışıyordu. Suho telsizle güvenliğe haber verdiğinde odadan ayrılmak için hazırlanmıştı dedektif. Beyaz duvarlardan doktoru takip ederek ilerlerken kendini boğuluyormuş gibi hissediyordu Chanyeol. Nasıl bir hasta burada iyileşebilir ki diye düşündü. Burası seni sanki daha da dibe çekiyordu.

Hücrelerin olduğu koridora çıkmadan önce iki kapılı girişten geçmiş ilk kapıdan sonra kontrol edilmişti dedektif. Silahını bırakmak hoşuna gitmese de götürmenin daha tehlikeli olacağını o da biliyordu. Suho'nun bütün itirazlarına rağmen onu da silahıyla birlikte o odada bırakarak ikinci kapıdan yalnız geçmişti. 

Ona Kai'nin hücre numarası verilmişti. Önünden geçtiği hiçbir hücreye bakmadan yalnızca kaç tane geçtiğini sayarak ilerledi dedektif. Burada bu kadar psikopatın içinden silahsız bir şekilde yürümek öyle ya da böyle onu geriyordu. Belki de tam bu yüzden çişi gelmişti. Gerildiğinde hep çişi gelirdi. Sadece bunu yansıtmayacak kadar iyi bir oyunculuğu vardı.

Dedektifin gelişini fark eden Kai alaycı gülümsemesiyle karşıladı onu. Her zamanki rahatlığıyla onlara verilen yatağın üzerinde oturuyordu. "Sizi bu kadar erken beklemiyordum dedektif."

"Sanırım ne yapmak istediğini anladım."

"O kadar zeki olduğunu zannetmiyorum."

Chanyeol bir an için şaşırsa da bunu mükemmel bir oyunculukla gizlemeyi başardı. Gözlerini devirirken parmaklıklara biraz daha yaklaştı. Suho'nun onları dinlediğini biliyordu. "O çocuğu bulacağım ve seninle ne ilgisi olduğunu öğreneceğim." fısıldayarak konuştuğunda Kai'nin yüzünde hiçbir mimik oynamamıştı.

SociopathHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin